-4-...Altay

50.9K 1.3K 22
                                    

İyi okumalar....

Altay o şahane gülümsemeyi yüzünden silip ciddi bir ifade takındı. Benle konuşmayı neden istemişti acaba? Biran önce konuya girse iyi olacaktı. Benim oğluşum açtı ve eve gitmem gerekiyordu. Ne kadar sorun olmasa da daha çok küçüktü. Cemre denen kadın garsonu çağırıp bir dünya tatlı sipariş etti ve Altay'ın koluna girdi. Altay bundan etkilenmemiş gibi hemen konuşmaya başladı. "Bakın Bade hanım.. Benim size sunacağım teklif biraz.. Imm nasıl desem.... Bakın çok kızabilirsiniz. Hatta kalkıp gidebilirsiniz de.. Fakat benim size ihtiyacım var -ki bebeğinizin erkek olması daha da işime yarayabilir.." Normalde şuan sinirden kudurmam gerkiyordu di mi. Ama ben sunacağı teklifi az çok tahmin edebiliyordum.. Ama tabii ki hemen yumuşamıycaktım. Sonunu düşünmeden bir işe asla girmezdim. "Bak..Be-benim Mardin'e ailemin yanına gitmem lazım.. Fakat.." "Anladım... Mardin.. Töre.. falan falan..Kusura bakma ben bu işte yokum.. Ben sadece küçük bir şey demek için seninle buluşmak istedim... Ama o dediğin şey olmaz..Karın var ya onunla git!"  diyerek ayaklandım. Belki fazla sert çıkmıştım, fazla abartmıştım ama gurursuz değilim. Zaten karısı varken benden ne istiyordu. Ha tamam Asrın onunda oğluydu ama benim oğlumu kullanarak hayatını kurtaramaz!  "Bade dinle lütfen" "Lütfen.. Bu konuşma burada bitmiştir.."  Asrın'ın  pusetini de koluma takıp içtiğim çayın parasını masaya bıraktım. Çıkışa doğru giderken peşimden gelmedi. Kolumu tutup 'Gitme bir konuşalım' demedi. İsterdim ama olmadı.  Çıktığım gibi arabaya koştum. Amma da uzağa park etişim ha arabayı! Kolum koptu puseti taşımaktan.. "Bade!?" kafamı çevirip arkama baktım. Hayır tabii ki Altay falan değildi. Candan kızı Aylin'le peşimizden koşuyordu. Gülümseyerek puseti arabaya yerleştirdim. "Kız dört günlük çocuğu ne diye çıkardın dışarı" "Aman bişeycik olmaz benim tosunuma"  "İyi iyi peki.. Ee naptınız dışarda?" "Napalım teyzesi babasını görmeye geldik" "Ha?" "Hadi geçin evde anlatırım"  hep birlikte arabaya bindik... Her şeyi en başından anlatmak biraz uzun olacaktı.

En başından her şeyi anlatmam tam olarak üç saat sürdü. Gerçi Candan sürekli sözümü kesmeseydi daha kısa olabilirdi. Çok şaşırmıştı. Ama bir yandan da bunu yapmamı doğru buldu. Onu bulduğumu herkes biliyordu. Ama orda olanaları şuan sadece Candan biliyordu. "Demek karısı var ha?!" "Nişanlısı yani sanırım... İkisinin de parmağında yüzük yoktu." "Kız bu çocuk gayrimeşru olmasın" "Asrın gibi mi?" "Ya.. Öyle demek istemedim. Biliyorsun" "Biliyorum biliyorum... Ya inan şuan önemi yok da oğlum büyüdüğünde babasını sorarsa ben ne derim ona"  "Düşünme  şimdi bunları canım ya" diyerek sıkı sıkı sarıldı bana... Abla gibiydi Candan benim için.. Olmayan ablam.. "Neyse çay koyayım sana" gülümseyerek kalktım yerimden.. 

###

Bütün gece uyuyamamıştım. Sağolsun oğlum ağlamış durmuştu. Karnı toktu. Altı temizdi. Gazı vardı. O da çıkmıyordu bi türlü.. Bütün gece uğraşmıştım.  Paşamın göz yaşları aktıkça yaram varmıtşta oraya tuz basılıyormuş gibi oluyordum. Sürekli karnını ovsamda olmuyordu... Böyle sabah etmiştik ve beebeğim daha yeni uyumuştu. Ve benimde gözlerim kapanıyordu artık.. Ama kendime gelmem ve bir kaç dosyaya bakmam lazımdı. Sıkıldığım için Candan birkaç dosya vermişti. Onları halledip ona teslim edecektim. En azından sıkılmazdım. Ama şimdi yapmasam da olurdu. Birazcık iki saatcik uyusam olmaz mıydı? Olurdu ya olur..- Kim sabahın bu saatinde beni rahatsız eden bok beyinli! 

Kapıya gidip yarı kapalı gözlerimle açtım. "Ne var?!"  "Merhaba?" o sesi duyduğumda gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Ne işin var burda nasıl buldun burayı?!"  "Boşver... İçeri girebilir miyim?" "Hayır!" Bu dediğime o da ben de şaşırmıştık. Aptal mıydım ben?! "Şey.. ben sadece konuşma..-" "Bak ben senle MArdin'e gelmem. Gelemem!" "Neden?" "Ya senin bir karın bir kızın var! Onları götürsene niye ben?! Ben kimim ki?!" Mahçup olmuş gibi arkasına baktı sonra kolumu tutup hızla içeri itti beni! "Noluyor be!" "Mecbursun sen bunu yapmak zorundasın!" "Lan karın al git be manyak mısın?!" "Mardin lan orası Mardin! Erkek çocuk lazım bana!" "Aaa! Yeter banane be banane! Biz senin öyle kullanıpta atabileceğin kişiler değiliz!" "Ben öyle demek istemedim." "Lan defol git! Kimsin sen ya.." "Çocuğun babası nerde?!" "Sa-sanane be! Ayrıca konuyu saptırma!" "Git hazırlan!!" "Bağırma bana! Çocuk uyuyor ayrıca!" "Tamam git hazırlan!" "Zorba mısın be sen?!" "Evet!" diyerek kolumu tuttu ve beni odaya soktu. "Hazırlan!"  sadece bakbiliyordum. Ne diye böyle davranıyordu ki sanki! "Çabuk!" O öyle bağırınca Asrın'da ağlamaya başladı. Gözüm kapıya gittiğinde, hızla odadan çıkıp Asrın'ın odasına gitti. O odaya girince Asrın sessizleşti. Korkuyla odaya gittiğimde onu kucağına almış pışpışlıyordu. Nasıl bu duruma gelmiştik biz! Bir adam sırf töre için tanımadığı kadınla iş birliği yapıyor! "Korkak mısın sen?!" "Ne?" diyerek bana döndü. "Ne korkağı be!" "Hahaha o yüzden mi karını ve kızını götüremiyorsun!" "Bana bak!" "He gülüm baktım.."  Küçük bir kahkaha atıp gülen gözleriyle baktı bana "Ne inatçı bir şeysin sen!" "Sanane be defol evimden! Ya daha yeni uyumuş.-" "Uyuyor zaten! Sessiz ol!" "Bakıyorum da bu konuda oldukca iyisin" "Kızım var benim!" "Ah doğru!" diyerek Asrın'ı kucağından almaya çalıştım, fakat elimi uzatır uzatmaz ağlamaya başladı. Hissediyor muydu bu çocuk ben anlamıyorum ki! "Sen niye ağlıyorsun?" "ben mi?.. Hiç"  diyerek buğulanmış gözlerimi kaçırdım ondan "Sen gitsene!"  "Hazırlansana!" "Niye ya!" "Size ihtiyacım var!" "Karınla git!"  "Off! Gidemem! Karım yok ki!" "Ha?" "Sonra anlatırım hadi! Lütfen!.."  "Olmaz Sen kafayı yemişsin! Ben böyle bir oyun oynayamam!"  Asrın'ı yatağına bırakıp yanıma geldi. Boyu benden en az on beş santim uzundu. "Bak sadece bir ay hatta daha az.. Sadece oraya gidip benim zaten evli olduğumu göstericez.." "Sonra?" "Sonra mı?" "Ya sonra?" "Sonra.. Sonrası yok yani sadece göstermelik"  "Yürü git bu evden! Defol!" Yanağındaki kas seyirdi. Dişlerini sıktığı belliydi. "Niye ben sinirleniyorum ki! Aaağğh!" "Bağırma" diyerek ağzını kapatmaya çalıştım. Ama artık çok geçti. Asrın uyanmış avaz avaz ağlıyordu. "Çocuğumun psikolojisini bozdun!"  Benden önce davrsanıp Asrın'ı yataktan aldı ve "Hadi annesi sen hazırlan!" dedi. Gözlerimi devirip salona geçtim böyle bir şeyi yapmazdım zaten! Gururumu ayaklar altına alamazdım! "Ya bak para veririrm sana! Ömür boyu yetecek kadar para veririm!"  "Sen kafan yerinde mi be?! Aptal herif kimim ben Ha?! Orospu falan mı?!" "Çocuğunun babası nerde?!" "Taktı ya sanane!" "Burdan bakılınca öylesin ama!" "Ha?" seslice yutkundum. "Siktir git bu evden!" diyerek sırtından itmeye başladım onu! "Dur bak tamam özür dilerim! Ahh kahretsin dur! Bak kouşa..-" "Defol!" diyip kapıyı yüzüne kapadım!  Bir günde bu kadar aksiyon bana yeterde artardı bile! Dediği şey fazla ağırdı biraz daha yalvarsa kabul edecektim oysaki!  Göz yaşalrım serbestçe akarken oğlumun ağlaması çok iyi oluyordu! Odasına gidip kucağıma aldım ama umursamıyordu. Çocuğum bile takmıyordu beni! "Ağlama paşam... Paşam yapma ama... Tamam anneciğim ağla.. Ağla sende!" Ne diye çocuğa bağırıyorsam!.. Telefonumun sesiyle Asrın'ı yatağına bırakıp arka cebimden telefonumu çıkardım. "Ne var be?! Yine ne var!" "Niye ağlıyorsun sen! Bak eğer benim.-" "Ya senin dediğin tek kelime umrumda değil anladın mı?! Arama sorma! İstemiyorum ya!" cevap vermedi bende yüzüne kapadım.. Artık umrumda değildi. Bilmesin çocuğum onun kim olduğunu bilmesin.. Ben ona yeni beni seven bir baba bulurum.. Kemal mesela? Tamam sevmiyor hatta ben onu tanımıyorum bile ama en azından seçenek.. 

Asrın'ı yatağa yatırıp salona geçtim. Gecenin bu saatinde yine kapım çalıyor ama bu sefer kim olduğunu biliyordum...

Voteler için çok çok çok teşekkürler.. İyi ki varsınız...

Ağa'nın Torunu!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin