-17-... Huzur

29.6K 877 44
                                    

@Denizimal

İyi Okumalar...



Bade elindeki biberonu tezgaha bırakıp arka cebinden telefonunu çıkardı. Arayanın Altay olduğunu görünce yüzünde anlamsız bir gülümseme belirdi.

"Alo?"

"B-bade?" Bade Altay'ın ruhsuz sesini duyunca endişelendi.

"Altay iyi misin? Ne oldu sana?"

"Çok kötüyüm ben Bade.. Minik kızım..." Bade o küçük kelebeğe bir şey oldu diye korktu. Oysaki düşmanının kızıydı o.. Yine de minik bir bebekti. Masumdu..

"Ne oldu Altay?"

"Gelebilir miyim?"

"Ta-tabii bekliyorum" diyerek kapadı telefonu.. Altay perişan bir halde kalktı oturduğu kayalıklardan. Biran dengesini sağlayamaz oldu. Sonra kendini toparlayıp bindi arabasına..

Düşünmeden edemiyordu. Bade de Cemre gibi kandırmış mıydı onu? Yoksa gerçekten oğlu muydu Asrın? Gerçi şüphelenmesine pek gerek yoktu. Asrın öyle benziyordu ki Altay'a. Her gören 'Bunlar baba oğul' derdi. Altay hafif içkiliyken, arabayı zor kullanıyordu. Gözleri arada kapanıyordu. Ama Allah'tan Bade'nin evi yakındı buraya..

Altay kazasız belasız evin önüne geldi. O sırada camdan Altay'ı bekleyen Bade koşarak gitti kapıya.. Kapıyı açıp Altay'ın yanına gitti. Altay arabadan çıktığında Bade'ye o pis içki kokusu geldi.

"Of Altay! İçtin mi sen?!"

"İçtim.. Derdimi bilsen sende içerdin!"

"Çok merak ettim doğrusu bu nedeni!" diyerek içeri taşıdı kocasını..

Altay Bade'nin o rahat koltuğuna yayıldı. Biraz sonra gözleri iflas bayraklarını çekerken Bade elinde bir fincan kahveyle geldi yanına.

"İç şunu, sonrada soğuk bir duş al!" Altay önüne konan fincana baktı. İyilik meleğiydi bu kadın.. Her şeyiyle hemde..

"Neymiş derdiniz Altay bey?!" Altay "Hıh" diye bir ses çıkarıp kahvesinden bir yudum aldı.

"Hani Gizem var ya benim minik kurbağam" diyerek kıkırdadı..

"Ee?"

"Benim kızım değilmiş! O minik şey benim değilmiş!"

"Ne?!" diye çığlık attı Bade.. Ah buna sevinmenin sırası değildi. Ama o kadının hayatlarından çıkacağı için mutlu olmuştu. Oysaki Altay'ın canı yanıyordu şuan..

"Asrın benim oğlum ama dimi?"

"O ne biçim laf Altay! Ben Cemre'ye benziyor muyum?!"

"Çok kötüyüm Bade.. Ben öyle benimsemiştim ki kızımı.. Öyle çok sevmiştim ki.. Hani derler ya kızlar babasına, babalar kızına aşık aşık olur diye.. Ben ona aşıktım Bade.. O minik kurbağaya, minik'ime..." derken gözünden bir damla yaş aktı Altay'ın.. Bade'nin de gözleri doldu.

"Sakin ol.. Hem emin misin?"

Altay kafasını sallayınca sormadan edemedi.

"Nereden öğrendin? Nasıl? Kim dedi?"

"Hani cafe de tartıştık sen gittin ya.. Peşinden gelecektim, telefon gelince durdum. Bir adam bana 'Kızın da sana hiç benzemiyor.. Acaba senin çocuğun mu ki? Belki de müstakbel sevgilin seni aldatmıştır' gibisinden şeyler söyledi. Çok sinirlendim. Düşmanlarım alay ediyor dedim. Eve gittim, Cemre 'Öğrenmedi, tamam aşkım.. Babası' falan dedi karşısındaki adama.."

Bade Altay'a sarılmak istedi. Yine de frenledi kendini.. Şuan yapamazdı. Aralarındaki tüm olaylar çözülmeden olmazdı..

"Peki, şey belki yanlış anlamışsındır. Cemre ne dedi?"

"Hiç, sadece kafasını eğdi. 'Yalan olduğunu söyle Cemre' dedim. Kafasını salladı. Bende çıktım evden... Niye bilmiyorum ama şuram acıdı be Bade.." diyerek kalbini gösterdi.

"Kız babası olmak, onunla ilgili hayaller kurmak tuhaftı" dedi. Bade'nin gözlerinden yaşlar akarken Asrın'ın sesini duydu.

"Ben onu alıp geleyim" diyerek Asrın'ın odasına çıktı.

"Baban geldi paşam.. Gidelim mi yanına.. Morali düzelir belki ha?" diyerek aldı oğlunu kucağına.. Aşağı indiklerinde Altay onlara bakıp gülümsedi.

"Haklısın ondan başka kimse düzeltemez moralimi" dedi ve oğlunu kucağına aldı.. Altay oğlunu severken Asrın kustu. Bade'den "Aay!" sesi yükselince Asrın ağlamaya başladı..

"Kahretsin! Kokudan mı bulandı midesi acaba? Hemen duş alıp geliyorum" diyerek banyoya koştu.. Bade oğlunu kucağına alıp odasına götürdü. Kustuğu üstünü çıkarıp odadaki kirli sepetine attı. O sırada telefon sesi doldu kulaklarına.. Banyodan geldiği için umursamadı. Nasılsa Altay oradaydı.

Bade oğluna mama yedirirken Altay altında baksırı ile girdi salona. Bade ona tuhaf bakınca "Kıyafetim yok" dedi. Bade kafasını sallayıp bitmiş olan biberonu sehpaya bıraktı. Oğlunu Altay'ın kucağına verip "Gazını çıkar geliyorum" dedi. Altay oğlunun sırtını sıvazlarken Bade banyodaki Altay'ın kıyafetlerini makineye attı. Şimdilik çıplak durabilirdi. Tekrar yanlarına döndüğünde Altay'ın telefonla konuştuğunu fark etti. Yanına gidip oğlunu kucağına aldı.

"Ah yanımda anne, bekle" diyerek telefonu sessize alıp, "Annem.. Konuşsana onla" dedi. Bade kafasını sallayıp aldı telefonu eline..

"Merhaba efendim.." diye başladı konuşmaya ve on beş dakika boyunca konuştular.. En sonunda "Aleykümselam, iyi geceler anne" diyerek kapadı telefonu..

"Ne dedi?"

"Hiç, yine gelin falan.. Ceyda'dan bahsetti.. O kadar"

"Anladım, şey ben nerede yatıcam. Yani erken yatayım da sabah erken kalkar eve geçerim oradan da işe" diyerek gülümsedi.

"Üzme kendini Altay.. Her şey çıkar ortaya.. Hem daha ileri gitmeden öğrenmen iyi değil mi? Ya daha da alışınca öğrenseydin?"

"İyi ki öyle olmadı.."

"İstersen burada yat?"

"Birlikte uyusak?"

"Ha?"

"Hani Mardin'deyken sarılmıştık ya.. Öyle yine.. Huzur veriyorsun bana" Altay'ın bu lafları Bade'nin kalbini yerinden söküp atacakmış gibi oluyordu..

"Şey ama.. Bilmem"

"Söz dokunmayacağım, geçen ki gibi sarılıp uyuruz ha?" Bade'de çok istiyordu onunla öyle yatmak.. Tamam Altay söz verdi de.. Kendi söz verebilecek miydi?

"Ta-tamam o zaman" diyerek kalktılar. Bade Asrın'ı yatırırken Altay Bade'nin yatağına kuruldu. Söz vermişti evet ama tenleri birbirine öylece değerken sözünün eri olabilecek miydi? İşte bunun cevabını o da bilmiyordu..

"Geldim" diyerek yanına girdi Bade.. Heyecandan atan kalbinin sesini Altay bile duyuyordu neredeyse.. Altay onu kendine çekip göğüsüne yasladı.. Bade'nin elleri biranda kaslarına değince tuhaf oldu.. Bu hissi bu şekilde tatmayalı olmuştu baya... Şimdi onu altına alsa, doya doya öpse.. Ama yapamazdı, ona böyle şeyler yaşatmışken olmazdı. Oysaki Bade'de istiyordu onunla olmak, tamam bir yandan istemiyordu ama isteyen taraf ağır basıyordu. Ellerinin altında olan kasları okşamayı, dolgun dudaklarını esir almayı..

Bu gece ikisi içinde zorlu geçecekti. Belki de kavuşacaktılar huzura.. Belki de bekleyeceklerdi daha çok...

Nasıl beğendiniz mi? Dayanamadım yayınladım. Kısa oldu yani.. Daha uzun yazmayı bekliyordum ama sizinde bölüm beklediğinizi düşündüm.. Hepinizi çok seviyorum.. Yorumlarınız oylarınız beni çok mutlu ediyor.. İyi ki varsınız.. Düşünceleriniz, fikirleriniz varsa ulaşın bana lütfen.. Sizin düşünceleriniz benim için çok önemli.. Kendinize iyi bakın...

Ağa'nın Torunu!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin