-15-... Zeynep/2

28.8K 927 70
                                    

İyi Okumalar...

Açılmazsa; Apocalyptica feat Adam Gontier- I Don't Care

Altay'la bir süre o şekilde kaldıktan sonra, Asrın ağlamaya başladı. Kurtarıcı aslanım.. Altay "Yapma be oğlum" deyince ona kısa bir bakış atıp indim kucağından. Üstümü düzeltip oğlumu pusetinden çıkardım. "Emzirmem lazım Altay" "Tamam emzir" "Çık dışarı bir hava al" Kısa bir kahkaha atıp kalktı koltuktan.. Yavaş yavaş bana ayaklaşırken ben kendimi dik tutmaya çalışıyordum. "Belki bende bakarım tadına ha?" "Ne-neyin?" "Sütünün" "A-ama şey o çok tatlı, sen sevmezsin" Bade sen ne saçmalıyorsun Allah aşkına?! "Nerden biliyorsun ben kahveyi orta şekerli içerim mesela" "Ama o orta şekerli değil... Altay müsaade et bak ağlıyor!" Kafasını sallayıp makam koltuğuna oturdu. Bende sırtımı kapıya dönüp -ki bu durumda Altay'a taraf dönmüş oluyorum, oğlumu emzirdim. Altay'ın kaçamak bakışları benim kaçamak bakışlarımla birleşince kafamı hemen çeviriyordum. "Ya diğer tarafa dönsene!" "He oldu içeri biri dalınca her şeyimi görsün yok ya!" "He tamam" O işine odaklanınca bende onu izledim. Dikkat ettim de, ne güzel gözleri vardı. Mavi, çok koyu mavi.. Lacivert hatta biraz daha koyu.. Uzunda boyu vardı. Kaslı bir yapısı.. Harika yüz hatları.. Tam hayalimdeki erkek.. Tabii kimse dört dörtlük değil. Bknz; İki çocuğu var, uçkuruna düşkün it! İç çekip "Ah" diye inledim. Tabii ki aklımdaki edepsiz düşünceler yüzünden değil, oğlum da babası gibi maşallah. Çok fena ısırdı.. "Noldu?" "Isırdı!" Hadi canım! Şimdi niye trip attım adama!? "Tamam canım bir şey mi dedim" "Of canım yandı ya o yüzden birden şey oldu" "Peki" diyerek dudakların yaladı.Dudakları da ince değildi. Ama çok kalında değildi. Of iyice bozdum kafayı! Ben bunu düşünmek istemiyorum.. Bu adamı hayatıma sokmakta istemiyorum! Ona aşık olmayı bırak, hoşlanmak bile istemiyorum! Ama hoşlanıyorum.. Ona deli gibi güveniyorum. Güvenmemem lazım ama güveniyorum işte! Oysaki o beni değil kızının annesi, Cemre'yi seviyor.. Onunla evlenecek ki doğrusu da bu! Lanet adam uçkuruna sahip çıksaydın da, birlikte oğlumuzu büyütseydik. Evlenmek zorunda değildik ama sadece biz olsaydık sorumluluğunda.. İki çocuğa yetecek sevgisi var mıydı ki? Ya oğlumu boş bırakırsa ya da o küçük kızı.. Sahi adı neydi minik kelebeğin.. "Altay?" "Efendim?" "Kızının adı ne?" Kaşlarını kaldırıp baktı bana.. "Neden?" "Merak ettim" "Gizem" "Hım" diyerek oğluma döndüm. Uyumuştu aslanım.. "Şey Altay ben artık gideyim, Asrın da uyudu" "Tamam" diyerek kalktı. Asrın'ı pusetine güzelce yerleştirip kalktım. Asrın'ın çantasını elime verip belimi tuttu. Beni kendine yaklaştırıp dudaklarıma yaklaştı. İzin vermeli miydim? Yoksa geri çekilip buradan hemen gitmeli miydin? "Altay!" Gözlerimi açıp kafamı kapıya çevirdiğimde şaşırmadım desem yeridir. Çünkü bu kadın her yerden çıkıyor! "Cemre.. Bak açıklayabilirim" Nasıl yani? "Neyi Altay?! Sevgilimi ziyaret etmek için şirkete geliyorum. Birde ne göreyim? Metresiyle dudak dudağa!" Sinirlerim ani bir çıkış yaparken, ben kendimi sakin olmaya zorluyordum. "Cemre dinle bak yok öyle bir şey! Biz sadece..-" "Siz sadece ne Altay! Metresin ve piçinle aile saadetini yaşa sen!" Tamam bana her şeyi diyebilirdi ama oğluma tek bir hakarette dahi bulunamazdı. "Bana göre de siz aynı durumdasınız ki Altay'la benim nikahım var!" Altay kafasını kaldırıp bana baktı ilk sonra Cemre'ye döndü. Kadının gözleri dolmuş çenesi titriyordu. Ama tuhaftır ki bana bu hareketi yapmacık geliyordu. Sahteydi sanki.. "Aferin Bade" Cemre'nin yanına gidip onu kolları arasına aldı. İşte o an kalbime bütün hayvanat bahçesi oturdu. Gözlerimde ki yaşlar akmak için savaş verirken, oğlumun pusetini kaptığım gibi kapıya ilerledim. Özellikle Altay'ın koluna çarptım ama o hiçbir şey yapmayıp Cemre'yi teselli etmeye devam etti. Aferin Altay böyle devam et!

Eve girdiğim gibi gözyaşlarımı serbest bıraktım. Altay hiç aramamış bir mesaj bile bırakmamıştı. Tamam Bade sakin ol! Hatalı olan onlar.. En azından sen kendini böyle teselli et! "Oğlum.. Gördün mü babanın yaptığını.. Ama sakın kızma ona oğlum, tabii ona benzeme de.. Sen adam gibi bir erkek ol.. Uçkuruna sahip çık bebeğim. Sakın iki kadını birden idare etme.. Paşam benim.. Seni öyle çok seviyorum ki.. Ona benzemen canımı yaksın istiyorum ama aksine huzur veriyor bana... İyi ki doğurmuşum seni paşam iyi ki anneannen karşı çıkmış.. Nasıl kıyacakmışım ben sana paşam.. Ha bir tanem.." Gözlerimdeki yaşları silip oğlumun altını temizledim. Sonra da odasına götürüp yatırdım. Kendimde banyomu yapıp yattım. Yarın büyük gündü nasılsa...

--

En nefret ettiğim şeydir sabah erken uyanmak ama oğlum sağ olsun alıştırmıştı. Yataktan zorla kalkıp banyoya ilerledim. Rutin işlerimi halledip oğlumun odasına gittim. . Mışıl mışıl uyuyordu oğlum. Benim gibi uykusuna çok düşkündü. Tekrar odama geçip hazırlanmaya başladım. Bugün Zeynep hanımın yanına gidecektim. Bakalım nasılmış? Neyi varmış?

Oğlumu giydirip çantayı hazırladım. Sonra da birlikte dışarı çıktık. Arabaya ilerleyip oğlumu güzelce yerleştirdim. O sırada telefonum çalınca içimde kelebekler uçuşmaya başladı. Fakat ekranda Buse yazısını görünce ömürleri bitmiş gibi öldüler birada.. "Efendim canım?" diyerek açtım telefonu. "Bade ya.. Napıyorsun?" "Napıyım canım hastaneye gidecem" "Neden?" "Ya bir yakını ziyaret" "Hım" "Hayırdır?" "Ya takılalım diyecektim. Dünden beri özledim sizi" "İşim bitince ararım çıkarız olur mu?" "Olur" "Tamam görüşürüz o zaman ablana selam söyle" "Tamam bay" Deli bu kız ya..

Hastanenin girişine geldiğimde içim sıkıntıyla doldu. Şimdi nasıl bir şeyle karşılaşacağımı bilmiyorum. Neler olacak bilmiyorum. Açıkçası korkuyorum ama korkunun ecele faydası yok tabii ki.. Arabadan inip oğlumu kucağıma aldım. Paşamda hissetmiş gibi huzursuz olmuştu. "Anneciğim yok bir şey paşam.. Zeynep teyzeyi ziyarete geldik sadece.." Asrın'ın başını öpüp içeri girdim. Danışmaya gidip "Zeynep Arslantürk" dedim. Kadın bilgisayarda bir şeylere bakıp kafasını kaldırmadan "7. Kat 709 numaralı oda" dedi. Kafamı sallayıp asansöre yürüdüm. İçim kıpır kıprıdı. Heyecanlıydım. Ama yapmak zorundaydım. Söz vermiştim. Ve yapacaktım da.. Asansörün kapıları açılınca dışarı çıktım. 709 numaralı odanın kapısının önüne gelince gözlerimi kapadım. "Haydi bakalım Bade" diyerek kapıya üç kez vurdum. Üç saniye sonrada içeri girdim. Biraz ilerledikten sonra yatakta yatan esmer bir kız gördüm. Saçları erkek saçı gibi üç numaraya vurulmuş.. Ama yine de güzelliğinden bir şey kaybetmemiş .. Öyle güzledi ki.. Maşallah yani.. "Merhaba" "Merhaba, kimsiniz acaba?" "Ben Bade..-" "Aa Sezgin bahsetmişti sizden, buyurun lütfen" diyerek yanındaki koltuğu gösterdi. Gidip oturdum. "Nasılsın?" "Eh işte, siz?" "Lütfen sizli bizli konuşma." "Ah peki" diyerek gülümsedi. "iyiyim bende" kıkırdayıp baktı bana.. "Şey siz, yani sen neden geldin?" "Ben mi? Şey Sezgin senden bahsedince merak ettim. Bir gün mutfağa su içmeye gittiğimde senle konuşuyordu. Seni bilmediğim için 'Kim sevgilin mi?' dedim. O da seni anlattı işte.. Öyle olunca da yalnız kalma burada diye geldim. Umarım kızmadın?" "Ah hayır.. Sadece şaşırdım, yani uzun zamandır kimse gelmiyor da" "İyi işte artık be varım" diyerek göz kırptım. Onun gözleri Asrın'a kayınca merakla baktım. Biraz sonra gözleri doldu. "Çok tatlı maşallah" "Sağ ol da noldu?" Gözlerindeki yaşları silip "Benim de bir bebeğim vardı. Doğuma iki ay kala hastalığıma dayanamayıp öldü. Oysaki Sezgin ve ben ne kadar da çok istemiştik" dedi. İşte şimdi Sezgin'in Asrın'a olan düşkünlüğünü anlamıştım. "Üzülme be nasılsa kurtulacaksın bu hastalıktan.. Yaparsın boy boy.." "Hıh.. Nasıl olacak o? Nasıl kurtulacağım?" Biraz durdum. Cidden nasıl olacaktı o?! Aklımda vardı bir şeyler ama olur muydu ki? "Bulucam ben! Tamammı söz bak" "Nasıl ama.. On iki kişi ilik vermeyi denedi ama hiçbirinden olumlu sonuç alamdık!" "On iki kişi diyorsun İstanbul'un nüfusu 15 Milyon" Gözlerindeki pırıltıyı görünce mutlu oldum. "Bende veririm ilik için kan.. Bakarız olur mu diye.. Olmazsa eğer benim ailemin çevresi geniştir. Söz veriyorum bulucaz" "Gerçekten yapar mısın böyle bir şey?" "Saçmalama tabii ki yaparım!" benim sözlerimle gülümsedi. Gidip sarıldım ona . İçimden geldi yaptım işte.. O da sıkıca sarıldı bana.. Tabii ki kısa sürdü. Benim kıskanç oğlum hemen ağlamaya başladı. Zeynep kahkaha atınca onu da aldım aramıza..

Benim de adım Bade ise ben bu kızı kocasına ve çok istedikleri bebeğe kavuştururdum...

Bade'nin böyle davranma sebebi tabii ki benim.. Ben abimi lösemiden kaybettim. Hiç tanımadığım halde onu çok severim. Biri bana Abisinden bahsedince ağlarım falan hep.. Neyse işte Bade'yi o yüzden bu konuda böyle ısrarcı yaptım.. J Vote ve Commentlerinizi bekliyorum .. Sizi seviyorum

Ağa'nın Torunu!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin