1. BÖLÜM ESKİLERDEN BİR PARÇA

73 4 18
                                    

Bir insanın eski anıları aklına geldikçe insan mutlu olur yada mutluluktan ağlar ama bir şekilde mutlu olur. Kendi kendine "Ah nerede o eski günler" der. Hiç unutulmayacak o güzel günlere dönmek ister. Yaşadıklarımı bir daha yaşayabilseydim , o günlere dönmek için her şeyimi verirdim der ama bunlar sadece istemekle kalır.

Bende eskiden , o güzel günlere dönmek isterdim ama artık istemiyorum. Sanki ben istemiyorum dedikçe daha çok aklıma geliyorlar. O eski lanetli anılar aklıma geldikçe boğuluyorum sanki. O günden beri hiç aklımdan çıkmıyor ki eski olsun.

Beni öylece ortada bırakmasaydı azıcık yanımda olsaydı. Bari o kötü ve iğrenç günleri atlattıktan sonra çekip gitseydi ne olurdu. Sadece yadımda olmasını istemiştim çok şey mi istemiştim. Tek bir dilek hakkım olsa , o günü hiç yaşamamış ve seni hiç tanımamış olmayı dilerdim. Tabi sadece dilemekle kaldı.

*****

Göz altlarım mosmor ve halkalar vardı. Resmen yüzüm çökmüştü. Hiç bir zaman vücudumu erken kalkmaya alıştıramadığım için hep böyle oluyordu ve bu durumdan şikayetçiydim hem de fazlasıyla. Aynaya saf saf bakmayı bırakıp elimi yüzümü yıkadım. Sabahları suyun soğukluğu ayılmama yardımcı oluyordu.

Banyodan çıkıp odama doğru savsak savsak yürümeye başladım. Yürürken yeni patronum acaba kim olacak diye düşünmeye başladım. Eski patronum yani kemal bey çok iyi kalpli ve neşeli bir patrondu onu gerçekten seviyordum ama ne yazık ki emekliliği gelmişti. Bana bahsettiği kadarıyla bütün şirket işlerini torununa bırakmak istiyormuş.

Ben torunu nasıl biridir diye düşünmeye başlamıştım ki ayak serçe parmağımı duvara çok sert bir şekilde çarptım. "önüne baksana Aydoğa alemin torununu düşüneceğine!" diye söylendim kendi kendime.

Kendime biraz daha söylendikten sonra ne giyeceğime karar verdim. Karpuz kollu , dizlerimin bir karış altında biten , siyah bir elbise giymeye idealdi ve çok şıktı.

Elbisemi üstüme dikkatli bir şekilde geçirdim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Elbisemi üstüme dikkatli bir şekilde geçirdim. Aynaya baktığım da çok güzel durduğuna bir kez daha şahit oldum. Vakit nakittir diyerek hem banyoya makyajımı yapmaya geçtim. Çok ağır bir makyaja gerek yoktu ama şu torba gibi olan göz altlarımı kapatmam lazımdı hem de hemen. Makyajımı da bitirip son halimi görmek için aynaya baktım. Kendimi övmek gibi olmasın ama çok güzel olmuştum valla nazar değmesin.

Durağa doğru yürümeye başladığımda otobüsün de durağa yaklaştığını görür görmez bacaklarıma kuvvet deyip koşmaya başladım. Kartımı okuturken şoför amca öcü görmüş gibi bana bakıyordu. İçimde ki ses sende iğneleyici bir bakış at diyordu ama derin bir nefes alıp hafif bir şekilde tebessüm ettim. Şoför bakışlarını üzerimden çektikten sonra boş yerlerden bir tanesine oturdum ve şirkete doğru yola çıktım.

Klasik olarak herkese günaydın diyerek ofisime girdim. Bir kaç evrak işini tamamladıktan sonra kapım çaldı. "Gel" dedim. Bakışlarımı evraktan kaldırıp odaya giren Gül ' e baktım. "Kemal bey seni ofisine çağırıyor" dedi. Kafam ile onaylayıcı bir bakış attıktan sonra odadan çıktı. Gül ile bir sorunum yoktu ama mesai saatleri içinde ikimizde birbirimize mesafeli davranıyorduk galiba ikimizde konu iş olunca ciddileşiyoruz.

Masamdaki evrakları düzenledikten sonra odadan çıktım. Asansöre doğru ilerlemeye başlarken danışmanın orada siması çok tanıdık olan birini gördüm. Siyah bir takım giymişti ve yakışıklıydı. Gül ' le konuşuyordu. Daha doğrusu Gül bildiğin adamın içine düşecekti. Adam onu hiç takmıyordu bile.

Onları bırakıp önüme döndüm. Asansör geldiğinde bindim ve ineceğim katı tuşladım. Kapıyı tıklatarak "Günaydın Kemal bey" diyerek gülen yüzle içeri girdim. "Sana da günaydın Aydoğa" "Beni sabah sabah çağırmazdınız bir sorun mu var?" "Ben seninle bir konu konuşmak istiyordum. Biliyorsun ki benim artık bu şirkette sürem doldu. Şirketi kime bırakacağımı uzunca düşündüm ve torunuma vermeyi karar verdim." dedikten sonra kapı çaldı. "Beklediğimiz kişi geldi" dedi. Galiba torununu kastediyordu. Kemal Bey "Gel" dedi.

Bakışlarımı kapıya çevirdim ve o tanıdık simayı gördüm. "Gel Aydoğa seni torunumla tanıştırayım". Bakışlarımız kesiştiğinde şaşırmış bir şekilde bana baktı. Sanki beni önceden tanıyordu. Suratı tekrardan eski ruhsuz halini alınca bana elini uzattı. Ben de karşılık verdim. "Hoş geldiniz ben Aydoğa Aslan". Bana bakarak sırıttı. "Hoş buldum bende Kara Şimşek". Kara mı? Bu isim beynimde tekrar etmeye başladı. Bu o olamazdı. Elimi hemen onun elinden çektim. Gözlerim dolmaya ve nefes alamamaya başladım. Bu odadan hemen çıkmalıydım yoksa çok kötü şeyler olacaktı. Bunu Kara ' da biliyordu.

1. BÖLÜMÜN SONU

Merhabalar. İlk bölüm kısa oldu biliyorum ama elimden geleni yaptım. Kusura bakmazsınız diye düşünüyorum çünkü ilk hikayem. Oy sayısına göre yeni bölüm göndermeyi düşünüyorum yani hikaye tutarsa devam ederim bölüm atmaya. Hikayenin açıklamasında konudan az çok bahsediyorum kafanızda bir şeyler canlanmıştır. Sizleri seviyorum görüşürüz.

GEÇMİŞTEN KALANLARWhere stories live. Discover now