12. BÖLÜM YOLCULUK

11 3 3
                                    

Aydoğa

"Hadi ama Ada , lütfen beni kırma. Zaten izinlisin." Tam şuan anda Ada'yı ikna etmeye çalışıyordum. "Ben ne yapacağım Antalya'da." Dedi. "Herkes yanına istediği bir arkadaşını getirebiliyormuş. Lütfen bak çok eğleneceğiz." Bunu dediğimde Ada yine bana ters ters baktı. "İyi peki gidelim bakalım." Dedi. "Sonunda keçi inadı var sende kızım." Diye söylenmeye başladım. "Aydoğa bana söyleneceğine valizini hazırlamaya başla istersen!" Tamam daha fazla söylenirsem şamarı yiyecektim. "Tamam tamam sustum." Dedim.

Bu akşam yola çıkacaktık. Araba ile gideceğimiz için yol uzundu. Şirket arabaları ile gitmemiz gerekiyordu ama Kara onunla gelmem için ısrar etmişti. Bende hemen kabul ettim zaten. Tek bir sorun vardı sadece , arabada 4 kişi gidecektik. Tolga , Kara , Ada ve ben. Bence pek sağlıklı bir yolculuk olmayacaktı ama hayırlısı diyelim.

Akşam

Ada ile ben şirketin önünde bekliyorduk. geri kalan 10 veya 15 kişi arabalara yerleşmiştiler. Ama Kara ve Tolga Bey ortalıkta yoktu. tam Kara'yı aramak için cebimden telefonu çıkarıyordum ki Tolga Bey'in arabasının şirkete doğru geldiğini gördüm. bizim beklediğimiz yöne doğru gelip önümüzde durdular. Arabanın sürücü koltuğunda Tolga Bey diğer ön koltuktan ise müptelası olduğum kişi indi. 

Şuan siyahlar içinde karşımda duruyordu. bir renk bir insanı bu kadar güzel yakışır mıydı? "Aydoğa Hanım. nasılsınız?" dedi Kara. "İyiyim Kara Bey siz nasılsınız?" dedim. şuan patron asistan olduğumuz için resmi konuşuyorduk ama arabaya bindiğimiz an resmiyet diye bir şey kalmayacaktı ve bunu ikimizde biliyorduk. "Bende iyiyim." diyip göz kırptı.

elimde ki valizimi alıp bagaja yerleştirecekti ki bakışları Ada'ya kaydı. Ada şuan çok kötü bakıyordu. Kara hiç bir şey olmamış gibi Ada'nın elinde ki valizi de alıp bagaja yerleştirmek için uzaklaştı. Kara valizleri  arabaya yerleştirirken bizde Ada ile arabanın arka koltuğuna oturmak için ilerledik. Tam kapıları açmıştık ki Tolga Bey "Arkaya Aydoğa ile Kara oturacakmış. yani sen benim yanıma geliyorsun." dedi Ada'ya. "pardon? Benim fikrimi sordun mu?" diye sordu Ada. "En az 10 saatlik yolumuz var ve benim uyumamam lazım. Sende aramızda en çok konuşan kişi olduğun için yol boyunca benimle sohbet edeceksin." Adam hemen de gömmüştü kızı. Ada ağızı açık bir şekilde  Tolga Bey'e bakıyordu. Kara valizleri bagaja yerleştirmeye bitirip arkaya geçip oturmuştu bile. Tolga Bey'de şoför koltuğuna ilerlerken Ada sinirle arabanın tekerleğine tekme attı. Bu gören Tolga Bey. "Sağa sola tekme atacağına arabaya geç bence." Dedi ve arabaya geçti. Ada sinirle yürüyerek arabaya bindi ve kapıyı sertçe kapattı. Bende arabaya bindim ama bu yolculuk beni çok korkutuyordu.

İlahi bakış açısıyla

Kara ile Tolga aralarında anlaşma yapmışlardı ve Antalya'ya varana kadar arabayı Tolga sürecekti. Kara mutluydu. Çünkü Aydoğa ile arka koltukta oturacaktılar. Onunla oturmak bile içini kıpır kıpır ediyordu. Ama asıl önemli mesele Sarp'tı...

Sarp balonun bitişin de konuşma yapacaktı ve konuşmadan sonra İstanbul'a geri dönecekti. İşte plan burada başlıyordu. Sarp'ın İstanbul'a dönmesine izin vermeden onu yakalamaktı. Ve onun en acı şekilde işini bitirmekti. Sadece küçük bir sorun vardı. Aydoğa'nın bu plandan haberi dahi olmayacaktı. Onu kirletemezdim...

Kara düşüncelere dalmışken bir anda Aydoğa'nın başı Kara'nın omuzuna düştü. Kara'nın omuzları gerilmişti ve kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Burnunu başına doğru yaklaştırıp bütün kokusunu içine çekti. Bu koku huzurdu...

Aydoğa'da Kara'ya daha fazla sokulup derin bir nefes aldı. Kara ise daha çok ona sokulmasına izin verdi. Kara daha fazla dayanamayıp kendini uykuya teslim etti.

GEÇMİŞTEN KALANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin