37

1.2K 135 35
                                    

Ä🖤Ä

Bölüm - Otuz yedi

"Aşka düştüğünüz için yerçekimini suçlayamazsınız

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Aşka düştüğünüz için yerçekimini suçlayamazsınız."





Jimin

Kapıyı açtığımda bana bakmadı.

Ama geldiğimi biliyordu.

Dirseklerini dizlerine dayamış bir şekilde yatağın kenarında oturuyordu ve bakışları yerdeydi. Tehlikeli bir buğu, duman sütunları gibi havaya yayıldı. Zincirler kadar hükmedici hissettiriyor ve ay ışığına benziyordu. Tadı takıntı gibiydi.

Camdan süzülen gümüş ışıklar vücudunu aydınlatıyor ama ifadesini saklıyordu. Şimdi ona çok yakın olduğum, havasını soluduğum ve varlığını, benimkini hiç çaba harcamadan yok edebilecek kadar çok hissettiğim için beni buraya getiren cesaret tuzla buz oldu.

Kalbim boğazımdan fırlamak ister gibi atıyordu. Kanımda buz gibi bir titreme dolaştı ama tenim dokunulmayacak kadar sıcaktı. Bir şeyi bu kadar çok istemenin ve ondan eşit derecede korkmanın mümkün olabileceğini bilmiyordum.

Hissettiğim tereddüt ayaklarımı durdurdu ve göğsüme işledi. Buna rağmen, aniden anladım ki fikrimi değiştirmeyi ve arkamı dönmeyi seçsem bile... Çıkıp gidemezdim.

Ona doğru yürürken vücudumun her santimi yanıyordu. Hafif aralı bacaklarının arasına tek bacağımı soktuğumda pantolonu, hassas olan tenimi rahatsız etti. Bana bakmadı, bacaklarının arasına tam olarak girebilmem için bacaklarını açmadı. Nefes alıp verişim ve kalbimin gümbürtüsü havada çırpındı, sonra sanki sessizlik o havayı sıvılaştırdı.

Elimi boynuna koydum, ardından ensesindeki saçlarına daldırdım. Sessiz ve gergin bir nefes verdi. Çıplak göğsünden baş döndürücü bir sıcaklık yükseliyordu, onu bir bağımlı gibi içime çektim. Parmaklarım yumuşak saçlarının arasında gezindi ve günler önce yaptığım gibi bir avuç dolusu saçını kavradım.

Elleri tüy gibi hafif bir dokunuşla uyluklarımın arkasını okşayınca nabzım bir ateşteki çıtırtılar gibi harekete geçti. Tişörtümün altındaki tenim çıplaktı, göğüs uçlarım yüzü bu kadar yakında olduğu  için gerginleşmişlerdi. Onları ağzına alıp bu baskıdan kurtarmak için sadece başını kaldırması yeterliydi.

Bacaklarımdaki parmakları hoyratlaştı, etimi kavrayıp okşadı. Avuçlarının sıcaklığı tenimi yakıp kavururken, midemi içeriden bir şey çekiştiriyordu sanki. Etimi her sıkışı kasıklarıma bir titreşim yolladı ve orada bir sızı başladı. O, yaptığı şey tüm konsantrasyonunu hak ediyormuş gibi sessiz kalırken, benim nefeslerim düzensiz ve sığ çıkıyordu.

SWEET ESCAPE °JikookWhere stories live. Discover now