34

1.1K 139 44
                                    



Ä🖤Ä

Bölüm - Otuz dört

"Moda geçer, stil kalır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Moda geçer, stil kalır."








Jimin

Büyük bir üzüntüyle fark ettim ki Jungkook bir sabah insanıydı.

Ben kahvemi içmek hatta güne hazırlanmak için bir iki saate ihtiyaç duyarken o, kahvaltısını yapmış, mavi kot pantalon ile beyaz bir tişört giymişti ve güneşi arkasına alarak yola çıkmaya hazırdı.

Bir kusuru çıkmıştı işte. Mental durumuysa hâlâ merak konusuydu. Yine de sorunlarımın el ele gittiğine inanıyordum.

Garaj yolundan çıkarken bana, "Güzel görünüyorsun," dedi. Bir aptal gibi saç diplerime kadar kızardım.

Sessizce güldü, sonra Papa Roach'in Last Resort şarkısının sesini, tek duyabildiğim şey o olana kadar açtı.

Güzel görünüyorsun demesi gün boyunca boğuk, eski bir kayıt gibi aklımda tekrarlandı. Öylesine basit bir gözlemdi ki içimi ısıtmıştı. İltifat almaya alışıktım ve bu sığ gelebilirdi ama o iltifatları hak ettiğimi hissediyordum. Fakat güzel olduğuma inanmıyor ve bunu duymayı istemiyordum. Benim dünyamda Momo gibi güzel insanlar, içlerindeki ıstırabı büyümüş gözbebekleriyle saklardı.

Çocukken her şeyi gözlemlerdim. Dünyayı analiz etmek ve anlamını çözmek istemiştim ama kendimi bir aynanın önünde duran küçük bir çocuk olarak bulmuştum ve karşımda bana bakan da sevgisiz, boş bir hayattı.

Gerçek şuydu ki... Ben bir yalancıydım. Her zaman romantik biri olmuştum. O kadar büyük bir romantiktim ki kendi aşk hikâyemi bulamama düşüncesi, bir kez daha kar ve soğuk rüzgârın ıslık sesinden başka bir şey olmayan o boş park yerinde duruyormuşum gibi hissettiriyordu.

Kız arkadaşı, sevgilisi ya da her neyiyse onun maşasıyla saçlarımın uçlarını kıvırıp taradıktan hemen sonra, ettiği iltifatla yüzüm kızaracak kadar aptal biri değildim. Bununla beraber, daha önce hissetmediğim bir şiddetle o kadının Momo olmamasını umut ediyordum. O benim zıddımdı; kaygısızdı ve çekingen değildi. Bense onun yanında mukayese edilemeyecek kadar sönük kalırdım. Kıyafetlerimle en iyi eşleşen tek ayakkabı o olduğu için iki gün üst üste aynı ayakkabıları giymekten endişelenen biriydim.

Bir saatlik yolculuk boyunca Jungkook ya telefondaydı ya da sohbet edemeyeceğimiz kadar yüksek sesle radyo dinliyordu.

Ben de o sırada, ceket cebimde olacak çiçeklere ve masa düzenlemelerine karar vermiştim. Pek romantik bir randevu sayılmazdı ama bir şekilde rahat hissediyordum.

SWEET ESCAPE °JikookWhere stories live. Discover now