I - II.Bölüm

62 11 70
                                    

NAXİNTA

Başkent Bölgesi/Drona Şehri

Kış, 1179

Babasının ölümünün üzerinden yaklaşık iki ay sonra başkent olan Drona şehrinde taç giymek için hazır olan Doriax, hayatında hiç olmadığı kadar heyecanlıydı. Aeric Targon'un dönemi bitmiş ve bugünden itibaren Doriax Targon'un dönemi resmi olarak başlamıştı.

Bu yeni döneme Doriax'ın olduğu kadar halkın da ihtiyacı olduğu bilinen bir gerçekti ve en az onun kadar halk da oldukça heyecanlıydı. İnsanlar evlerinden çıkmış ve sokaklara dökülmüştü. Issız Drona sokakları bu mevsimde belki de ilk defa bu kadar kalabalıklaşmıştı. Bu özel anı kutlamak için herkes bir araya gelmiş ve kimse böylesine özel olan bir günü kaçırmak istememişti. Çünkü en sonunda kasvet dolu olan uzun yas dönemi bitmiş ve Naxinta halkı için hayat artık normale dönmeye başlamıştı.

Soluk caddeler altın rengi kumaşlarla kaplanmış, küçük sokaklar ise renkli goblenlerle süslenmişti. Tavernaların önüne masalar atılmış, ana caddelerin ortasına ise aş merkezleri kurulmuştu.

Prenses Denxie en sonunda yas kıyafetlerinden kurtulmuş ve bugün için erguvan rengi işlemeli bir elbise giymişti. Boynundaki ametist taşlı kolyesi parıldarken, başına yine ametist ve pembe kuvars taşlarıyla süslenmiş gümüş tacını takmıştı. Omuzlarına atılan ermin kürküyle atının üzerinde salınarak ilerlerken, yüzünde oldukça gururlu bir ifade vardı. Ne de olsa Küçük Dori'si bugün kral olacaktı. Nasıl gururlu olmazdı ki...

Ona yeri geldiğinde bir abla, yeri geldiğinde ise bir anne olmuştu. Doriax savunmasız bir çocukken onun koruyucusu olmuş ve hayatı boyunca kardeşine yol gösteren olmuştu. Aralarındaki iki yaşlık fark belki çok değildi ama bir abla olarak Denxie'nin omuzlarına yüklenen sorumluluklar onu kardeşinden iki yaş değil, belki de birkaç yaş daha büyütmek durumunda kalmıştı.

İşte şimdi tam önünde kardeşi Doriax tüm heybetiyle ilerlemekteydi. Beyaz atının üzerinde kudretli bir şekilde halkını selamlarken, ne kadar güzel göründüğüne şahit olan Denxie, içten içe annesinin de burada olup onu görmesini diledi ama bu mümkün değildi. Belki bir yerlerde kendilerini görüyor olduğuna inanarak başını semaya yükseltti ve kısa bir an için tebessüm etti. Güneş ışığı gözünü aldığında, başını yeniden aşağı eğdi ve kendisine tezahürat eden halkına gülücükler saçtı.

Sonbaharın ortalarında olmalarına rağmen hava bugüne özelmiş gibi oldukça güzeldi. Hatta öyle ki, bu mevsimde neredeyse hiç görünmeyen güneş bütün ışığını ve sıcaklığını Doriax'a sunuyor ve sanki onu ışığıyla kutsuyordu. Naxinta halkı eğer Ay İnancı'nı benimsemiş olmasaydı, bu fikri kesinlikle benimserlerdi.

Mavi yaldızlı gölgeliğin altında ilerleyen Doriax'ın üzerinde ablasıyla uyumlu olan erguvan rengi kadife bir cübbe vardı. Cübbenin üzerinde elmas ve yakutlar bulunmakta, göğsünde ise yine yakutlarla süslü bir kılıç kayışı bulunmaktaydı. Doriax oldukça sevecen bir ifadeyle halkını selamladıktan sonra Grumbia Tapınağı'nın önüne geldiğinde yavaşça durdu. Uşaklarının yardımıyla atından indi ve ayağındaki botların çıkarılmasına izin verdi. Kılıcını ise bugün için yanında bulunan yaverine, yani kuzeni Arawin'e teslim etti ve ağır adımlarla tapınaktan içeri girdi. Doriax yine altın kumaşlarla kaplanmış olan zeminde yavaş yavaş ilerlerken, saray halkı da tapınakta hazır olarak onu bekliyordu. Herkes en şık kıyafetlerini giymiş ve uzun bir aradan sonra yüzlerine neşe gelmişti. Doriax'ın tapınaktan içeri girmesiyle ayağa kalkan ahali, heyecanla gerçekleşmek üzere olan töreni izlemeye başlamışlardı.

Bu sırada Denxie apar topar kendisine ayrılan balkon bölümüne geçmiş ve kardeşinin törenini üst kattan izlemeye başlamıştı. Bu bölüm normalde kral ya da kraliçelere ait olurdu. Vaazlar buradan izlenir, belirli bir yaşa gelen çocukların kutsanmaları yine buradan takip edilirdi. Denxie ise bu özel günde krallığın yegane prensesi olarak bu kısımda tek başına bulunuyordu. Altın parmaklıklı bölümden kardeşini izlerken bir an için gözleri doldu ve burnunun direği sızladı. Bugünün böyle duygusal geçeceğini tahmin dahi edememişti. Gözyaşlarının akmasına mani olarak kardeşine bakarken gülümsedi.

KÜL VE KOR • Kraliyet UğrunaWhere stories live. Discover now