30. BÖLÜM

7 2 0
                                    

"Acı insanları değiştirir. Hem de fazlasıyla,fakat... İnsan değişmeyi reddedebilir miydi? Diyelim ki reddetti,değişmeyi reddetmek bile bir değişme belirtisi olabilir miydi?" 

-

Sakin adımlarını cama doğru yöneltti. Camın önünde durup dışarıyı izlerken konuşmaya başladı. "Dışarıyı gördün mü?" Cıklayarak yanına doğru adımladım. "Krallığımı,krallıkları neredeyse sonsuzluğa uğurluyordun ki,bu öfken gerçek öfkenin yanında karınca kadar kalıyor." Sözlerinin bitmesine yakın cama varmıştım. Dışarısı gerçekten de berbat haldeydi,yer yer yarıklar oluşmuş,bazı evler yıkılmıştı. Söylediğine göre sadece kendi krallığı değildi,başka krallıklarda bu haldeydi. "Birilerine bir şey olmuş mu?" Sakince sorduğum soruyla bana döndü,kafasını eğip bana baktı. "Hayır,neyse ki." Kafa sallayıp parmaklarımı avuçlarıma hapsettim. Yumruklarım sıpsıkı haldeyken enerjimi büyük oranda geniş çevreye yaymaya başladım. Dışarıya baktığımda yavaş yavaş her şey eski haline dönüyordu. Kendimi zorlamıyordum fakat alışkın değildim. Yorulmaya başlıyordum. Her şey düzelene kadar gücümü sabit tuttum. Sanırım 13 dakika boyunca sürmüştü. Valtor ise dikkatle bana bakıyordu,suratından hiç bir şekilde bir şey okunmuyordu. Ama ben onun ruh eşiydim ki,çoğunlukla ne hissettiğini fazlasıyla anlıyordum. Kendi özelliğimde duyguları okuyabiliyorken,ruh eşi meselesiyle bu iş Valtor'da daha fazlalaşıyordu. Şuan duyguları fazlasıyla sabitti,hiç bir şey hissetmiyordu. Karşımda ki adam ruh eşimdi,gerçek Valtor'du. Ne yapacağımı bilmiyordum Valtor ile. Kafam bir hayli karışıktı. Avuçlarımı serbest bırakıp kafamı kaldırdım. Yanında çoçuklaşıp,gerçekten eşim olduğunu sandığım adam yoktu karşımda,bu düşünce yüzünden yine sinirlendim. Sessiz sedasız gözlerimizi birleştirmiş duruyorduk. Sanki gözlerimiz arasında bir bağ vardı ve biz fark etmesek'de bizi birbirimize bağlıyor gibiydi. Sessizliği bozan taraf o oldu. "Ne yapmayı planlıyorsun Diana?" İsmimi söyleyen bu kez o'ydu. Bu kez gerçekten de o ismimi söylüyordu. "Norton'un kader ile anlaşma yapmış olduğuna inanıyorum,kader ile görüşmem gerek. Ama ondan önce o herif sürekli iki gün diyordu. İki gün sonra neler olacağına dair teorilerim var fakat öyle olursa sağ çıkar mıyım bilmiyorum." Açıkça fikirlerimi belirtip sessizliğe sığındım. Bana dikkatlice bakıyorken zaten zihnimi okuduğunu biliyordum. "İzin vermem,karşıma kim gelirse gelsin senin benden temelli gitmene izin vermem." Sert sesiyle itiraf ettiği şeye çatık kaşlarla baktım. Aklıma kitap geldiğinde arkamı dönüp masaya yürüdüm. Elime kitabı alıp o sayfayı açtım.  "Buraya bunları yazmışsın,peki ama sen bu kehanetleri nereden biliyorsun?"  Elimdeki kitaba uzandı ve aldı. Sayfaya baktı,çevirdi ve önemsiz bir şeymiş gibi geri bana uzattı. "Sen Araf'sın,ben Karanlığım. Karanlık adı altında ne geçerse ben onlardan sorumluyum,karanlık kehanetler zaten kendi götümden uydurduğum şeyler değil merak etme. Tanrı'nın elçi olarak nitelendirdiği bazı seçkin kişiler bana ulaştırıyor ve biçimlendirmeme izin veriliyor. Tanrı bana kehaneti söylüyor ben ise küçük dokunuşlarla daha elverişli hâle getiriyorum." Kafamı omzuma yatırıp ona bakmaya devam ettim. Tanrı... Tanrı! "Kader ile değil,Tanrı ile görüşmem gerekiyor!" Dışarıya baktığımda havanın çoktan kararmış olduğunu gördüm. Ay'a bakarak soru sordum. "İki gün sonra... Hangi ay var Valtor?" Dışarı bakmayıp beni inceleyen adamdan cevap biraz geç gelmişti. "Kanlı ay."  Üçüncü kehanet.. 'Üçüncüsü,çok büyük kayıplar yaşanacak Neo.. Kanlı ay'ın altında büyük bir kayıp verildiğinde her şey değişecek.' Kayıp,kayıp,kayıp. Kanlı Ay'ın altında ayin gerçekleşebilir miydi? Ne yapmayı hedefliyordu bu herif? Diğer kehanetleri düşündüm. 'Son kehanet ise karanlığın içinde büyük bir patlama olacak,öyle bir güç açığa çıkacak ki yer yerinden oynayacak. Gökler yarılırcasına çığlıklar atacak,bebekler korkudan durmadan ağlamaya başlayacak. Anneleri bebeklerini susturamayacak,sakinleştiremeyecek. İkinci bir kayıp verildiğinde ise kaçınılmaz son gelecek. Artık hükümdarlık ona geçecek. Yıkım getirecek,korkunç bir yıkım..'  

ALTIN GÖLGE - ARAF SERİSİWhere stories live. Discover now