16. BÖLÜM

13 2 0
                                    

"Bataklığa giren bir daha çıkamazdı,ta ki ölene dek."

-

Bataklığın girişinde ki korumanın beni görmesi için camı indirdim. "Hoş geldiniz Dişi ejder. Herkes sizi bekliyor." Koruma saygıyla eğilip bilgilendirme yapmıştı. "Tamam,kapıları aç." Hızla doğrulup içeri geçti. Kapı açıldığında içeri geçtik arabayla. "Valtor,senin üstüne gelecekler haberin olsun." Arabayı park ettiğinde bana bir baktı. "Bebeğim,sence bende etki eder mi bu?" Alaycıl şekilde söylediğinde güldüm.  Arabadan inip jeep'in arka kapılarını açtım. Valtor çoktan yanıma geçmiş kolunu bana uzatmıştı. Koluna girer girmez köpeklerim etrafımızı sardı. "Vance,Queen ikiniz öne. Luna,Oscar sağ ve solumuza. Carlos ve Drake arka tarafa geçin bebeğim." Dediklerimi yapıp pozisyon değiştirdiler. Topuklularımın sesi park alanında yankılanıyordu. Valtor gözlüğünü çıkarıp yakasına takmıştı. Park alanından çıkıp toplantı odasına ilerledik. Korumalar beni gördükçe saygıyla ve korkuyla eğiliyor,selam veriyorlardı. Toplantı odasının kapısını koruma açtığında içeri girdik. Herkes pür dikkat bize bakarken Ejder'in sesini duydum. "Dişi ejder! Sonunda geldin kardeşim!" Ejder yanıma geldiği için Valtor'un kolundan çıktım. Ejderle sarılıp tokalaştık. Boynunda,kulağının arkasında,kollarında dövmeleri olan adamdan ayrıldım. Saçı hâlâ dört numaraydı. Ejder sonra yanımdaki adama dönüp elini uzattı. "Hoşgeldin." Az önceki neşeli şaklaban yüzü gitmişti. Yakın arkadaşları ve ailesi dışında kimseye o yüzünü göstermezdi. Valtor aynı sert ifade ile elini uzattı. Sanki birbirlerini daha önceden görmüş gibiydi tavırları. El sıkışıp ayrıldılar. "Ayakta kalmayın geçin hadi." Oval masaya ilerledik. Baştaki sandalyeye ilerleyip oturdum. Valtorda solumdaki sandalyeye geçti. Dev köpeklerim arkama dizilmişti. Dirseklerimi masaya yaslayıp çenemi,yumruk yaptığım ellerime yasladım. "Nerelerdeydin Dişi ejder? Yanındaki kim?" Conroy alaycıl şekilde konuştuğunda ifadesizce ona baktım. "Beni sorgulayabilecek seviyede olduğunu falan mı sanıyorsun?" Conroy susup geri çekildiğinde masada gözlerimi gezdirdim. 12 kişi falandık şuan. "İşlerim yoğun,sizin gibi sokak köşelerinde birileri ile malûm işleri yapmıyorum. Yanımda ki ise eşim,Valtor." Açıklama yaptığımda odayı şaşkınlık nidaları ile doldu. "Eşin mi? Sen?" Ejder bana şüpheyle bakarken sırıttım. "Evet,ben. Seninle ayrı konuşuruz Ejder." Kafa salladığında Perla'ya baktım. "Hamilelik nasıl gidiyor?" Yüzü gülerken bende ona güldüm. Seviyordum Perla'yı. Samimiydi,babasının işini devam ettirmek için buradaydı aslında. "Güzel gidiyor,şuan 3 aylık. Ben erkek olacak gibi hissediyorum. Ama eşim kız olacak diyor." Neşeli neşeli anlattığında anneliğin ona yakışacağını düşündüm. "Sağlıkla gelsin de cinsiyeti önemli değil." Beni onayladığında konuşmaya devam ettim. "Bugün biriken kurbanlarımı halledeceğim. Sizde izlemek isterseniz bu seferlik izin veririm. Ama Perla sen gelemezsin." Perla bana kaşlarını sorgularcasına çattığında tebessüm ettim. "Hamilesin kızım sen. Kandan etkilenirsin." Kafa sallayıp onayladı. Emrim olduğu için karşı çıkamazdı zaten. Bir saat kadar sohbet edip arada gerginlikler yaşanmıştı. Akşam saat 8'e geliyordu. Yavaşça ayaklandım. "Eh,hadi madem gidelim artık. Bekletmeyelim onca insanı." Alayla konuştuğumda bazıları kıkırdadı. Bataklığın bana ait ikinci büyük mahzene indik. Karşı duvarın önünde kocaman bir akvaryum vardı. İçinde çeşitli yılan türleri varken diğer büyük akvaryumda iki timsah vardı. Köşede ise sürekli kaynayan lav kovası,duvara monte edilmiş çeşit çeşit işkence aletleri,ortada ise büyük dişçi koltuğu vardı. Kan lekeleri kaplı,yıpranmış bir şeydi. Sol duvarın köşesinde köpeklerim için bir alan vardı. Dişçi koltuğunun önünde bana ait koltuğa yerleştim. Köpeklerde kendi taraflarına geçtiler. Valtor da yanıma oturdu. Ben omzuna yatarken,tek elini omzumdan atıp dirseğimi tutmuştu. Diğerleri ise kenardaki koltuklara geçmişti. "Getirin." Adamlarım hızlıca içeri geçti. Bir kaç dakika sonra çığlık sesleri eşliğinde tekrar odaya geldiler. Adamı koltuğa bağlayıp sabitlediler. Kafası,elleri,ayakları,gövdesi bağlıydı. "Ne halt yapmış bu göt?" Adamın bağırışlarını umursamayıp ayaktaki adamıma sordum. "Karısını ve kızlarını pezevenklere satmış patron." Bak sen şu şerefsize. Valtor'un zihnine fısıldadım. 'Sen halletmek ister misin? O hallerini görmek istiyorum.' Valtor yavaşça ayaklandığında cevabımı almış oldum. Ceketini çıkarıp bana verdi. Gömleğinin kollarını katlayıp dirseklerine kadar sıvadı. Adamdan şuan ses gelmiyordu. Valtor duvardaki aletlere ilerlerken kapı açıldı. Ejder içeri girip yanıma oturdu. Kolunu omzuma atıp Valtor'u işaret etti. "Kim bu? Abicim ne ara evlendin? Adam niye adama işkence edecek be?" Kafası karışmış belli. Derin bir nefes alıp omzumdaki eline baktım. Kaşlarım çatıldı. Daha önce hiç görmediğim bir dövme vardı. Ya da mühürdü. Buram buram enerji yayıyordu. "Bu dövme neyin nesi peki abi?" Elindeki dövmeyi fark ettiğimi anlayınca omzumdan elini çekti ve kucağına koydu. "Sanırım artık söyleme vakti geldi." Kendi kendine mırıldandığında kaşlarım daha da çatıldı. "Ne haltlar dönüyor? Neden senin elinde mühür var!" Dişlerimin arasından sinirle konuştuğumda kaşlarını çattı. "Konuşmamız lazım." Siktir,ne yani o da mı bizdendi? Boynumdaki fondöten ile kapattığım mühürlerin sadece ona gözükmesini sağladım. Kaşları hayretle havalanırken dikkatlice boynuma,kulağıma bakıyordu. "Şu işkenceleri halledelim,her şeyi konuşacağız Diana." Sözü biter bitmez mahzeni acı çığlıklar doldurdu. Oraya baktığımda Valtor adamın genital bölgesine lav kaplı demiri bastırıyordu. "Karını ve kızlarını satmak ne demek adi herif.." Sakinlikle hareket ediyor ve konuşuyordu. Kilolu ve keldi herif. Demiri çektiğinde adamın pantalonu,baksır'ı delinmişti. Daha fazla oraya bakmayıp gözlerimi tekrar Valtor'un sırtına çevirdim. Yılan dolu akvaryuma yavaşça ilerledi. Akvaryumun küçük bölmesini açıp elini soktu. Eline bir kara mamba alıp elini akvaryumdan çıkardı. Diğerlerine baktığımda şaşkınlıkla Valtor'u izliyorlardı. "Dikkat ette seni zehirlemesin." Evelyn konuştuğunda ona bir bakış attım. "Dikkat ette ben seni zehirlemeyeyim Evelyn." Bozulmuş şekilde sustuğunda Valtor'a baktım. Tepkisizce bana bakıyordu. 'Ejderin gerçekten ejder olduğunu öğrenmeye yaklaştın.. Sen beni savundun değil mi az önce?' Burun kıvırıp cevapladım. O sırada Valtor hem yılanı seviyor hem de adamın yüzünde bıçak gezdiriyordu. 'Ne münasebet? Hem bu mühür ne alaka? Bu nasıl bizden ya?' Valtor'un kıkırdadığını duyduğumda sırıttım. Eğleniyorduk keratayla. Yılanı adamın boynuna bıraktığında yılan adamın boynuna dolandı. Sonra yüzünü yavaşça adamın gözüne yaklaştırdı. Adam korkudan kitlenmişti. Yırtık dili dışarıda tıslıyordu. Sonra damın gözünün kenarını aniden ısırdı. Adam çığlık çığlığa yalvarıyordu şimdi. "Yardım edin! Özür dilerim! Affedin ne olur! Bir hata yaptım lütfen!" Yılan daha sert ısırdığında tekrar çığlık attı. "Karın ve kızında sana yalvarmıştı,sen ne yaptın? Onları yine de sattın." Valtor'un fısıldamaları ile adam çırpınmaya çalışıyordu ama hareket bile edemiyordu. "Paraya ihtiyacım vardı!" Bu sefer ben konuştum. "Kumar oynamasaydın o borca girmezdin. Paraya ihtiyacın var diye aileni satmak adamlık mı puşt herif!" Yılan şimdide adamı boğuyordu. Adamın yüzü morarmaya başlamıştı. Ayağa kalkıp adama ilerledim. Valtor hafifçe yana kayıp bana yer açmıştı. Elimi yılanıma uzattım. Uzattığım gibi hemen elime dolandı. Elimden boynuma sürünüp boynumu sıkmayacak derecede dolandı ve yüzünü yanağıma yasladı. Sağ elimle kafasını okşarken işkence aletlerinin oraya gittim. "Seç bakalım acı çekerek ölmek mi? Yoksa Tekte işini bitireyim mi?" Adam yalvarmaya başladığında sinirlendim. "Yeter! Kes sesini! Altından  kalkamayacağın boklar yemeseydin bu hale gelmezdin! Yalvarman bir boka yaramayacak!" Öfkeli sesimle susmuştu. Dünya sınırlarında gücümü kullanmamayı tercih ediyordum. Yoksa şuanda daha beter işkenceler etmiştim ona. "Alın bunu,sıçanların arasına atın. Onlar seni canlı canlı yiyerek öldürecekler." Yalvarmalarını umursamadım. Adamlarım onu götürdüğünde yılan akvaryumuna yaklaştım. Özlemiştim bunları da. 28 tane zehirli yılan vardı içinde. 29'uncu ise boynumdaydı. "Nasılsınız güzellikler? Sizi besliyorlar değil mi? " Tıslamalar çoğaldığında memnunca sırıttım. "Hanginiz dışarı çıkmak istiyor?" Altın mızrak başlı engerek diye adlandırılan yılanım yükseldi. Elimi soktuğumda koluma dolandı. Onu oradan çıkarıp bölmeyi kapattım. Sol kolumun tamamını kaplıyordu. Baş parmağımla kafasını okşuyordum. Valtor'a döndüğümde bana öyle güzel bakıyordu ki eriyecektim şuracıkta. Ona yaklaşıp yılanları uzattım. "Isırmak yok,seni sevecek sadece." Yılanıma doğru konuştuğumda ufak tıslamalar işittim. Valtor'un boynuna kara mamba geçerken,benim boynumdaki yerine engerek geçmişti. Valtor yılanı severken cebimden telefonu çıkardım. Fotoğrafını çekip yanına yaklaştım. Eğilmesini işaret ettiğimde eğildi. Yanaklarımızı birbirine yaslayıp yılanlarla birlikte fotoğrafımızı çektim. Ejder'e baktığımda gülerek bizi izliyordu. "Ejder,gelsene sende!" Yavaşça ayağa kalkıp dev cüssesiyle yanımıza geldi. İkisinin ortasına geçip ikisinin kollarına girdim. Adamlarımızdan birine telefonu uzattım. "Güzelce çek hadi." Sırıtarak kurduğum cümleye adamımda güldü. Bizden uzaklaşıp telefonu bize doğru tuttu. Bir iki fotoğraf çektiğinde bir anda kendimi yüksekte buldum. Aşağı baktığımda ikisi birbirinin kolunu tutmuş benim kalçama yaslayıp havaya kaldırmışlardı. Bir kaç fotoğrafta böyle çekindikten sonra Valtor'un nasıl kıskanmadığını çözmeye çalışıyordum. Gece yarısı 4'e kadar işkencelerle uğraşmıştık. Listede sadece iki üç kişi kalmıştı. Onları da timsahlara yem etmelerini söylemiştim. Şimdi ise Ejder,ben ve Valtor odamda oturmuş anlatmalarını bekliyordum. "Abi anlat artık!" Sabırsızca konuştuğumda güldü. "Bana neden ejder diyorlar Diana?" Biraz düşünüp cevap verdim. "Kurbanlarına ejderha sembolünü,derilerini yakarak işlediğin için?" Kafa sallayıp beni onayladı. "Bir yandan  da ejder denmesinin nedeni,ejderha krallığının varisi olmamdı. Sen yokken ben başa geçtim. Bu mühürde ejderha kralı mührü. Krallığıma gittiğimde her yer senin haberlerinle çalkalanıyordu. Olayı sonradan çaktım ben,enerjin olduğunun farkındaydım ama sen bilmediğin için söyleyip söylememek arasında kalmıştım." Şaka mı bu? Şimdi abi diye bellediğim adam ejderha kralı mıydı? Ah,hadi ama! "Valtor ile ittifak kurduğumuz sıra arkadaşlık kurmuştuk. Yıllardır arkadaşız. Yani küçük hanım,ben de aslında bu dünyadan değilim."  "Peki,krallığına ait askerler mi burada? Çünkü senin ejder olduğunu bilmeleri gerekir sana ejder lakabını takmak için." "Evet,kendi krallığımdan askerlerim de var. Lakabım bu şekilde ortaya çıktı anlayacağın." Artık pek tepki veremiyordum. Her yerden bir şey çıkıyordu çünkü. Ayağa kalkıp kapıya ilerledim. "Kalkın annemler bizi merak etmiştir. Hem senide tanıştıracağım ailemle Draken." Ellerini dizine koyup ayaklandı. Valtor da ayaklanmıştı. Valtor'un koluna girdiğimde homurdanma duydum. "Kardeşimden az uzak mı dursan acaba Valtor?" Valtor arkaya baktığında hemen sustu. Bu hallerine gülüp ilerlemeye devam ettik. Bir saat içinde eve varmıştık. Sabah olmaya başlamıştı,biraz geç gelmiştik kısacası. Salona geçip oturduk. Merdivenlerde adım sesleri duyduğumda annem ve babamın geldiğini anladım. Onlarda gelip oturdular. Babam dikkatle Draken'i dikizliyordu. "Bu ejderin ne işi var burada?" Tabii bir şeyi bilmeseler şaşarız. "Dünyadaki yakın arkadaşım baba. Tabii bir saat önce öğrendim ejder olduğunu ama olsun." Babam bana bakıp, "O ne demek?" diye sordu. Olanları anlattığımda derin bir nefes aldım. "Dünyada da güvende değiliz bence. Her an bir yerlerden hain çıkabilir kızım." Annem dikkatlice konuşup saçlarını omzunda topladı. "Karnınız aç mı?" Hepsine bakarak sordum. Valtor hariç hepsi kafa salladı. Yanımdaki Valtor'u dürtüp mutfağa ilerledim. O da arkamdan gelip masaya oturdu. "Diana?" Dolaptan domatesleri çıkartıyordum. Arkamı dönmeden, "Hm?" dedim. Belimden tutup kendine çevirdi. Elimde domatesler,beni tutan Valtor.. Çok romantik bir sahne! "İzin versen.. Yakerganların soyunu kuruturdum." Domatesleri tezgaha uzanıp bıraktım. Ellerim boynunu bulurken yavaşça sarıldım. "Olmaz Valtor,başlarında kim olduğunu sessizce öğrenmem gerek." Saçımı öpüp çenesini başıma yasladı. "Sen öyle diyorsan." Kafamı kaldırıp çenesine bir öpücük kondurdum. "Hadi bana yardım et. Beraber hazırlayalım!" Heyecanlı çıkan sesime karşı dudağının ucu kıvrıldı. "Güçlerimiz var Diana." Kafamı hayır anlamında sallayıp kaşlarımı çattım. "Biz yapacağız,hem ikimiz için bir aktivite olmuş olur." Tekrar usulca bana yaklaştı. "Bence başka türlü aktivite gerçekleştirebilirdik ama neyse." Dudağıma doğru konuşup uzaklaştı. Domatesleri alıp doğramaya başladı. Afallamıştım,öpecek sandım ne yapayım? Arkamı dönüp alt dolaplardan makarna kavanozunu çıkardım. Onu kenara koyup ocağa tencereyle su koydum. Onu kaynamaya bırakırken Valtor'u izlemeye başladım. Güzel hatlara sahipti. Siyah saçları,siyah gözlerine bayılıyordum. Düşünmeyi bırakıp yukarıdan tabakları çıkardım. Masaya koyup alt dolaplardan tava çıkardım. "Şimdi buna yağ koyacaksın sonra domatesleri yağ kızdıktan sonra atacaksın." Bana ciddi misin der gibi bakıyordu. "Diana,ne yapacağımı biliyorum." Ellerimi belime koyup kafamı yan yatırdım. "Niye her haltı biliyorsun? Hayır yani,nereden bu bilgi?" Sitemli sitemli konuşurken bir anda belimden çekip kendine yasladı. Şuan bazı uzuvlarını hissediyordum ve sıcak basmaya başlamıştı beni. "Ben bir çok şeyi bilirim,mesela," Beni kendine daha çok yaslayıp dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. "şuanda nasıl alevler içinde yandığını," Bir elini boynuma atıp kulak mememi okşadı. "heyecanlandığını biliyorum." Koluna bir tane geçirip aramızda mesafe bıraktım. Yanaklarımın yandığını hissedebiliyordum. Valtor'dan feci halde zevk duygusunu hissediyordum. Hafifçe arkamı dönüp kırıtarak kapıya ilerledim. "Yemekler sana ait beyefendi. Büyüsüz yapacaksın!" Kendimi sakinleştirmek adına içeri kaçmayı istiyordum. "Öyle olsun,bir gün bu anı hatırlatacağım ve devamını getireceğim haberin olsun." Derin nefesler alarak salona kaçtım. Tuhaf bakışlar üstümdeyken umursamadan tekli koltuğa oturdum.

İnstagram;altingolgeoffical

Nassınız bakalım?? Bir ara instagramdan müzik listesi paylaşacağım,beğendiğiniz olursa dinlersiniz okurken. Bölüm nasıldı canlarrr?? Nasılsınız? Oy ve yorum atmayı unutmayın :)

ALTIN GÖLGE - ARAF SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin