"Teyzesinin balına tatlı yaptım ben de. Yemekten sonra ödül olarak yer." İpek'in tatlıyı kime yaptığı belliydi fakat bozuntuya vermemiştim. Fakat imalı gülüşümü de eksik etmemiştim. Melis şimdiye kadar benim gibi farkında olduğu bu konu hakkında laf atmış olmalıydı. Oysa tamamen yemeğine odaklanmış görünüyordu. Kesinlikle bu masadaki biriyle bir şey yaşamıştı. Ve bunu meraktan doğurmadan önce öğrenmem lazımdı.

Yemeğin kalanı da sohbet eşliğinde geçmişti. Yusuf ise tatlısını yiyemeden uyuyakalmıştı. Şimdiyse salonda tatlımızı yiyorduk. Aklım hala Melis'teyken Yaman'ın sesi duyuldu. "Yenge nolur Emir Asaf gibi bakma artık! Çocuğum çatıl kaşlı doğacak senin yüzünden."

"Ne alaka mal?" Anıl'ın sorusu hepimizin merakıydı. "Ne demek ne alaka abi? Cahil cühela mısın acaba?! Kime çok bakarsan çocuğun ona benzer. Yengem de öyle bakınca ister istemez bakmış bulunuyorum. Karı koca aynılar!" İpek kahkaha atarak konuştu. "Yalnız o kadınlar için geçerli. Ayrıca hamileyken olan bir şey o." Emir Asaf kaşları çatık bir şekilde bana döndüğünde noldu dercesine ona baktım. "Hamileliğin boyunca sakın Sancar'a bakmıyorsun. Siktir git evimden Sancar." Emir Asaf Aras'ı kovarken benim de kaşlarım çatılarak atıldım. "Sen abimi mi kovuyorsun Emir Asaf?"

Tam bu esnada Aras bağırarak yerinden kalktı. Beklemediğim bu anda korkmuştum. "Heheyytt bee! İlk bana abi dedi! ÇATLAYIN SANCARLAR!" O sevinçle nispet yaparken Uraz konuştu. "Pek beyinsiz kardeşim, kız sana abi demedi. Senden bahsederken söyledi sadece. Amcam mı deseydi? Yani teknik olarak ilk sana abi demiş olmuyor."

"Banane dedi işte!"

"Uydurma lan!" Barlas da dahil olmuştu. "Abinim lan ben senin, düzgün konuş puşt."

"Kesin sesinizi! Kızı bir şeylere mecbur hissettirmeyin." Poyraz son noktayı koyarken gözlerimi kaçırarak karnıma baktım. Hepsi abi dememi bekliyordu. Ve ben henüz bunu diyecek cesareti bulamamıştım. Evet bahsederken abilerim diyordum fakat birebir onlara söylemeye dilim varmıyordu henüz. "Üzme sen de kendini. Bu gereksizler fazla sabırsız sadece. Bazı şeylere zaman gerektiğini hâlâ anlayamadılar." Sonda kardeşlerine bakarak ateş saçan Poyraz en son yine bana bakarak göz kırpmıştı. Minnetle gülümsediğim esnada gözümün önüne gelen şey, aklımdaki her şeyi silmişti. Ama, ama olmaz kii! Allah aşkına çilek!

Gözlerim parlayarak Emir Asaf'a döndüm. Zaten bana bakar vaziyette olan kocam göz kırparak güldü. "Ne çekti canın?"

"Çilek! Kıpkırmızı! Tatlı! Çilek!" Kendimden geçmiş, çileği anlatırken herkes bana gülüyordu. Bu esnada çay servisi yapan Dilek konuştu. "Geçen gün Yusuf bey için almıştık. Dolapta var Hira hanım. Getiriyorum hemen."

"Ay teşekkür ederim Dilek'cim." Gözüm Emir Asaf'a kayarken gülen bakışlarını yakalamıştım. "Komik mi Emir Asaf? Yemezsem ölürmüşüm diyorum, çilek diyorum. Komik mi yani?"

Yaman kahkaha atarken konuştu. "Emir Asaf'ı da azar yerken gördüm ya-hahahaha!" Emir Asaf ona tehditler savururken umrumda olan tek şey önüme gelen çilek olmuştu. Afiyetle birkaç tane yemişken aklıma gelenle Emir Asaf'a döndüm. "Sen de yesene."

"Sağ ol güzelim. İyi böyle." Kaşlarım çatılırken bir tane çilek uzattım. O çilek yenecekti!

"Hayatta yemez yenge, zorlama." Meriç'in sesiyle ona döndüm. "O niye?"

"Bildik bileli sürmüyor ağzına." Aklıma gelen şeyle gülerek Emir Asaf'a döndüm. "Asaf, hani bir iddia kazanmıştım hatırlıyor musun canım?" Aşk itirafını kastediyordum. "Hayatta olmaz Hira!"

"Oyunbozanlık yapma! Kazandım işte, istediğimi yapmak zorundasın!" Çilek uzattığım elimi iterken konuştu. "Başka bir şey iste karıcım."

"Cık, ben bunu istiyorum."

"Hira-"

"Ay tamam yeme Asaf! Bir küçücük isteğim vardı, onu da yapma tamam..." Gözlerim dolarken az önce ittiği elime uzandı. "Ver başımın belası, ver." Çileği tek lokmada yerken kazanmışlıkla baktım yüzüne. Burnumu sıkarak konuştu. "Tam bir cadısın." Omuz silkerek konuştum. "Yedirdim mi, sen ona bak kocacım." Herkesin içinde cilve yaptığımı fark ettiğim an yüzüm kızarmaya başlamıştı. "Yüzün de çilek gibi kırmızı oldu karıcım." Anlamıştı pislik sebebini! "Hmm iyi bak kocacım bu yüze. Çünkü son görüşün olabilir." Gülüşü anında solarken bu sefer gülen bendim. Meriç ve Poyraz ayaklandıklarında onlara baktım. "Hayırdır?"

"Bir işimiz çıktı." Poyraz cevaplarken salon kapısına varmışlardı bile. "Ne işi abi?" Barlas sorarken Poyraz sonra demişti kafasıyla ve çıkmışlardı. Ne olduğunu merak etsem de yakaladığım başka bir şey vardı. Melis bir oh çekmişti. İyi de hangisiydi? Poyraz mı Meriç mi? Hangisiyle ne yaşadın Melis?

Bölüm sonuu!

Nasılsınız canlarım? Hayat nasıl gidiyor?

Bölümü nasıl buldunuz?

Bir okuyucumdan asıl karakterlerimizden uzaklaştığıma dair yorum aldım.  Bu yüzden daha çok ana karakterlerimize yönelmeye çalıştım.

Bakalım Melis olayında neler olacak? Çemberde yalnızca Poyraz ve Meriç kaldı. Hangisi ve daha önemlisi yaşanan olay ne?

Poyraz ve Meriç nereye gittiler?

Yeni bölümde görüşürüz canlarımm 🤗

Bî- misâl HayatTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon