bölüm 15

1.3K 60 0
                                    

Azat bey ve zerya hanımlar gitmişti gülayşe hanım her saniye didiştiği dünürünü daha ilk günlerden özlemeye başlamıştı, deniz bey ve yasmin hanım hala konuşmuyordu aralarındaki bu gerginlik kimseye yansımıyordu ama aynı zamanda herkes farkındaydı maria geçtiğimiz günlerde fizik tedaviye başlamıştı fizyoterapistin dediğine göre çok hırslıymış bugün maria vr caner ruh ve sinir hastalıkları hastanesine gidip akıl sağlığı raporu alacaklardı yasmin hanım ve deniz beyin arasındaki soğukluğun yanı sıra maria ile de arasına mesafeler girmişti sanki ardayla maria ise o günden sonra bir daha konuşmamıştı arda bir kaç kez konuşmaya çalışmış maria istemeyince üzerine gitmemişti eren ise annesinin kalbini kırmamak adına eve hala gelmemişti havaalanına ananne ve dedesini göndermek için gitmiş orada da maria dahil hiçbir aile üyesiyle konuşmamıştı kimse bu soğukluktan memnun değildi sanki o koca aile dağılıyordu...

Lale ortamdaki sesizlikten faydalanarak yengesine sataştı "ay kız yenge kıl mı var orada" yasmin hanımın tabağını göstererek "yok lale" dedi yasmin hanım bitkin sesiyle yavaştan hasta oluyordu o günden sonra kendisini toparlayamamıştı "e ama var yengecim" dedi eğlenirce bu ailedeki herkeslr uğraşmayı seviyordu deniz abisi yengesinden önce davranarak konuştu "uzatma abim uzatma" dedi sabır dilerce lale abisiyle de uğraşmak adına saçma bir muhabbete girdi "abi bak boşa bu yengemi bana nasıl bakıyor görüyor musun" yasmin hanım tabağından hiç ayırmamıştı bakışlarını laleyle konuşurken ama deniz bey bu fikir sanki mükemmel bir şeymiş gibi bir nilda döktü dudaklarından "boşanalım yasmin." Marianın yuttuğu çay duyduğu şey yüzünden boğazına kaçmış öksürmeye başlamıştı şuan sofrada yalnızca 6 kişilerdi dedesi hasan bey babanesi halası ve anne babası bu denilen şeyin şaka olmasını umuyordu hepsi maria uzatılan suyu içince konuştu yasmin hanım bakışlarını hala tabağından kaldırmamıştı "deniz bey ne diyorsunuz allah aşkına halam onu o anlamda söylemedi ki şakalaşmıyor muydunuz siz ya" sitem dolu sözlerinin aksine gözlerinde korku vardı o annesi tarafından terk edilmiş bir çocuktu şimdi tekrardan annesinin terk edişine dayanamazdı "boşanmak istiyorum maria eğer annen de kabul ederse ben daha fazla çocuklarını tehlikeye atan bir kadınla evli kalmak istemiyorum" yasmin hanımın kalbini eline almış sıkıyordu sanki deniz bey "abi ne diyorsun allah aşkına beni susturmak için yapıyorsun vallahi bir daha ağzımı açmam" dedi lale de korkuyla "yenge bir şey desene" yasmin asla bakışlarını kaldırmamıştı gülayşe hanım ve hasan bey şaşkınlıkla ikiliye bakıyordu maria dolu gözleriyle konuştu "gene benim yüzümden biri gidecek..." uzun yutkunuşunun ardından tekrar konuştu "ben gitsem, yasmin hanım kalsa hem bakın sizin de huzurunuzu bozdum nolur gidiyim" sanki kaanı eve alan oymuş gibi konuşuyordu maria "senin bir suçun yok maria annenin iradesizliği yüzünden boşanacağız" sanki bu zamana kadar silah zoruyla tutuluyormuş gibi konuşuyordu deniz bey oysa karısıyla severek evlenmiş evlenmeden önce ise çok çekmişti kayınpederinden şimdi sanki bahçeye çicek ekelim der gibi boşanalım diyordu maria annesini savunma içgüdüsüyle konuştu "bu iradesizlik değil deniz bey yasmin hanım 17 sene boyunca o çocuğa sarıldı, hastalandığı için endişe etti, yasmin hanım benim değil kaanın ilk adımlarını biliyor. Siz şimdi ona bencil bir anneymiş gibi davranıyorsunuz insanların düşüncelerini nereden bilebiliriz bazen bazı kişilere çok güveniriz ki onun güvendiği kişi bazı kişilerden biri değil 17 sene boyunca ona annem diyip sarılan kişi ama ben bizzat kendi kulaklarımla duydum kaanın amacının beni almak olduğunu düşündüğü ilk an düşünmeden onu geri çevirdi siz gelmiş burada onu suçluyorsunuz" devam etti maria "bu iradesizlik değil yalnızca karşılıksız verilen bir anne sevgisiydi ama yasmin hanım kullanılacağını anladığı ilk an sesini yükseltti bunların olacağını bile bile size onalrı görmeniz için bir fırsat verdi siz şimdi sanki manavdan meyve alalım der gibi boşanalım diyorsunuz en az 27 senedir aynı yastığa baş koyuyorsunuz ama şimdi 'çocuklarını tehlikeye atan anne' vasfını giydirip boşanalım diyorsunuz lütfen ne dediğinizi ankayana kadar konuşmayalım deniz bey" sandalyesini masanın ucunda bulunan annesinin yanına doğru harekete geçirdi annesinin kulağına doğru eğildi "gidelim mi" diye sordu yasmin hanımın bakışları hala tabağındaydı "bana bir söz verdirmiştin başını ne olursa olsun yere eğme diye ben de aynı sözü vermeni istiyorum anne sözü olarak" yasmin hanımın ilk defa yüzünde bie tebessüm oluştu kızının kulağına doğru eğildi o da "nereye gidelim" maria düşündü aklına bi yer geliyordu ama oraya giderlerse sanki anne babasına boşanın dermiş gibi olur diye başka bir yer söyledi "birkaç gün dayımda mı kalsak" yasmin hanım kızına gülümsedi sofradan deniz beye bakmadan kalkacaktı ama deniz bey onun kolunu sıkı olmayacak bir şekilde tutmuştu "özür dilerim yasmin" yasmin kocasına yüzündeki tebessümle baktı kızına bir kaç eşya ayarlayacağını söyleyip yukarı çıkmıştı bütün çocukları işte olduğu için şanslıydı deniz bey zira çocukları bunları duysa muheltemelen maria gibi babalarıyla konuşmama kararı alırdı yavuz evden bu muhabbet olmadan yarım saat önce çıkmıştı bora ile buluşmak için eğer gitmeseydi o sofrada neler olurdu kimse bilmiyordu yasmin hanım kızı ve kendisi için küçük bir çanta hazırladı kendi kazandığı paradan yanına alıp aşağıya indi deniz bey konuşmaya çalışmış ama yasmin hanım onu duymadan kızının yanına ilerledi asılı olan çantasının içinden deniz beyin hediyesi olan arabanın anahtarını ayakkabılığın üzerine koydu kızına montunu giydirip arkasına geçti "nereye gidiyorsun arabanı bile almadın yasmin" yasmin hanım 1 haftadır hiç yüzüne bakmadığı kocasının yüzüne baktı "seni ilgilendirmez" deniz bey düşüncesinden kızının sözlerinden sonra utanmıştı söylediği laf laf değildi yasmin hanımla maria çıktıktan sonra taksi beklemek adına yola çıktıklarında maria uzun zaman sonra dışarı çıkmıştı ama aklına gelen şeyle hemen başını yasmin hanıma doğru çevirdi "bugün rapor alacaktık canerle ona haber vermemiz gerek" yasmin hanım onaylar şekilde mırıldanıp caneri aramak için telefonunu çıkardı o sırada bir araba onalrın önünde durdu plakası gözükmediği için kimin arabası olduğunu anlamamıştı yasmin hanım içeriden çıkan kişiyle maria mutlulukla konuştu "Abicim" sanki dünya onun olmuştu uzun süredir görüşmüyordu onunla aynı şekilde erende kardeşini gördüğü için mutluydu kafasını çevirip annesine bakmadan kardeşine sarıldı hemen yasemin kokulu saçlarının kokusu olmadan en fazla bu kadar dayanmış ikizine kardeşini kendisinin getireceğini söylemişti eren kardeşinden ayrıldıktam somra daha fazla bu küslüğün devam etmemesi için annesine de sarıldı daha sonra mariayı koltuğa oturttu annesinin elindeki bavulu yeni farketmişti "hayırdır nereye" diye sordu yasmin hanım ise yalnızca omuzlarını düşürdü şuan bunu açıklamak istemedi "sen nereye" diye sordu "canere mariayı benim götüreceğimi söyledim hastaneye gideceğiz" yasmin hanım kafasını salladı "beni dayına bırak mariayı da işiniz bitince oraya getirirsiniz" ne olduğunu anlamamıştı yavuz daha fazla üstelemedi annesini ilk önce onu bırakıp kardeşiyle konuşmaya başladı "siz neden dayıma gidiyorsunuz" maria sanki bunu anlatmayı bekliyormuş gibi hemen konuşmaya başladı "baban annenden boşanacakmış seni de onu da anlamıyorum bu kadın 17 yıldır kaanı oğlu olarak biliyor eğer benim ailem de sizin gibi insanlar olsaydı onalrı bir anda silemezdim ki" eren kardeşine şaşkınlıkla baktı onun babası annesini kıyamet kopsa boşamazdı "abicim acaba sen mi babamızı yanlış anladın benim bildiğim babam ucunda ölüm olsa annemle boşanmaz" maria omuzlarını silkti "valla sanki manavdan meyve alalım der gibi boşanalım dedi üstelik konu o kadar saçma bir şakadan buraya geldi ki anlatamam" eren kardeşine baktı çok konuşsa bile dediklerini anlıyordu "ne şakası abicim" maria buna da hızla cevap verdi "ay abi bu halam annemle şakalaşmaya çalışıyordu annen cevap vermeyince döndü babama boşa bu yengemi benimle konuşmuyor bilr gibisinden konuştu babanda döndü annene boşanalım yasmin dedi" eren duyduğuna inanamamıştı annesininde bu konuda ciddi olup evi bırakacağını düşünmezdi maria devam etti "vallahi dua etsin o deniz bey dayıma gidelim dediğime yasmin hanımı sevdiğini gözlerinden okumasam azat dedeme götürür bir dahada geri göndermezdim aşk insanıyız işte abicim bizde bu 2 aşığı ayırmadık" eren kardeşine gülerek baktı uzun zamandır şakalaşacak halleri yoktu "aşk insanıymış maria hanım sizde birileri yok mu bakalım biraz da biz aşk insanı olalım" bunu şakayla sormuştu eren ama maria duyduğu soru karşısında ne cevap vereceğini bilememişti boradan hoşlanıyordu onu her gördüğünde kalbi ağzına geliyordu ama bunu ona söylese ne tepki vereceğini bilemediğinden araba durduğu gibi konuştu "bak geldik caner bekliyor bizi yazık ağaç oldu çocuk meyve salacak" ne dediğini o da anlamamıştı ama caneri gördüğü gibi konuşmuştu "var yani birisi" dedi tek kaşını kaldırarak bugün bu şakalar yıldırım ailesini şoka uğratıyordu "hıhım" dedi maria yalan söylememek için "kim o dallama" dedi eren bi anda sesinde kızgınlık değil kıskançlık vardı "söylemem" dedi maria bir anea çıkışarak daha boraya söylemeden nasıl abisine söylesindi "abim ben sana kızar mıyım söyle bakalım kim bu arkadaş ben tanıyor muyum?" Son gelen soruya cevap verse bir dert vermese ayrı dertti "tanıyorsun ama daha fazla bir şey sorma vallahi onun daha kendisinden haberi yok" heycanla konuşan kardeşine bir şey daha sormadı "tamam abicim ama bunları dinlemek isterim senin bana güvenip bir şeyler anlatman beni mutlu eder." Maria abisine gülümseyerek baktı bu sefer "söz veriyorum bir şey olursa ilk sana anlatacağım ama biraz daha gitmezsek ikizin bir ağaç olacak" eren kardeşinin bu haline güldü hemen arabadan inip sandalyesini çıklardı kardeşini alıp canere doğru ilerledi "lan ağaç napıyorsun burda" eren kardeşine itafen sorduğu soru mariayı utandırmıştı "ne ağacı abi meyvelerim düşecek birazdan nerdesiniz siz" bu şakası mariayı da güldürmüştü 3 kardeş aynı anda kahkaha attıklarında içeri ilerlemişlerdi erenin telefonu çalınca durmuş erenin konuşmasının bitmesini beklemişti ikilinin arasında bir soğukluk vardı bunu ikidifr biliyordu ama düzeltmeye çalışmamışlardı eren yanlarına aceleyle geldi "benim çıkmam gerekiyor hastaneye önemli bir vaka geliyor" maria kafasını salladığı zaman canere döndü eren "sana emanet işiniz bittiğinde dayıma götüreceksin" canerde kafasını salladığında eren hemen hastaneden çıkmıştı.


canerle mariayı bir sonraki bölümde okuyacağız

•yorum yapmanızı istiyorum son bölümlerde hiç yorum alamıyorum

•bölüm nasıldı?

MARİA Where stories live. Discover now