bölüm 11

1.7K 65 8
                                    

Maria gördüğü kişiyle kalakaldı onun yanındayken heyecanlanıyordu aslında sadece 1 defa görmüştü şimdi görünce heyecan yapmasının sebebi neydi yavuz abisi ondan önce konuştu "bora kardeşim hayırdır" bora gözlerini dostuna çevirdi "ben bir geçmiş olsun demeye geldim kardeşim biraz maria ile konuşabilir miyim" yavuz anlamadı ama kardeşine döndü kardeşi onaylarca başını salladı o da odadan çıkmış kendi odasına ilerlemişti bora ise karşısındaki marianın birbirine girmiş saçlarına bakıyordu "yardımcı olmamı ister misin" diye nazikçe sordu "ay yok tövbe" diye çıkıştı karşısında eli ayağı birbirine girmiş kıza baktı "niyemiş" "ay asker adam getirdi saçlarımı bu hale dağda bayırda terörist indiriyor saçıma yaptığına bak" bora karşısındaki kıza gülümsedi "küçük kardeşimle kuoförcülük oynamayı severdim bu işte iyiyim de hem bazı konular varmış konuşacağımız" maria tek kaşını kaldırdı "öylemiymiş" "evet hadi ilk önce şu saçlarını açalım" dediğinde marianın arkasına geçti canını acıtmaktan korkarak saçındaki düğümleri açmaya başladı yavaştan düğümler açılmıştı emin olmak için marianın kulağına yaklaştı bora "canını acıtıyor muyum maria" marianın kulağına vuran sıcaklık ona çirkin şeyler anımsatıyordu hatırlamak istemiyordu "hayır hayır  hayır" dedi kafasını iki yana sallayarak "maria iyi misin" diye sordu bora "özür dilerim iyiyim uğraşmayın daha fazla komiserim sorularınızı sorabilirsiniz" bora farklı bir şey olduğunu anlamıştı ama kızın üzerine gidemedi "yasmin anneye bir şey anlatmışsın ve göstermişsin sanırım maria bana da gösterebilir misin" maria düşündü bu adamın ona acımasını istemiyordu "hayır. Hem yasmin anne derken" diye konuyu değiştirmeye çalıştı "maria lütfen" maria omuzlarını silkti "büyük şeyler değil komiserim boş verin" dediğinde bora sinirlenmişti "17 tane kemer izi büyük bir şey değil mi maria" maria gülümseyerek onu düzeltti "19" devam etti "19 tane kemer izi ama merak etmeyin" sesini alçaltarak konuştu "onlar yanımdayken acımıyor" şüpheyle baktı bora ona "kimler yanındayken maria" maria gülümseyerek cevap verdi "aşağıdaki kocaman aile ama..." bora onu tekrar etti "ama?" "artık bana acıyarak bakacaklar bu da canımı hepsinden çok yakıyor" içerideki kimse ona öyle bakmıyordu ama maria bunun farkında değildi onların gözünden bakmadıkça farkında olamazdı zaten "yaraların maria" dedi bu sefer net sesi rededilmeyi kabul etmiyordu maria da direnmeyi bırakmıştı üzerindeki kazağı çıkarttı bora zaten kızın sırtını görüyordu yutkundu uzunca belki binlerce kadın görmüştü şiddet gören hiçbiri bu küçük kadının yaraları kadar canını acıtmamıştı sırtındaki izlere tüy gibi dokunuşlar yapıyordu "kim yaptı maria" diye sordu o güçlü sesi sanki yok olmuştu "babam" dedi utanarak "beni babam sandığım adam bu hale getirdi artık öz babam da bana acıyarak bakacak bora..." kızın ağızından ilk defa ismini duymuştu bora "deniz amca senin kadar güçlü bir kızı olduğu için yalnızca gurur duyar maria" bu sefer sesi gücünü geri kazanmıştı "karnına da bakmak istiyorum önüne gelebilir miyim maria" istemiyordu bunu ama hayır da diyemedi kafasını sallamakla yetindi önünde geçti boranın gözleri bir saniye olsun karnından başka bir yere bakmamıştı kızın karnını görünce boğazında bir yumru oluştu oraya dokunarak konuştu "o şerefsiz bunu neden yaptı maria" maria bunun cevabını asla söyleyemeyecekti bunun farkındaydı boranın eli hala karnındayken kapı açıldı bir anda maria yanlış anlaşılmaktan korktu kazağını önüne tuttu hemen kapıda ise onu bu evde hep yanlış anlayan kişi vardı "bora abi napıyordun?" diye telaşla sordu arda daha sonra mariaya döndü "karnına ne oldu ablama söylemeye gidiyorum hareket etme canın acır" maria ona acıyarak bakan gözleri görünce yutkundu gözleri doldu arda gene konuştu "maria iyi misin yanlış bir şey mi söyledim" maria dolan gözlerinin aksine sert sesiyle tepkisini koydu "benim canımın acıyıp acımaması ne kadar umrunda arda? iyi olmasam ne yapabilirsin mesela daha kötü olmam için uğraşırsın bence" devam etti maria "bana sakın acıyarak bakma." Bora yanındaki kızla gurur duydu "aşağı in arda" otoriter sesiyle konuşan boraya baktı arda "senin ablamla ne işin olabilir yarı çıplak bir halde bora abi" diye alayla sordu "sanem burada değil senin de ondan başka ablan yok arda" dedi maria "şimdi odadam çık bir daha odama girme" diye devam etti oysa maria en çok abla olmayı istemişti bu hayatta boraya döndü "işin bitti mi" bora ona acıyarak bakmıyordu aksine gözlerinde sanki gurur vardı "arda çıksın bacağına da bakacağım" maria o yaraya bakamazdı biliyordu "bacağımdakini göstermek istemiyorum giyebilir miyim" diye sordu bora onu anlıyordu bunlar büyük tranvalardı hepsini 1 güne sığdıramazlardı "peki giyin şimdi aşağı inip dayınla abini getireceğim ben de" maria onayladı onu bora odadan çıkınca o da üstüne çeki düzen verdi kapı çaldığında ilk caneri gördü ona acıyarak bakmıyordu arkasında çok konuşmayan ilk gün ona kapıyı açan çocuk vardı baran abiside içeri girdiğinde bora kapıyı kapattı burada kesinlikle yavuzunda olması lazımdı ama dostunun hiçbir şeyden haberi yoktu odadaki kimsenin gözünde acıma duygusu yoktu aksine hepsi gururla bakıyordu güçlü kıza baran bey herkesten önce davranarak konuştu "o kişi sana bu yaraları vermek için hangi sebep olmayan sebeplere sığındı maria" az önce ardanın acıyarak baktığı yarasına sebep olan kişiydi aslında dayısı ama bunları söylemek istemiyordu dayısının canını yakmak istemiyordu "bilmiyorum" dedi caner aklındaki soruyu burada sordu "neden öz amcan olarak bildiğin adamı şikayet ettin üstelik daha 14 yaşında bir çocuk olarak uyuşturucunun ne olduğunu nerden biliyordun" asla onu suçlamıyordu sadece aklındaki sorunun cevabını almak istiyordu "sende kanunlara uymayan bir şey yapsan seni de şikayet ederim kanunlar akrabalarımız için geçerli değil mi" diye sordu 2. sorusunu es geçerek "diğer sorumun cevabı?" dedi caner ondan zaten utanıp sıkılmıyordu ona kırgındı ama o yaptığına pişmandı bunu gözlerinden görebiliyordu "bana da kullandırmaya çalışmıştı oradan biliyorum" dedi daha sonra daha adını bile bilmediği abisi konuştu onun gözlerinde öfke vardı "bacağındaki M harfi Mehmet Korhanlının baş harfi?" dedi sorarcasına daha sonra devam etti "karnındaki iz amcanı şikayet ettiğin için yapıldı peki ya sırtındakiler onlar neden maria" maria bunları nereden bildiğini bilmiyordu ama sesi güven veriyordu maria fısıltıyla cevap verdi "amcamı tatmin edemediğim için..." dedi odadaki 3 erkeğin kanı dondu aynı şekilde kapıda onları dinleyen deniz bey ve yasmin hanımında deniz bey sinirle elinden tutan karısının elini bırakmak istedi ama karısı yeminliymiş gibi bırakmıyordu elini "bırak yasmin kalbini kıracağım" dedi sesi yüksek çıkmıştı onun sesini duyan maria ise korkuyla ona seslendi "deniz bey" bu sefer kızına yenilmek istemiyordu deniz bey maria odadakilere yalvaran gözlerle bakmıştı ama hepsi o adamları öldürmek istiyordu en son boraya baktı "nolur durdur onu nolur" deniz bey kapının önüne çıkan borayla durmak zorunda kaldı "deniz amca kızını bırakıp gidecek misin siz içeri geçin ailecek konuşun ben yavuzun yanına geçicem" bora onlardan uzaklaşırken deniz bey sakinleşmeye çalışıyordu...

Deniz bey ve yasmin hanım içeri girdiklerinde oğulları ve baran çıkmıştı odada sesizlik hakimdi bu sesizliği maria bölmüştü "duygularınızı nasıl bu kadar iyi saklıyorsunuz" diye sorduğunda odadaki ikili birbirine baktı "duygularımızı saklamıyoruz maria" "o halde bana neden acıyarak bakmıyorsun" marianın soruları bugün çok can yakıyordu "ben sana acıyarak bakamam maria ben seninlr gurur duyuyorum bu asla değişmeyecek" maria güldü "kendini koruyamayan biriyle nasıl gurur duyabilirsin ki" deniz bey kızına sert çıkışmak istemiyordu hatta bunun için büyük bir çaba gösteriyordu "maria 14 yaşında hangi çocuk gidip öz amcasını şikayet eder bunu yapmasan bile sen çok güçlü bir kadınsın o insanların içinden çıkıp bize gelebildin güzel kızım" maria ona acısınlar istemiyordu belki ama gözlerindeki bu öfke onu korkutuyordu "baran abi yani dayım bunlar onun yüzünden olmadı kendini suçlamasın nolur" gözleri dolmuştu bu eve hüzün getirmiş gibi hissediyordu maria "şuan kendini düşün ne dayın ne de baban kendini suçlayamaz bizim tek düşündüğümüz kişi sensin" yasmin hanımın sözleri o kadar güzeldi ki kendini özel hissediyordu maria, zaten yanında olan annesinin kulağına doğru yükseldi ve konuştu "bana verdiğiniz sözü unutmayın" fısıltısı yasmin hanım için çığlık gibiydi "anneler sözlerinden dönmez meleğim" maria gülümsedi "benim annem bütün sözlerinden dönmüştü" fısıldayarak konuşan 2 kadının da gözleri dolmuştu deniz bey bunu sevmiyordu konuyu dağıtmak adına konuştu "hadi hanımlar acıkmadık mı" yasmin hanım eleriyle gözünden akan yaşı sildi "evet hadi aşağı inip yemeğimizi yiyelim" maria omuzlarını düşürdü  "ben yemek istemiyorum" "o neden babacım" midem bulanıyor yalanı aklına gelince yalan söylemekten vazgeçti "canım istemiyor" deniz bey kızını duymazdan gelerek kucağına almıştı "yarın fizyoterapist gelicek benim kızım yavaştan kendini toparlasın demi annesi" maria bu sefer sert çıkışmıştı "istemiyorum." Deniz bey kızının bu sert çıkışına şaşırmıştı "neden" "siz beni ailenizden biri olarak gördüğünüz için acımıyorsunuz ama bir başkası bana acıyarak bakacak deniz bey istemiyorum" kızını kırmayı istemiyordu "tamam o zaman sanem ve eren sana yardımcı olacak, ama şunu bilmeni istiyorum hiç kimse sana acımıyor." "Sizin görüş açınız bu arada komiser yarama bakarken arda odaya girdi o size şikayet etmeden ben söyliyim yanlış bir şey yapmıyordum" yargılanmaktan korkuyordu maria "sen yanlış bir şey yapmazsın zaten benim sana inancım tam güzel kızım, şimdi gidip güzelce yemek ye ben ardayla konuşmaya çalışıcam" maria korkuyla başını kaldırdı "kızmayacaksınız değil mi ona" deniz bey kızıyla gurur duyuyordu "asla" mariaya güven veriyordu babasının sesi aşağı sofra indiğinde bu koca aile ona acıyarak bakmıyordu az önce tanışamadığı kadın konuştu "halacım nasıl hissediyorsun" konuşan kişinin yaşı gençti lale hanım bu olmalıydı çok güzel bir kadındı "iyiyim teşekkür ederim" lale yeğenine gülümsedi maria bu kocaman masada kendini hiç yabancı görmüyordu aksine yıllardır bu ailedenmiş gibi hissediyordu içi huzurla kaplıydı her şeye rağmen yemekten sonra salona geçmişlerdi herkes bir konu hakkında konuşuyordu maria ise haberlere bakıyordu gördüğu haberle içindeki huzur tamamen gitmişti huzursuzluk onun yerini çoktan almıştı...

Bora ve maria hakkındaki düşünceleriniz?

•Lale halamız ile ilgili aklımda çok şey var

•Maria sizce ne gördü

•Bölüm nasıldı

MARİA Donde viven las historias. Descúbrelo ahora