bölüm 10

2.3K 87 1
                                    

Arda karşısındaki yalancıya inanmıyordu "sen bir yalancısın ailemi üzmek için atladın yola" dediğinde maria ağlamaya başlamıştı deniz bey kızı sanemin demesi üzerine marianın odasına gitmişti kapıda gördüğü arda ile kaşları çatıldı "neden marianın odasının önündesin arda?" "kızım kızım diye ağladığınız yılanın yalanlarını ortaya çıkarmak için baba" deniz bey sinirlendi kızının hıçkırık sesini duyduğunda ise daha çok sinirleniyordu oğluna cevap vermeden kızının odasına girdi odada olan babasına şükretti kızı yalnız kalsın istemezdi babası onun minik kızına sarılıyordu maria odaya deniz beyin girdiğini görünce konuşmaya başladı "yemin ederim bilerek atlamadım" devam etti maria "ben neden size muhtaç olmak istiyim ki" "deniz bey nolur inanın bana" kızının yalvarışlarına içi acıdı ama gene de güçlü sesiyle konuştu "baban sana her zaman inanıyor miniğim" maria babasının ona sarılmsıyla daha da ağladı "şşh hadi babacım üzülmemen lazım göz yaşlarını silelim" maria onaylarcasına elini yüzüne götürdü deniz beyde aynı şekildi eliyle diğer gözündeku yaşları silmişti onları izleyen hasan bey ise baba kızın birbirlerine hiç yabancı olmadığının farkındaydı deniz bey konuştu "anlatmak ister misin meleğim" maria babasına baktı onu bu evde kendine getirebilen 2 adam vardı biri deniz beyse diğeri eren abisiydi "ardaya kızmayacaksan anlatmayı isterim" deniz bey kendini değilde 2dir kardeşini düşünen kızına gülümseyerek kafa salladı o zaten çocuklarına kızmayı beceremezdi "sanırım arda olanlar yüzünden çok üzülmüş" deniz bey şaşırdı bu yüzden nefen oğluna kızsın "ben babanızla-" hasan bey cümlesini böldü "sen dedenle" diye düzeltti mariayı ama maria da en az onun kadar inatçıydı "ben babanızla sizler hakkında konuşuyordum birbirimize yabancı olduğumuzu söylemiştim" maria yutkundu "sanırım arda yanlış anladı ben yabancıyız derken mecazen yabancıyız demek istemiştim yoksa gerçekten hem siz hem yasmin hanım hem de çocuklarınız kalbime hiç yabancı gelmiyor bazen sizinle konuşurken bir çocuğa dönüşüyorum siz bana yabancısınız ama kalbimin içindeki ailenin ta kendisisiniz" maria kendini rahatlamış hissediyordu "ardaya kızmayın ne o benim yaşadıklarımı biliyor ne de ben onun yaşadıklarını biz belki abla kardeş olamayacağız onunla hatta hep yabancı kalacağız ama kalbimin içindeki ailede o da var onu kırmanızı istemem" deniz bey kızının bu kadar iyi kalpli olmasıyla gurur duymuştu ama kendisini düşünmediği içinde ona kızıyordu "maria..." ne diyeceğini bilemedi bir an deniz bey "anlık sinirler olmadığı sürece ailemden hiç kimseye sesimi dahi yükseltmem güzel kızım" devamını getirdi "kardeşine kırgınım benim çocuklarım senin gibi merhametli çocuklardır ama arda şu sıralar merhametsizce hareket ediyor bu canımı sıkmaya başladı" maria deniz beye gülümsedi "eminim ardanında aynı sizin gibi merhameli bir kalbi vadır ama öfkesi şuanlık önüne geçiyor bu benim için sorun değil sizin içinde olmasın" deniz bey kafasını salladı "benim şimdi gitmem lazım şimdi halanla ilgilenicem biraz" deniz bey babasıma döndü "sende gel istersen lale ile konuşsan iyi olur" maria merakla konuştu aşağıda nergis isminde bir halasıyla tanışmıştı ama laleyle tanışamamıştı "lale kim" meraklı torununa baktı hasan bey "senin gibi çatlağın teki küçük hanım" maria yalandan yüzünü buruşturdu "bence lale hanım yalnızca benim gibi güzel bir hanımefendidir büyük bey" deniz beyle hasan bey güldüler cıvıldayarak konuşan kıza "maalesef sanemle laleye çaktırma ama yıldırımların en güzel kızı olma yerini sen kaptın" maria hasan beyle gülümsedi bu insanlar ona iyi geliyordu "siz lale hanımla konuşmaya gidecektiniz ya deniz bey" "evet kızım" maria konuştu "sanem müsaitse yanıma gelebilir mi yasmin hanımda olur" "birşeye mi ihtiyacın var" maria yalnızca kafasını salladı aşağıda sanemi göremeyince yasmine kızlarının onu çağırdığını bir ihtiyacı olduğunu söylemişti yasmin hanımsa hemen kızının odasına gitmişti kapı tıklatıldığında ardanın gelmesinden korkuyordu maria gene de "gelebilirsin" demişti kapıdan giren yasmin hanımla sevinmişti "annecim bir ihtiyacın mı var" "üstüm hastane kokuyor da değiştirmeme yardımcı olur musunuz yasmin hanım" hemen gülümsedi kızına yasmin "tabii ki eğer istersen yıkanmana yardımcı olabilirim kaç gündür oradaydık üstüne sindiyse rahat edemezsin" maria gerçek bir anne merhametiyle yaklaşan kadına baktı bu kadını çok sevmişti "size zahmet vermek istemem" yasmin hanım yalancı bir kızgınlıkla kızına baktı "o ne biçim söz maria benim kızımsın sen bana zahmet vermezsin" maria gülümsedi yasmin hanıma "vücudum..." dedi yutkunurken çok yara izi vardı "ben bir psikoloğum ve senin gibi yüzlerce kadın gördüm kızım hepsinin hikayesi farklı yaraları aynıydı tabii ki bunları kendi kızımın vücudunda görmek istemezdim ama yazılmış kaderimize ben şuan o yaralara merhem olamazsam ne zaman olacağım maria" onun annesi bu kadındı sevda hanım ona küçükken bile bu merhametle bakmamış yaklaşmamıştı "o zaman sandalyeyi getirin bonyoya geçelim" kafa salladı yasmin hanım içeriden sandalyeyi alırken eren onu durdurup kardeşini kendi taşıyacağını söylemişti mariayı banyoya kadar götürmüş annesi kıyafet ayarlayana kadar da kardeşini beklemişti yasmin hanım geldiğinde ise çıkmıştı yasmin hanım marianın kazağını çıkartacakken maria onu durdurdu "emin misiniz mideniz bulanabilir" yasmin hanım bu sefer kızgınlıkla konuştu "o ne biçim laf maria sende asla ama asla midem bulanmaz ama en kısa zamanda bu yaraların açılmasına sebep olan insanlar cezasını çekecek" maria yenilgiyle başını salladı yasmin hanım kızının üzerini çıkardığında gerçekten içi acımıştı karnının ortasındaki o yanık kalbinin üzerindeydi sanki, sırtındaki kemer izleri hala acıyordu sanki maria annesi saçlarını şampuanlarken gözlerini kapatmıştı yasmin hanım o sırada sessizce ağlıyordu yalnızca o sırada gözleri kapalı olan maria gülümseyerek konuştu "ağlamayın yasmin hanım siz ağlayınca kalbim hüzünleniyor" yasmin hanım gözleri kapalı konuşan kızıyla yüzündeki yaşları sildi su ile saçlarını duruladığında kızını liflerken canı acır diye korkuyordu maria konuştu "isterseniz ben yapabilirim zorlamayın kendinizi yasmin hanım" yasmin hanım acıyla mırıldandı "maria" yutkumduktan sonra devam etti "o adamın yargılanmasını sağlayacağız bana söz vermeni istiyorum" maria ne sözü olduğunu anlamamıştı "sana bunları yaşatan o adamı şikayet etmezsen kalbimdeki ateş hiç sönmez" maria annesine gülümsedi bu kadın onu gerçekten seviyordu "söz veriyorum yasmin hanım herkes cezasını çekecek" maria tekrar konuştu "siz de deniz beyi tutacaksınız onun cezasını adalet verecek" yasmin hanım ailesini düşünen kızıma kocaman gülümsedi "anne sözü" maria gülümsedi onu tekrar etti "anne sözü" gözleri dolan yasmin hanım hemen kendine geldi "hih kız hasta olacaksın dondun dondun" önemsenmek hoşuna gidiyordu marianın "üşümüyorum yasmin hanım" hızlıca kızını durulayıp kuruttu kıyafetlerini de giydirdiğinde oğlu onları zaten kapının önünde bekliyordu mariayı odasına bıkarmıştı ve odadan çıkmışlardı daha sonra marianın kapısı çalındı "gelebilirsin" diye cevap verdi içi huzurla kaplıydı sanki kapıda elinde tarak ve kurutma makinesi ile duran yavuzu görünce gülümsemesi büyümüştü marianın "şu saçlarınızı kurutalım hasta olmayın maria hanım" maria gülümseyerek konuştu "kurutalım asker bey" "maria abicim bana adımla mı seslensen artık" maria olumsuzca başını salladı "olmaz yavuzcum senin adın artık asker diye klonlandı bende değişmez" yavuz kardeşinin deli hallerine güldü bunca olaya yaşanmışlığa rağmen gülebilmelerine şükretti yavuz kardeşinin saçlarını incitmekten korkar gibi kurutuyordu saçları tamamen kuruduğunda eline tarağı aldı "acıtırsam söyle tamam mı" maria gülümsedi onun saçları o kadar çekilmişti ki bir başkası tarafından taranmasına alışık değildi abisi gerçekten yavaş yavaş tarıyordu canı acımasın diye uğraşıyordu taraması bitince kardeşine döndü yavuz "örmeyi pek beceremem ama istersen deneyelim" maria heycanla konuştu "gerçekten mi yavuz" dediğinde yavuz bu teklifi daha önce sunmalıydım diye içinden geçirmişti "gerçekten abicim" "ama bu sefer canın acırsa söyliyeceksin" maria yalandan kızan abisine baktı "hiç acıtmıyorsun dokunduğun yerde ağrı varsa geçiyor" dedi yavuz kardesinin saçlarını 2 yana ayırdı daha sonra ise gelişi güzel örmeye başladı bi yerden sonra marianın saçı neredeyse düğüm olmuştu "bence sanemi çağırmalıyız bu saçı ben bile açamam" dedi maria ama yavuz her seferinde inatla örmeye çalışıyordu "Ay yavuz inadın yüzünden saçımdan olucam bak git çağır sanemi o dalga geçicek olursa ben yaptım derim" "of tamam be" diyip saçını bıraktı sonunda yavuz odasında olduğunu bildiği kardeşinin kapısını çaldı "gel" dendiğini duyduğunda odaya girdi "sanem ya sen bu evin en sevilen aile üyesisin ya" dedi uykuyla ona bakan kardeşine "evet abicim ne istemiştin" "şimdi evimize yeni katılan aile üyemiz senden saçlarını örmeni hatta ondan önce saçlarını açmanı istiyor" dedi sanem uykulu olduğundan bir şey anlamadı "ne diyorsun abi ya" yavuz oflayarak devam etti "kalk kalk kalk marianın odasına saçlarını düğüm düğüm yaptım kızın onu açıcaksın" "emir anlaşıldı komutanım" dedi temkil verirken birlikte gülüşerek marianın odasına girdiler sanem marianın saçlarını açmaya çalışırken abisine söylenmeyi ihmal etmiyordu "abi gemici düğümü gibi yapmışsın maria bence biz kökten keselim bunu" maria korkuyla gözlerini açtı "saçımı kesmeyelim de yavuzu bile kesebiliriz abla" sanem mutlulukla kardeşine sırtından sarıldı "valla ben şuan yavuzu bile keserim" yataktan kalktı aşağı kata doğru ilerledi "ahali uyanın maria bana abla dedi" kimseden bir tepki gelmeyince salondakilere baktı sanem annesi ağlıyordu babasının ve dedelerinin gözünde öfke vardı aynı öfke bütün salonda hakimdi "ne oluyor ya" diye sordu..

Yasmin hanım kızını oğluna verdikten sonra tuttuğu göz yaşlarını akıtarak merdivenlerden iniyordu kızı bunları çekerken kendisi napıyordu salona girdiğinde kayınpederi onu görmüştü ilk "kızım ne oldu" diye ayaklanarak sordu hemen gelininin yanına gitti "baba... baba" "nerdeydim ben baba?" devamını getiremedi bir süre sonra bütün salon onlara bakıyordu "kızım onları yaşarken ben napıyordum baba" hıçkırarak ağlamaya başladığında deniz bey ve oğulları endişeli gözlerle bakıyordu ona "kızımın karnının ortasında bir yanık var koca bir yanık ben o yanık oluşurken nasıl hissetmedim" kayınvalidesiyle annesine döndü bu sefer "ne biçim anneyim ben insan yavrusunun canı yanarken nasıl rahat uyur ben nasıl uyudum" devam etti yasmin hanım "kızımın sırtındaki 17 tane olan kemer izini nasıl hissetmedim 4 tane sigara söndürülmüş benim kızımın sırtında ben onlar olurken nasıl kızımın çığlıklarını duymadım" deniz bey karısını kolları arasına aldı sinirden o da karısı gibi titriyordu "biz kızımızı nasıl bu kadar geç bulduk deniz" o hala hıçkırarak ağlıyordu salondaki çoğu kadının gözünde hüzün vardı şimdi az önce cıvıldayarak yaşadıklarını anlatan lale bile ağlamaya başlamıştı az önce sanki birbirleriyle uğraşmıyormuş gibi zerya hanımla gülayşe hanım birbirlerine sarılmış ağlıyorlardı gökhanla göktuğ nasıl amcayız diye geçiriyordu içinden bunu yapanlara öfkelilerdi göktuğ beyin maria yaşında kızı vardı meryemini düşündükçe daha çok dellenmişti hasan bey ve azat bey ise birbirlerini akıllarından geçenleri bilecek kadar tanıyordu o adamı şu dakika görseler ikisi de yarını düşünmeden alnının çatından vururdu yasmin hanım susmuyordu o susmadıkça diğerlerinin yüreği yanıyordu "bacağında dizinin 5 parmak yukarısında bir bıçak izi var özenle yazılmış M harfi vardı sanki özenle yara bırakmak için yapılmış" hıçkırıklar arasında devam etti "benim kızım, bizim kızımız deniz nasıl dayandı da bana bakma dayanamazsın diyor benim kızım ne zaman büyüdü deniz" bu sefer deniz beyin gözleri gerçekten dönmüştü o adamı bulup öldürecekti  yasmini kendinden uzaklaştırmaya çalıştı ama karısı sanki yemini varmış gibi bırakmıyordu boynunu gene konuştu yasmin hanım "gitmeyeceksin." Deniz bey sinirle karısına baktı "ne demek gitmeyeceksin bırak beni sikicem o herifin belasını" yasmin hanımda böyle olmasını isterdi ama izin vermeyecekti "kimse" dedi ilk kocasından başlayarak gözleri oğulları 2 kaynı küçük kardeşi ve babalarını buldu "hiç kimse o adami öldürmeyecek" devamını babası ve kayınpederine bakarak devam etti "öldürtmeyecek" "ben kızıma bir söz verdim onu size çiğnetmem duydunuz mu beni" hala gözünden yaşlar akıyordu ama güçlüydü de bir yandan "hepiniz kendinizi toparlayın baran, caner ve burak sizde 1 saat içinde toparlanmış olun ayrıca caner sen bora abini ara 1 saat içinde bize gelsin" herkes onu onayladı yasmin mantıklı bir kadındı acısı ne kadar büyük olursa olsun saçmalamazdı o...

Maria sıkıntıyla yavuza döndü "gelmicek gibi bu kız 1.5 saat oldu hala neyin havasını atıyor ya" homurdanarak devam etti "sanki ilk defa konuşuyorum baksana saçlarım daha da düğümlendi" yavuz ona her bunu dediğindr kahkaha atıyordu ikiside aşağıda kopan kıyametten habersizdi tabii marianın kapısı çalana kadar "AY GELDİN SONUNDA ABLA" diye cırladı kapıdakine kapı açıldığında içeri giren kişiyle kalbi hızlandı şuan saatlerdir koşmuş gibi hissediyordu...

sizce gelen kimdi

• marianın başına gelenler? bacağındaki M harfi?

• marianın sonunda kendi isteğiyle bir aile üyesini kabullenmesi

• sizce yasmin hanımın aklındaki şey ne

bölüm nasıldı?

MARİA Where stories live. Discover now