𝑠𝑢̈𝑟𝑝𝑟𝑖𝑧

333 33 6
                                    

Sıcacık ve uzun bir uykudan gözlerimi kırpıştırarak uyandım. İlk yattığım ki gibi duruyordum yine. Kolları arasında olduğum bedenden yayılan sıcaklık ise bunun nedenini açıklar nitelikteydi.

Gülümseyerek kafamı hafifçe kaldırdım. Taehyung uyuyordu hâlâ. Onu izledim bir süre. Yüzündeki benlere baktım. Onu uyandırmak istemiyordum ama tüm benlerine öpücükler bırakasım vardı.

Bu yüzden yavaşça hareketlendim. Ondan tepki almayınca yüzüne yaklaştım. Gözünün altındaki beni öptüm ilk önce. Hatta bir kere yetmedi ikinci kez daha hafif bir öpücük kondurdum.

Burnunun ucundaki benine indim. Oraya tekrar tekrar bir sürü kelebek öpücüğü bıraktım. Öyle güzeldi ki her yeri. Ne kadar öpsem de tenine doyamazdım.

Sonunda eğilip dudağının altındaki bene baktım. Benim de dudağımın altında ben vardı. Aptal bir sevinçle eğildim ve alt dudağına da bir öpücük bıraktım.

Ben onu öptükten sonra geri çekilirken bu sefer benim dudağımın altındaki bene bırakılan öpücük ve peşine baygın bakışların aralanmasıyla ise utanç ve şok karışımı bir duyguyla kalakaldım.

"Biliyor musun?" dedi yeni uyandığı belli derin bir sesle "Benlerimiz, önceki yaşamda ruh eşimizin, bizi en çok öptüğü yerlerde olurmuş." Bakışları dudağımın altındaki bene değdi, "Buna kesinlikle inanıyorum."

Dudaklarımda bir gülümseme yer edindi. "Batıl inançlara inanlar mı var hâlâ?" dedim kıkırdayarak.

Derin sesi bir kıkırdama bıraktı odaya, "Seninle ilgiliyse her şeye inanırım ben."

Burnumu buruşturup gülüşümü bozmadan doğrulmaya çalıştım. Ama izin vermeyip kollarını sıkılaştırdı.

"Taehyung! Kalkalım hadi," dedim kaşlarımı çatarken.

"Sonsuza kadar böyle duralım," dedi ağırlığını üzerime verirken.

Bağırarak kollarına vurdum, "Oha! N'apıyorsun!" Öksürerek üzerimdeki bedeni ittirmeye çalıştım.

Bacaklarını bacaklarım arasına yerleştirdi. Ellerini de yüzümün iki yanından yatağa yasladı. Ve doğrulup üstümdeki ağırlığını aldı.

Derin bir nefes çekip sinirle ona baktım. Ama bakmamla sinirim sekteye uğradı. Çünkü saçları aşağıya dökülüyordu. Üstümdeydi ve yakınımdaydı.

Afallarken yutkundum. Baygın bakışları yüzümü turladı her zamanki gibi. Yaklaşıp burnunu burnuma sürttü. Kalbimin atışları yine artarken gözlerim kapandı benden izinsiz.

Sıcak nefesi dudaklarıma vurdu, "İyi geceler, öpücüğü vermedin. Bari günaydın, öpücüğü ver."

Yine yutkundum. "Bu ne ya? Ben seni sürekli öpecek miyim böyle?" dedim gülerek "E ben başıma iş aldım o zaman."

Kıkırtısı doldu kulaklarıma. "İstemiyorsan öpme," dedi ardından dudakları, dudaklarıma değecek kadar yaklaşırken.

Dudaklarını hissetmem sondu. Ellerimi hızla omzuna atıp kafamı kaldırdım yataktan ve dudaklarına kapandım. Ama sadece bir öpücük bırakıp kendimi geri yatağa bıraktım.

Gözlerimi araladığımda bakışlarının odağı dudaklarımdı ve kaşları çatılıydı. "Bu ne Jeon? Sadaka mı veriyorsun?" dedi mızmızca somurtup.

Kahkaha atarak ellerimi göğsüne koydum. "Kalk Taehyung! Yemek yemeye gitmeliyiz." dedim gülerek onu ittirmeye çalışırken.

Somurtan yüzü düzelmedi. Bakışları gözlerime çıktı. "Düzgün öp beni." dedi çocuk gibi dudak büzerken.

Serendipty Tae-KookWhere stories live. Discover now