𝑎𝑟𝑡𝑖𝑘 𝑦𝑒𝑡𝑒𝑟

428 35 7
                                    

Bu bölüm o kadar travma ki kontrol etmek için okuyamadım bile tekrar. Yani hatalar varsa affedin. Buyrunuz...

Dün gece bir saati aşkın sürede yıkık inşaata varmıştım. Yatıp üzerimdeki mont ve kıyafetlerle dışımı ısıtmasa da içimi ısıtan bir uykuya dalmıştım.

Şimdiyse yanımdaki Yoongi hyungla konuşurken bana getirdiği sandivinçi yiyordum. Sabah erkenden gelmişti. Ben uyanana kadar da beklediğini söylüyordu.

"Bilmiyorum hyung ya, babamı biliyorsun," dedim omuz silkip ağzımdaki lokmayı çiğnerken.

"Baban senin birçok şeyine karışıyor, Jeongguk. Hangisini umursuyorsun mesela söylesene?" dedi "Babandan kaçıyorsun hep. Kaçtığında kalacak yerin yok. O çocuk, senin, kaçtığında kalacak yerin olabilir. Ben olamıyorum ama o olabilir." Son cümlede kırılan sesiyle gözlerimi ona çevirdim.

"Yapma böyle hyung. İmkanın olsaydı bana yardım ederdin, biliyorum." dedim kısık sesle gülümseyip. O ise gözlerime ifadesizce bakmıştı. Her zamanki gibi duygularını saklıyordu.

"Her neyse bu konuyu kapatalım. Şuan konu sensin." dedi kafasını arkamızdaki duvara yaslarken. Bende bu arada sandivinçimi bitirmiş ve bacaklarımı kendime çekip onun gibi kafamı arkamızdaki duvara yasladım.

"Ne yapmalıyım sence?" dedim mırıltıyla. O, bir konuyu kapatmamı istiyorsa üstelemek zararıma oluyordu. Bana kırılıyor ve birkaç gün inşaata uğramıyordu.

"Anlaşılan o duygularından emin." dedi gözleri bana çevrilirken. Ben de gözlerimi ona çevirdim. Göz göze gelince konuşmaya devam etti, "Bir erkek, sırf keyfiyen başka bir erkeği öpmez. Kızlarda iş böyle yürüyor olabilir ama bir erkeğin başka bir erkeği öpmek istemesi çoğu zaman klasik değildir."

"Ama daha yeni tanıştık, nasıl hemen emin olabilir?" dedim gözlerimi karşımdaki sıvası dökük odanın duvarına çevirip.

"Bilmiyorum." dedi omuz silkip. Ardından devam etti beklemeden, "İlk görüşte aşka inanır mısın?"

"Hayır," dedim başımı iki yana sallayıp.

Kıkırtısı doldu kulaklarıma, "İnan," dedi "İlk görüşte aşka inan, Jeongguk."

Cevap vermedim. Sessizce durduk öylece karşımızdaki duvarı izlerken. İlk görüşte aşka inanmıyordum. Ben sevgiye bile inanmıyordum. İnsan bir zaman sonra sevmekten de yorulurdu. İlk görüşte aşık nasıl olsundu ki. Mantıklı gelmiyordu.

İnsanlar ilk görüşte aşık olduklarını söylerlerdi. Bir ihtimal bu gerçekse de, ben ilk görüşte aşık olunabilecek bir erkek değildim. Hele bir erkek tarafından mümkün değildi.

Taehyung'un bana olduğunu tahmin ettiğim duyguları aniden ortaya çıkmış olamazdı. Belki benim hatırlamadığım bir geçmişimiz vardı. Bilmiyorum ama bana ilk görüşte aşık olmayacağına emindim.

Öyle ki bana aşık olmayacağına da emindim. Ama dün gece beni yanağımdan öpmesinin başka mantıklı bir açıklaması yoktu. Bulamıyordum. İlla bir yerde tıkanıyordu tahminlerim.

"Her neyse." dedi Yoongi hyung ayaklanırken. "Ben gideyim. Akşam yine geleceğim." O ayağa kalkınca ben de kalktım. Çantasını alıp sırtına taktı.

"Hyung, teşekkürler. Beni dinlediğin için, her şey için." dedim onun ifadesi bunu hiç beklemediğini belli eden bir yüz ifadesine bürünürken.

Ama şaşkınlığı uzun sürmemişti. Yine duygularını törpülemişti. Bir elini saçlarıma attı. Oynadı karışık saçlarımla. "Bugün duygusal günündesin anlaşılan. Hey, kendini çok yorma düşünerek. Sal gitsin, akışına bırak." dedi ve yanımdan geçip gitti.

Serendipty Tae-KookWhere stories live. Discover now