39.

116 21 27
                                    

Tepemde fısır fısır konuşan bir kaç adam sayesinde bilincim yerine gelmeye başladı. Başım feci zonkluyordu ve gözlerimi açmaya çalışdığımda göz kapaklarım inat ediyordu. Bileklerim her iki yanımdan bağlıydı, metal bir şeye bağlanmıştım.

Yanımda konuşan adamların ağzından belki bilgi alırım diye biraz daha baygın numarası yapmak fena olmazdı. Sanırım iki veya üç kişiydiler, hâlâ baygın numaramı sürdürürken sanki ben uyanınca bilerek susmuşlardı.

"Neden direkt işini bitirmedikte buraya getirdik?"

Sonunda içlerinden biri konuşmaya karar vermişti. Sorusunun kimin hakkında olduğu belliydi.

"Patron öyle emretti. Bizzat kendisi ilgilenmek istiyormuş."

"Neden ki? Bu adamla ne gibi bir ilgisi olabilir?"

"Sonuçta adam Iron Man, ve aynı zamanda milyarder Tony Stark. Belki para içindir, belkide şu çok meraklı olduğu zırhı istiyordur."

"Tch, bence kişisel bir mesele. Hem zırhı getirdiği şu Albay'dan alabilir. Belliki intikam veya işkence için buraya getirtti. Tipik kötü adam."

Albay? Rhodey'i demi burada? Siktir!

"Pa-

Kapının açılma sesiyle konuşma yarıda kalmıştı. Adım sesleri gittikçe yaklaşırken adamların birden susmalarından gelen kişinin kim olduğunu tahmin etmek zor değildi.

"Misafirimiz hâlâ güzellik uykusundan uyanmadımı?"

Sesten kim olduğunu tanımaya çalıştım ama bu sesi daha önce duyduğumu sanmıyorum.

"H-hayır efendim."

Gelen adamın küçük bir homurdanmasını duydum.

"Tamam, şu kovayı getir. Belki küçük bir duş kendine gelmesini sağlar."

Duyduğum sözlerle hızla gözlerimi açtım ve sanki yeni uyanmış gibi bağlı bileklerimin izin verdiğince esneyip gülümsedim.

"Günaydın, su israfına hiç gerek yok, daha bu sabah duş aldım."

Karşımda duran kumral adama baktım. Yüzünü daha önce gördüğümü hatırlamıyorum. Yavaşça sırıttı ve elindeki kovadaki suyu üzerime fırlattı. Hızla ve beklemediğim için gelen suyla titredim, kafamı iki yana sallayıp yüzümü kurulamaya çalıştım.

"Hay ben böyle işin! Bari temiz olsun!"

Adam sırıttı ve elindeki kovayı kenara koydu.

"Merak etme, pas pas suyu çok temizdir."

Yüzümü buruşturdum, adam yavaş yavaş yanıma yaklaştı. Bileklerimi çektim, ellerim bağlı olmasaydı çoktan yumruğu patlatmıştım.

"Meşhur dahi Tony Stark. Sırılsıklam ve bağlı bir şekilde önümde titriyor. Egon buna izin veriyor mu?"

Dişlerimi sıktım, yüzündeki alaycı sırıtış sinirlerimi bozuyordu. Tabii gerçek Mandarin olması daha çok sinirimi bozuyordu.

"Sanırım dokuz canlısın ha, Stark? Güzel evini yok ettim ama anlaşılan yine buradasın. Ama merak etme kalan son sekiz canınıda alıcağım."

Sırıttım ve yere bakıp fısıldadım.

"Yedi.."

"Ne?"

Adam kaşlarını çatıp yaklaştı.

"Yedi..."

Biraz daha yaklaştı.

~Distance Love ~ ୧Stony୨Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz