25.BÖLÜM( FİNAL)

142 8 12
                                    




Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim. (oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.)

İçi yakan çıralar, yavaşça dışarıya sıçrayıp ağır ağır ateşe veriyordu yaralı yürekleri. Genç kız başındaki geçmeyen ağrıyla yatağında uzanmış yorgun gözleriyle camdan dışarıya bakıyordu. Bedeninde hissettiği halsizlik onu çaresiz bırakıyordu.

Gözlerini ağır ağır kapatıp açarak burnundan akan sıcaklığı hissettiğinde düzgün kaşlarını yavaşça çatıp yorgun bedenini zorlayarak yatakta doğrularak oturdu. Yatağın yanında bulunan komodinin üzerinden aldığı peçeteyi burnuna yaslayıp akan kanı durdurmaya çalıştı.

Dolan gözlerini ağır bir şekilde kapatıp başını yatağın başlığına yaslayıp ciğerlerine yorgun tebessüm armağan etti.

Dışarıda herkes günler sonra olacak düğün için hazırlık yaparken o sanki bir yabancıymış gibi odasına çekilmiş günlerdir yatıyordu. Oysaki hazırlığı olan düğün onun düğünüydü. Gelinliğini seçmek dışında başka bir şey yapmamıştı. İçten içe bu duruma üzülsede elinden bir şey gelmiyordu, bedeni bir enkazın altında kalmış gibi yorgun ve bitkindi. Sürekli hissettiği uyuma isteği onu bir türlü bırakmıyordu.

Burnundan zehir gibi akan kırmızı sıvı durduğunda, kana bulaşan mendili kenara bırakıp bedenini kaydırarak yatağa yattı. Gözlerine çöken ağırlık onu yavaş yavaş içine çekerken yorgun gözleri ona direniyordu.

Kuruyan dudaklarını ağır ağır ıslatıp, titreyen dudaklarını birbirine bastırdı. Dolan mavi gözleri yağmurlarını bir bir akıtırken solan çiçekler artık yeşermiyordu.

Kulaklarına dolan kapı sesiyle başını yavaşça omzunun üzerinden çevirip gelen kişiye baktı genç kız. Yavuz Selim tüm ihtişamı ile odaya girip kapıyı ardından yavaşça kapatıp yüzündeki eşsiz gülümsemyle sevdiği kadına doğru ilerledi.

"Güzeller güzelim." Diye konuştu sakin sesiyle. Sesine yansıyan heyecan gözle görülür türdendi. Genç kız, genç adamı görmesiyle yattığı yerde yavaşça doğrulup kollarını açarak Yavuz Selim'in ona sarılmasını bekledi.

"Yavuz Selim." Diye konuştu büzdüğü dudaklarıyla. Genç adam attığı büyük adımlarla aradaki mesafeyi kısa sürede kapatıp kollarını genç kızın ince bedenine doladı. Genç kız başını genç adamın boynuna koyup onun kokusunu derince içine çekerken dolan gözlerine engel olamıyordu.

"Güzeller güzelim, neden ağladın.?" Yavuz Selim elini genç kızın saçlarında yatıştırmak için usul usul dolaştırırken genç kız omzunu umursamazca kaldırıp indirdi. İçinde verdiği savaş onu gün geçtikçe yeniyordu, genç kız bu acı yenilginin farkındaydı. Feryat eden kalbi gün geçtikçe sessizliği gömülüyordu.

"Günler geçiyor Yavuz Selim." Diye fısıldadı titreyen sesiyle. Genç adam duyduğu kelamlarla genç kızın ne söylemek istediğini acı bir şekilde anlamıştı. Sinesinde açtığı görünmez yara kanamaya başlarken derdinin dermanı ellerinden kayıp gidiyordu gün geçtikçe.

BUZ ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin