~DELİCE SEVMİŞTİM~

11.6K 529 19
                                    

Makarnayı yapmıştım. Sonrasında da masayı kurmuştum ve afiyetle yemiştim yemeğimi. Bana Marcosta eşlik etmişti, benim karnım doyduğu için oturduğum sandalyede yayılmıştım. O son tabağı yemeyecektim, karnım şişmişti ve nefes almakta zorlanıyordum. Marcos ise hâlâ yemek yemek ile meşguldü. Aklımı çelen fikir ile hemen konuştum.

"Uff ne kadar da çok yiyorsun, biraz daha yersen patlayacaksın şimdi."
Dedim. Marcos başını tabağından kaldırıp, önce bana sonra da çok yemek yediğim için, 5 aylık hamile kadın karnına dönmüş karnıma baktı.

"Senin de benden farkın yok gibi, karnına baksana. Böyle gidersen sana yemek yetiştirmeyeceğim." Haklıydı, ama çok acıkmıştım.

"Eee yanında kalacaksam bana bakmak zorundasın. Midem benim kırmızı çizgim."
Diyerek saçlarımı savurdum. Marcos ise dediklerim ile gülmeye başladı.

"Senin için canımı bile veririm yine de karnını doyururum."

"Heh işte böyle." Dedim. Oturduğum sandalyeden biraz diklendim.
Marcosta bu sırada, tabağında kalan son iki kaşık makarnayı yiyordu.
Tabağını bitirir bitirmez, masayı toplamaya başladı. Bende hemen arkasından yardım ettim. Ama bu gün çok  yorulmuştum, duş almam gerekti, uykum vardı ve en önemlisi de zoey ile konuşmam gereken konular.
Ben bulaşıkları nasıl yıkayacağımı hesaplarken,Marcos odama gidip dinlenmemi söyledi.

"Tamam o zaman, ben odama çıkıyorum. Bulaşıklar sende."

"Bulaşıklar bende." Dedi. Hemen arkamı dönerek merdivenlere yöneldim. Şimdi ailem için ağlayıp zırlamam gerekti, ama ben ailemi unutuyordum. İçimdeki heyecan bana her şeyi unutturuyor, garip bir heyecan ve gereksiz bir mutluluk...

Odama çıkar çıkmaz buz haneye girdim gibi hissettim. Neden bu kadar soğuktu ki, daha duş alacaktım. Ama bu soğukta duş almaya götüm yemedi, hemen kendimi yorganın altına attım. Bir süre yatağın ısınmasını bekledim, biraz ısınınca da zoey ile konuşmaya karar verdim. Aklıma zoey in tepedeyken söyledikleri geldi.

"Zoey? Burda mısın?"

"Burdayım."

"Biraz konuşmaya ne dersin?"

"Olur derim, sana anlatacağım şeyler var."

"Şey aklıma takıldı, sen tepedeyken ilk kez güneşi gördüğünü söyledin."

"Evet Vera, tıpkı güneş gibi bir çok şeyi bu gün ilk defa gördüm."

"Ama nasıl, bana anlatır mısın?"

"Tabii kide. Benim ruhum,sen doğduğun andan itibaren senin içindeydi.Ama bedenim değil. Eğer yavru bir kurt adam bebekken ölürse, kurdun ruhu da ölür. Eğer kurdun ruhu ölürse,bebekte ölür. Beden olarak ancak, belli bir yaştan sonra içinizde var olmaya başlarız. Ve bizim varlığımızı hissettiğiniz an, iletişimi yakalamış olursunuz. Biz kurtlar dönüşüm gerçekleşmeyene kadar sizlerin içinde, uçsuz bucaksız bir karanlığın ortasında yaşarız. Ancak zaman geçtikçe, bu karanlık bizi yavaş yavaş yok etmeye başlar. Bu yüzden genç kurtlar için dönüşüm çok önemlidir."

"Yani bunca yıl bir karanlığa mı hapis kalmıştın?"

"Ne yazık ki evet."

"Anlıyorum. Peki, nasıl olurda vidala ve marcosa bu kadar çok güvenirsin. Az önce dediklerin demek oluyor ki, Marcosu da vidalı da ilk kez görüyorsun."

"Evet onları baden olarak ilk kez görüyorum, ama vidal ile daha önce iletişimim olmuştu.
Senin bu eve ilk geldiğin zamanlardı sanırım.
Kurtlar eşlerine koşulsuz şartsız güvenirler, benim Marcos ve vidala güvendiğim kadar, onlarda bana ve sana güveniyorlar. Görmüyor musun seni ne kadarda çok seviyor.
Sence sana zarar verir mi?"

"Görüyorum. Beni seviyor. Ama, bilmiyorum, verir mi ki?"

"Vermez Vera vermez. Bana güven."

"Peki o halde. Sana güveneceğim. "

"Bundan eminim. O zaman ben uyuyacağım, çok yorucu bir gündü. Sende uyu ve dinlen."

"Sana iyi uykular." Diyerek yorgana daha fazla sarıldım. Zoey haklıydı. Ben bir kurt adamım bunu kabullendim, Marcos beni çok seviyor.
Ona güveneceğim.
Ama bu oda neden bu kadar soğuk. Gittikçe soğuyor sanki. Yorganımı başıma kadar çektim ve cenin pozisyonunu aldım.

Nerdeyse 10 dakikadır yorganın altında ısınmayı bekliyorum. Daha fazla dayanamayarak, aşağı inme kararı aldım.
Çok uykum vardı ama, soğuktan uyuyamıyorum. Marcostan gelipte sobayı yakmasını isteyeceğim. Hızlı adımlar ile merdivenleri inmeye başladım, ama salondan şarkı sesleri geliyordu. Bu marcosun sesiydi, Marcos şakı söylüyordu. Merdivenin kenarında durarak dinlemeye başladım. Önünde bir sürü şişe vardı, alkol şişesi. Alkol içiyordu.

"Ben onu delice sevmiştim, gözlerine cennet demiştim."

Sesi çok güzeldi. Öylece merdivenin başında durarak dinledim onu. Şarkı bitince de yanına gittim.



________________________________

Bölümü nasıl buldunuz.

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.

Yazım yanlışlarım varsa affedin💞

KURDA  MÜHÜRLÜ Donde viven las historias. Descúbrelo ahora