23.Bölüm

316 40 41
                                    

Ebrarın Anlatımıyla

Aksiyon filmlerini çok severdim küçükken... Herkes aşk romantik izlerken ben aksiyon severdim. Ordan belliydi benim aykırı olduğum aslında.

Hayranlıkla izlerdim. Çoğu zaman Eren de katılırdı bana. Eren ikizim olur bu arada. Babam laf etmez ama annem izlememi istemezdi. Nedenini bir türlü öğrenemedim.

Birkaç savunma tekniğini sırf kendimi korumak için öğrenmiştim. Çok şükür ki kullanmak zorunda kalmadım. Fakat birkaç hafta önce tanıştığım ve beni bir türlü rahat bırakmayan bu adam yüzünden... Hepsini test etmiş oldum.

Nedense bugün bir şey yaşamamıştım, belki de her şey onun gelmesi içindi. Beni korurken, densiz adama yumruk atarken aksiyon filmi seyreder gibi izliyordum onu. Gözlerimi hiç kaçırmadan pür dikkat.

Sert hareleri gözlerimle buluştu. Bir saniyeden bile az bir süreydi bu. Kalbim sıcacık olmuştu. Mideme bir şeyler oluyordu. Ellerim karıncalanmaya başlamıştı. Biraz daha uzun sürsün istedim bakışı. Çekmesin elalarını benden. Çekmesin istedim.

Bakışlarım burnu kanayan Cihana yöneldi. Küfürler ediyordu. Baş parmağını sallayarak " Bu burda bitmedi." diye söylenirken içimi korku seli kapladı. Geri geri giderken bir yandan da tehditler savuruyordu.

Enes ifadesizdi. Bir şey söylemiyor, hareket etmiyordu. Bakışlarım ikisi arasında gidip gelirken Enes'in birden bana doğru dönmesi ile irkildim.

" Sana yaklaşmasına neden izin veriyorsun?" diyerek hayal kırıklığı ile baktı bana. Oysa ben izin vermemiştim ki.. O densiz zorla tutmuştu kolumu.

" Ben izin vermedim ki." derken benden hiç beklenilmeyecek kadar kibarca söylemiştim bunu.

Ama Enes inanmamıştı bana. Oldukça sinirliydi.

" Konuşma Ebrar!! Cevap dahi verme! Yüzüne bakma. Ya sana soru sormasına bile izin verme. " delirmiş gibiydi.

Derin bir iç çekti ve kaldırımda ki taşa ayağıyla vurdu. Sanki ben suç işlemişim gibi bakıyordu bana senden adam olmaz der gibi. Bende duramadım tabi az önceki kibarlığımı rafa kaldırdım gerçek Ebrara büründüm hemen.

" Sanane ya sanane sen kimsin gelmiş burda bana hesap soruyorsun?"

Hafifçe gülümsedi. Gülümseyince çok başka bir Enes gördüm karşımda. Bende gülmek istedim ama öyle sinirliydim ki ona. Her gün erkeklerle konuşuyormuşum gibi davranıyordu.

" Sen şimdi gidip teklifini de kabul etmişsindir ben yapma dedim ya sonra da yazmadım inadına yapmışsındır." Bir çırpıda söyledi bunları. Gözlerime bakmayarak yerde ki taşa vura vura söyledi. Farkında değildi asıl vurduğu şeyin yerde ki taş değil de yaralı kalbim olduğunu.

" Ettim evet ettim inadına yaptım oldu mu iyi geldi mi" ağzımdan çıkanları nerde olduğumuzu umursamıyordum bile. Aklıma geleni düşünmeden söylüyordum. Her zaman ki gibi.

Hava tekrar kapamış bulutlar kararmıştı. Gök gürlemişti birden. İrkildim. Ürperdim. Zaten zor duruyordum.

" 2 gün önce tanıdığın adamı asistanı olacak kadar güveniyorsan eğer az önce neden bırak diyordun?" diye sordu çakmak gibi bakışlarla. Bakışlarıyla kalbimi acıtan tek kişiydi. Oysa ne çok isterdim az önce ki gibi gülmesini. Bana yara bandını verirken ki gibi bakmasını..

Gök tekrar gürledi. Yağmur birden yağmaya başladı.

" Senin bunları söylemeye sorgulamaya ne hakkın var ya sen de 2 gün önce tanıdığım adamsın sonuçta "

RAHNÜMÂ Where stories live. Discover now