10.Bölüm

3.8K 332 47
                                    



Adam elindeki silahı direkt olarak Sehun'a hedef almıştı. Her şey o kadar saniyelik gelişmişti ki, etraftaki insanlar bile ne olup bittiğini anlamamıştı.

Havaya iki el silah sesi karışırken, aynı anda iki beden de yere yığıldı...

Kai, ani bir hamle ile sarıldığı bedene baktı. Sırtında ki keskin acıya rağmen, onun iyi olduğunu umut ediyordu. Sehun yarı aralık gözlerle, üzerine abanmış bir şekilde, kendisine bakan Kai ile göz göze geldi.

O kadar şaşkındı ki, etraflarında ki kalabalık çevrelerinde toplanırken bile bakışları ayrılmamıştı.

Sehun onu kendisine çektiğinde ellerindeki ıslaklığı fark etti. Ellerini kaldırıp baktığında ise ıslaklığın kaynağının kan olduğunu şokla anladı. Kai onu korumak isterken yaralanmıştı.

Kai dakikalar içinde Sehun'un kollarının arasında bilincini yitirirken, son duyduğu şey onun sesiydi.

"Ambulans! Hemen biri ambulans çağırsın!"

********************

Chanyeol'ün Kai ile en son konuşmasının üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti. Bu süre zarfında attığı mesajlara bile geri dönmemesi garipti. Onunla konuştuğunda adada bulunan ceset ile ilgili tüm bulguları, elbette kendi yürüttükleri dava ile ilişkilendirmekte de gecikmemişti.

Nihayetinde işin ucu yine Oh Sehun'a dayanıyordu, çünkü ölen kişi onun eski sevgilisiydi. Chanyeol Jeju merkez karakolundan dava ile ilgilenen dedektifle görüşüp bilgi almıştı.

Bu durumu amirine anlatırken kendi hislerinde yanılmadığını düşünmeye başlamıştı.

Öncesinde Oh Sehun'un sekreteri öldürülmüş, sonrasında ise eski sevgilisi evinin yakınlarında ölü bulunmuştu.

Böylesi bir tuhaflığa tesadüf yakıştırması yapmak ne kadar doğru olabilirse, Park Chanyeol'de bu olasılığın kesinlikle düşük olduğuna inanıyordu.

Bu iki olayda da henüz yeterince delil elde edemese de, tüm bu ölümlerin Oh ailesiyle ilgisi olduğuna kanaat getirmişti.

Kim Taeyeon'un evinde bulunan kol düğmesiyle ilgili laboratuvardan bir sonuç çıkmamıştı. Ne bir parmak izi, ne de o harflerin ne anlama geldiğini ve kime ait olabileceğine dair bir kanıt vardı.

Chanyeol olayların gidişatından oldukça rahatsızdı. Yine dönüp dolaşıp başa gelmişlerdi. Vakada en ufak bir ilerleme bile olmaması hem kendisini hem de ortağını yeterince geriyordu.

Var olan kanıtların ve bilgilerin üzerinden tekrar geçerken masasındaki telefon çaldı. Saniyeler içinde cevapladığında, Yongguk onun renginin attığını görerek telaşlandı.

Chanyeol telefonu kapatır kapatmaz, ceketini alıp hızlıca oradan ayrılırken, o da peşinden gitmekte gecikmedi.

Onu hastanenin önüne kadar takip ettiğinde, Chanyeol'ü bu denli korkutup endişelendiren şeyi sadece tahmin edebildi. Tabi ki düşüncesi Kim Kai'nin başına bir şey gelme olasılığıydı.

Chanyeol danışmadaki hemşireye Yongguk'un düşüncesini doğrularcasına Kai'yi sorunca emin oldu. Hemşire ona Jongin'in sırtından vurulduğunu ve durumu yüzünden ameliyata alındığını söylediğinde Chanyeol'ü sakinleştirmek Yongguk'a kalmıştı.

Onu kenara çekerek bir sandalyeye oturttu ve görevini hatırlattı.

"Chanyeol biraz olsun sakinleş, yoksa onu bu davranışlarınla zor bir duruma sokacaksın. Onun haber peşinde olduğunu unuttun mu? O yüzden şimdi bu halde. Ne olursa olsun bunu belli edemezsin. Ona bir söz verdin. Bunu bana sen kendin söylemiştin... Uyandığında hesap soracağını biliyorsun. Şimdi sakinleş de gerçekte neler olduğunu öğrenelim. Sonuçta olayı ister istemez yine bize paslayacaklar."

TWINSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin