Okula girdiğim andan itibaren tüm gözler bana dönmüş, her adımımı, hareketimi takip etmişti herkes. Neden böyle yaptıklarını anlamıyordum, okul binasından içeri girene kadar acaba yanlış bir hareketim mi oldu diye düşünmeden edememiştim.
Sırt çantamı sıkı sıkı tutarak bana atılan garip bakışlara kafamı eğerek karşılık vermiştim. Adımlarımı hızlandırdım, kendi sınıfımı bulduğum an içeri girdim. Yine etrafta bir dolu ses vardı, sınıfa girdiğimde anında herkes bana dikkat kesilmişti ama muhabbetlerini sürdürüyorlardı.
Kafamı kaldırıp gözlerimle burada bana en çok güven veren, dün yanında oturduğum Aliseydi'yi aradım. Kendi sırasında yoktu, hızla gidip sıraya çantamı koydum.
"Günaydın Marco." dün çiğköfte yoğuran çocuk sırıtarak yanıma gelmişti, eve gidip babama hemen çiğköftenin ne olduğunu ve okulda neden yasak olduğunu sormuştum.
İçine zararlı maddeler konuluyor sanıyordum ama oysa ki acı dışında pek bir zararlı bir şey yoktu içinde. Babam gülerek o nasıl sınıfımış öyle demişti, aklıma kazımıştım. Okulda çiğköfte yapmak yasaktı.
"Günaydin," dedim gülümseyerek, tabi herkes bana baktığı için telaşlı bir gülümsemeden fazlası değildi. "Aliseydi nerde?"
Büyük bir kahkaha attı.
"Aliseydi," dedi taklidimi yaparak, ardından kafasıyla kapıyı gösterdi. "Tuvalettedir, dersten önce sigara içiyordur. Sigara..." dedi iki parmağını dudağına götürüp, ardından yeniden kapıyı gösterdi. "Tuvalet."
Kafamı salladım ve gülümseyerek kafamı eğdim.
"Gracias." dedim unutup kendi dilimde teşekkür ederken, gülümsemeye çalışıp telaşlı adımlarımı kapıya yönlendirdim.
"Sana da gracias kardeşim," dedi arkamdan keyfile, ardından sesini duydum. "Fehmi, gracias ne lan?"
"Anana kaymış."
Sınıftan çıkarken tek bunu duymuştum, bu lafın ne demek olduğunu bilmiyordum. İçeriden kahkaha sesleri geldiğinde kötü bir şey olmadığını fark ettim, adımlarımı hiç durdurmadan tuvalete ilerledim. Koridorda duvara yaslanmış karşı sınıf bana bakıp kendi aralarında konuşuyordu.
Her geçtiğim insan neden bana bakıp inceliyordu?
Tuvalete girdiğimde sigara dumanından neredeyse hiçbir şey görünmüyordu, yüzümü buruşturdum. Bende içiyordum ama burda daha fazla duman vardı. Birkaç kere öksürüp tuvaletin içine ilerledim, burası da kalabalıktı.
İlerleyip sigara içen insanların yanına vardığımda arkadaşlarıyla gülerek sohbet Aliseydi'yi gördüm.
"Aha bizim Marco geldi." dedi Vural, o sırada sohbet eden Aliseydi'nin bakışları bana döndü. Hızla yanına gittim, gülümseyerek bana bakıyordu. Ben ise telaşlı gözlerimle.
"Aliseydi," dediğimde yine birkaç kişi güldü, karşımdaki çocukta güldü ama diğerlerinin aksine şefkatle. Diğerleri duymasın diye ona biraz yanaştım, eğil anlamında bir işaret yaptım. Gülümsemesini silmeden kafasını hafifçe bana eğdi. "Okula geldiğimden beri herkes bana bakiyor, ben kötü bir şey mi yaptim?"
Gözlerinin içine üzgün üzgün baktım, ben herkesi çok sevmiştim özellikle Aliseydi'yi. Kimsenin benden nefret etmesini istemezdim.
Aliseydi beni dinledikten sonra seslice kısa bir şekilde güldü. Gözlerimin içine bakarken benim aksime rahat görünüyordu.
"Korkma lan, onlar sen kötü bir şey yaptığın için bakmıyor," dedi ve sigaralı elini hafifçe kaldırıp. "Sen yabancı ülkeden geldin ya hani, seni merak ettikleri için bakıyorlar."
Kaşlarım çatıldı, eski okulumda birçok yabancı çocuk vardı ama hiç kimse kimseye böyle bakmıyordu.
"Burda hiç yabanci yok mu?" iki kaşımı kaldırıp merakla sordum, aynı benim gibi kaşlarını kaldırıp cıkladı ve güldü. Eliyle önündeki çocuğu gösterdi.
"Aha bak bu Kürt, yabancı sayılmaz ama neyse." dediğinde çocuğa dönüp baktım, kafasıyla selam verdiğinde gülümsedim, yeniden ona döndüm.
"Sürekli böyle mi bakacaklar bana?"
Stres oluyordum, her hareketim izleniyordu ve buna alışık değildim.
"Yok yok, alışırlar zamanla merak etme." benimle konuşurken sürekli gülüyordu, konuşmanın yarısında kenardaki tuvalet kapısını açıp sigarasını tuvaletin içine attı. "Hadi derse girelim şimdi, devamsızlık hakkım yok."
"Devamsızlık ne demek?"
"Haydaaaaa, bu çocuk her şeyi soracak mı böyle?" adını bilmediğim çocuk sırıtarak konuştu. Alay etmiş gibiydi.
Aliseydi ona aldırmadı, bana güzelce açıkladı sorduğum soruyu. Beraber sınıfa yürüdük, bakışlar yine üzerimdeydi ama bu sefer kötü hissetmiyordum.
***
