18 - Artık Sen De Beni İstemiyorsun

3.4K 327 225
                                    

Hastane koridorundaki koltuğa oturmuş Yıldırım'ın odasının önünde bir yandan ayağımı sallerken bir yandan da endişeyle tırnağımı kemiriyordum. Gözlerimi yere dikmiş bir vaziyette ne olup biteceğini düşünüp duruyordum.

Yanlız kalmamak için Kamâl'ı aramıştım ama onun da işi çıktığı için gelememişti.

Düşüncelerim arasında endişe içinde kaybolurken odanın kapısından gelen sesle bakışlarımı yerden kapıya çevirdim ve hemen ayağa kalktım.

Kapı açılıp içinden doktor çıkınca hemen doktorun yanına ilerledim, doktor durdu ve bakışlarını bana çevirdi. Elinde tuttuğu dosyayı odadan çıkan hemşireye verip gözlüğünü gözünden çıkarıp konuştu.

"Hastamız gayet iyi. Dikişleri ani hareket sonucu patlamış, biz gerekli müdehaleyi yaptık, bir gece misafirimiz olup müşahede altında durduktan sonra sabaha taburcu olabilir." dedi ve hafifçe gülümsedi, "Geçmiş olsun." dedi.

Tam yanımdan gidecekken "İçeri girebilir miyim?" diye sordum, doktor "Tabiki fakat hastanın dinlenmeye ihtiyacı var yormayın." dedi.

"Teşekkür ederim." diyerek karşılık verdim ve doktor hafifçe başını eğdi ve yanımdan ayrıldı.

Önüme doğru döndüm ve yarı açık kapıya baktım, kafamı hafifçe arkaya attım, derince nefes aldım. Cesaretimi toplamaya çalışıyordum, kendimi suçlu hissetmem bunu yapmama ne kadar engel olsa da içeri girmeliydim, farkındaydım.

Kamâl'ın de dediği gibi yaptığım şeyin sorumluluğunu almam gerekiyordu. Ne kadar Yıldırım ile arama mesafe koymak istesem de durum böyleyken bu isteğimi bir kenara atmak zorundaydım.

Yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim ve elimi kapıya koyup yavaşça açtım, gözümü odanın içerisine çevirdim.

Yıldırım yatakta oturmuş boşta kalan eliyle telefonuna bakıyordu. Omzu taze sargılıydı, kolunu da hareket ettirmemesi için askıya almışlardı.

Geldiğimi fark ettiğine emindim ama bana bakmamayı tercih ediyordu.

İçeriye girip kapıyı yavaşça kapattım. Kapı kapandıktan sonra Yıldırım elindeki telefonu kapatıp yatağın kenarına koydu, bana bakmadan bakışlarını pencereden dışarı çevirdi.

Sesimin tonuna dikkat ederek "Geçmiş olsun." dedim ve yatağın yanındaki sandalyeye ilerledim.

Sandalyeye oturmadan bir süre bekledim, Yıldırım bakışlarını bana çevirdi oldukça sert bir ses tonunda "Otur." dedi.

Sesimi çıkarmadan oturdum, bir süre ona baktım.

Sakin ses tonu ve oldukça düz bakışlarıyla "Hayatında hiç pansuman yapmadın değil mi?" diye sordu.

Şaşırdım ve kaşlarımı kaldırdım, "Gerçekten benim yüzümden mi? Yaptığım yanlış mı pansumandan mı? Doktor ani hareket dedi bana." diyerek çıkıştım. Benim suçum olmadığına emindim.

"Doğru, ani hareket." dedi sakince ve sanki sinirle gülümser gibi oldu, anlayamadım. "Pansuman yaparken sertçe dikişlerime vurduğunu hatırlamıyor musun?" diye sordu.

Gözlerimi gözlerinden çekip yere indirdim, hatırlamaya çalıştım. Böyle bir şey yaptığımdan emin değildim, buna dikkat bile etmemiştim.

Bir kaç saniye sonra bakışlarımı Yıldırım'a çevirdim "Bilmiyorum.." dedim, kafam karışmıştı resmen.

Yıldırım derin bir nefes aldı, kaşlarını çattı "Bana zarar verecek kadar nefret mi ediyorsun benden?" diye sordu.

"Olayın bununla alakası yok." dedim net bir şekilde, "Ayrıca eğer ben sebep olduysam özür dilerim." diyerek cevap verdim.

DÉCÈS - GAYWhere stories live. Discover now