14 - İçimdeki Ben Seni Öldürmek İstiyor

3K 331 170
                                    

Kafamı arkamdaki duvara yasladım ve odanın içindeki pencereden içeri giren sabah ışığını seyrettim.

Hastane odasındaki yatakta uyuyan Yıldırım'a bakmak istemiyordum.

Zaten herkese yalan söyleyip buraya gelmiştim, herkes Yıldırım'ın Ankara'ya geri döndüğünü zannediyordu, ben ise işim var diye bir yalan uydurmuştum.

Olan bitenden tek haberi olan kişi Kamâldi. O da fena hâlde sinirliydi zaten. Kamâl'in kimseye bir şey demeyeceğinden emindim ama yine de Yıldırım'ın yaptığı meslek hayatına mâl olabilirdi, oraya ben Kamâl yerine başkasıyla gitseydim.. Her şey daha farklı olurdu.

Düşüncelerimde kaybolurken pencereye bakarken birden gözümün önünden bir şey geçiyormuş gibi hissedince aniden irkildim ve etrafıma baktım.

Oturduğum sandalyede doğruldum, yanlış görmüşümdür ya da yorgunluktandır diye düşünürken kafamın içindeki ses yeniden belirdi.

Tatlı ye.

"Ne?" dedim şaşkın bir şekilde ve kaşlarımı çattım.

Acıkmadın mı?

"Acıktım.." dedim sessizce kendi kendime ama ben tatlı yemezdim. Yiyemezdim.

Ufak bir tatlıdan bir şey olmaz.

Tatlı ye Chris.

Geriye doğru yaslandım. Bir süre düşündüm.

"Bir şey olmaz.." diye kendi kendimi tekrar ettiğim sırada ayağa kalktım, ufacık tatlıdan ne olabilirdi ki en fazla, kantine gitmek için bir adım attığım sırada işittiğim ses ile durdum.

Bakışlarımı Yıldırım'a çevirdiğimde acı içinde mırıldandığı gördüm, ağrı kesici serumu bitmişti.

Kafamdaki ses anında toz olup giderken bir kaç adımda Yıldırım'ın yanına geldim. Yıldırım'ın gözleri kapalıydı, henüz uyanmamıştı ama acı çekiyordu.

Uykusunda mırıldanıyordu, bir süre hafif kaşları çatık bir şekilde mırıldanan Yıldırım'ı izledim.

Canı çok acıyor olmalıydı.. Kurşun yarasıydı sonuçta.

Derin bir iç çektim, yıllardır onca kişiyi öldürmüştüm.. Ama hiçbirinde gram vicdan azabı çekmezken şimdi vicdan azabından geberiyordum.

Yıldırım'ı izlerken Yıldırım aniden elini kaldırıp acıyan ve sargılı omzuna doğru götürdüğünde yarasına dokunmasın diye elini tuttum, elini tutmamla birlikte nefesimi de tutmuştum. Öyle tuhaf hissettiriyordu ki..

Yıldırım'ın çatık kaşları düzeldi ve yüzü normal haline döndü, uykusuna devam etti. Elini yavaşça serbest bıraktığında, elimi onun elinin üzerinden çektim. Tekrardan eli yatağın üzerine düştü.

Gözlerimi yavaşça kapatıp derin bir nefes verdim.

Ardından yavaş adımlarla geriye döndüm ve geri sandalyeme oturdum. Kolumdaki saate baktım, hemşireler kontrol için birazdan gelirdi.

Onları bekleyene kadar birazcık uyuyabilirdim..

Kollarımı birbirine bağladım ve başımı geriye yaslayıp gözlerimi kapattım. Bir süre uyumakta zorlansam da dakikalar sonra uykuya dalmıştım.

Telefona gelen bildirim sesiyle hafifçe gözlerimi açtım, bir elimle sol gözümü kaşıyıp oturduğum sandalyede doğruldum. Yıldırım hâlâ uyuyordu, serumu değiştirilmişti.

Kol saatime baktığımda iki saatin geçtiğini gördüm, cebimden telefonumu çıkardım.

Hafif şaşkın bir şekilde duraksadım, benim telefonuma herhangi bir bildirim bile gelmemişti.

DÉCÈS - GAYWhere stories live. Discover now