12 - Sevincin İçindeki Hüzün

3K 318 172
                                    

Koridorun sonunda Oğuz'u bekleyen Yıldırım biraz gergindi. Bu gerginlik istemsizce ayağını sallamasına sebebiyet veriyordu.

"Yıldırım."

Oğuz'un sesini duyan Yıldırım hemen arkasını döndü, heyecanla "Oğuz?" dedi hafifçe gülümseyerek ve "İçerde konuşalım." dedi eliyle odasının kapısını işare etti.

Oğuz hafifçe başını eğdi ve tebessüm ederek karşılık verdi.

Oğuz ve Yıldırım birlikte Yıldırım'ın odasına geçtiler, Yıldırım koltuğa oturuz oturmaz hemen Oğuz'a döndü.

Merakla "Bulabildin mi?" diye sordu, Oğuz hafifçe gülümsedi ve oturduğu koltukta geriye yaslanıp elindeki kağıtları masanın üzerine Yıldırım'ın önüne doğru saçar biçimde attı.

"Elbette buldum." dedi.

Yıldırım önündeki kağıtları toplayıp incelerken "Yakalanmadın değil mi?" diye sordu.

Oğuz dikkatle Yıldırım'ı incelerken konuştu, "Biraz zor oldu tabii ama amcamın doktor randevusu olduğu zamana denk getirdim. Belgeleri çoğaltmak için kendi bilgisayarımı kullandım, merak etme yakalanmam." dedi.

Yıldırım gülümsedi, elindeki evraka bakarken aniden eline geçen bir belge ile durdu. Belgenin üzerindeki tarih çok yeniydi. Cumartesi gününki operasyonun ufak bir planıydı.

"İşte bu.." dedi sevinçle, operasyon yerine ve saatine kadar her şey yazıyordu. Yıldırım'ın yapacağı şey belki meslek hayatına mâl olabilirdi ama bunu denemeden bilemeyecekti..

Yıldırım gergin bir şekilde yeni yeni çıkan sert sakallarını kaşıdı, "Oğuz, gerçekten teşekkür ederim benim için önemliydi." dedi.

"Rica ederim, ödülü güzel olunca ben de daha bir zevkle yaptım..." dedi ve ayağa kalktı.

Yıldırım ayağa kalkan Oğuz'u seyretti, Oğuz cebinden çıkardığı bir kartviziti Yıldırım'a uzattı.

"Birlikte başbaşa bir yemeğe çıkacağız." dedi, Yıldırım uzattığı kartviziti aldı ve üstünde yazan otel&restorantın ismini içinden okudu. Oldukça pahalı ve elit bir mekandı burası.

Oğuz üzerindeki ceketi düzeltti ve hâlâ kartviziti inceleyen Yıldırım'a konuştu "Ne zaman olacağını sana söylerim. Yakın bir vakitte olmaz sınav haftası öğrencilerin sınavlarını okumakla meşgulüm." dedi.

Yıldırım kafasını kaldırdı ve Oğuz'un gözlerinin içine baktı, hafif kaşlarını çatılmıştı.

"Oğuz burası ne kadar pahalı haberin var mı?" dedi gergin bir şekilde, "Beni ilgilendirmez." dedi Oğuz net bir şekilde.

Yıldırım sinirle derin bir nefes aldı, "Oğuz, durumumu bilmiyor musun?" dedi.

"Ev aldım, arabayı yeniledim. Anne ve babamın ölüm masrafları yüzünden sıkıntıdayım. Binbaşıyım ben yüzbinler kazanmıyorum!" diyerek öfkeyle ekledi.

Oğuz kollarını birbirine bağladı, "Anne ve babanın ölüm yıldönümleriydi. Ayrıca ev ve araba muhabbetin beni ilgilendirmez." dedi.

Yıldırım ise geriye yaslandı, "Ben burda bir yemeğe iki aylık maaşımı bırakırım.." dedi kendi kendine.

Oğuz kaşlarını çattı, "Yıldırım yeter! Ne istersem yapacağını söyledin! Oraya gideceğiz yemek yiyeceğiz ve o otelde bir gece geçireceğiz! Sözün dönecek misin? O belgeleri almak kolay mı sanıyorsun?" dedi.

Yıldırım bir süre sessiz kaldı, "Oğuz, bu otel benim boyumu aşar." dedi sakince, Oğuz'u ikna etmeye çalışıyordu ama Oğuz hiç de ikna olacak gibi değildi.

DÉCÈS - GAYWhere stories live. Discover now