|AÇIKLAMA| |TAMAMLANDI|
Bir R-19 romanında erkek başrollerle uzak bir adada mahsur kaldım.
Başroldeki kadına eziyet ettikten sonra baş rol olan erkek tarafından öldürülmeye mahkûm kötü kadın Margaret'in bedenine girdim. Hayatta kalmak için erkek baş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
194
Zenas ortadan kayboldu ve aramızda büyü kullanmayı bilen kimse olmadığı için onu hemen bulamadık. Lanet olası Zenas! Daha da kötüsü, Papa'nın elindeki sihirli taş parlamaya ve yer titremeye başladı. Bir canavarın kükremesi uzaktan duyulabiliyordu. Görünüşe göre Kaiden ortadan kaybolduğu için bariyer yıkılmıştı. Böyle bir şey olması ihtimaline karşı, Kaiden'in Sihirli Kulesi'nden ve Langrid İmparatorluk Ordusu'ndan büyücüler hazır bekletildi. Beklendiği gibi, şövalyeler ve büyücüler uzaktan bariyere doğru koşarken görülebiliyordu. Zenas olmasaydı, Şakayık Çiçeği fraksiyonunun düzgün bir şekilde ele geçirilmesiyle sona erecekti, ancak bu sıkıntılı bir durum haline geldi. Bir anda Kutsal Şövalye üniforması giymiş on beş şövalye ortaya fırladı ve yolumuzu kesti. Papa'yı tuzağa düşüren Enoch kendisine savrulan kılıçtan kaçarken, Papa ayağa kalktı ve fırsatı kaçırmadan geri çekildi. Papa'nın elindeki sihirli taştan ışık çıkmaya devam ediyordu. Papa'nın bize bakan mavi gözleri bir an için kırmızı renkte parladı ve ardından gözleri bulanıklaştı. Zihninin sihirli taş tarafından kontrol edildiği açıktı. "Zenas gitti. "Amacıma çoktan ulaştım, artık pişmanlık duymuyorum." Papa bir kahkaha attı ve yavaşça bir adım geri çekildi. Kısa süre sonra Kutsal Şövalyelere saldırmalarını emretti, ardından arkasını döndü ve hızla gözden kayboldu. "Lanet yaşlı adam! Orada!" Papa'nın ardından Juanna elini gökyüzüne doğru kaldırdı ve çok geçmeden gökyüzünden büyük bir ışık döküldü ve Papa'ya saldırdı. Papa'ya ne olduğu bilinmiyordu. Çünkü hem Joanna hem de Papa hızla ortadan kayboldu. Uzakta beyaz bir ışık parladı ve iki kişi kavga ediyor gibi görünüyordu. Papa'yı bu şekilde kaçıramayız. Büyü gücümü omzumdaki Eunji'ye dağıttım. Sonra cebinden bir işaret fişeği çıkardı, mermileri kontrol etti, doldurdu ve Eunji'nin başının üstüne tırmandı. İşaret fişeğini tutarken Enoch'la konuştum. "Lütfen Enoch'a iyi bak. Papa'yı yakalamana yardım edeceğim." "Dikkatli ol." Enoch artık beni caydıramıyordu. Bu kaçınılmazdı çünkü uğraştığı şövalyeler yuvarlak 15 kişi gibi görünüyordu. Enoch'a bir şey olmamalıydı. Bir şeyi düşünmek için uzun zaman yoktu. Onu geride bırakarak Eunji ile birlikte Pope ve Yuann a'nın peşinden gittim. Onları takip ederken, toplanan canavarlara işaret fişeği atmayı da ihmal etmediler. Vay canına! Eunji bir ejderha gibi kükredi ve canavara ateş püskürdü. Alevler yeri yırttı ve onlarca metre boyunca ilerledi. Bu daha önce hiç görülmemiş bir ateş gücüydü. Sanki evrim geçirmiş ve bir üst seviyeye yükselmiş gibiydi. "Sihirli taş yüzünden mi?" Eunji'nin gücü her sihirli taş yediğinde daha da güçlenebilir. Eunji özellikle sihirli taşları sevmiyor muydu ve her sihirli taş yediğinde enerjisini göstermiyor muydu? Sanki besleyici bir tonik almış gibi mi? Eunji tüm canavarları yakarak ilerledi ve kısa süre sonra Pope ve Yuanna'ya yetiştik. Buraya ne zaman geldiniz? İşaret fişeğini doldurdum ve kolu aşağı çektim. Sonra tetiği Papa'nın arkasına doğru çekti. Papa'nın dikkatini dağıtmak içindi. pop-! Papa arkasından gelen ani patlamayla şaşkınlık içinde arkasını dönerken, Eunji hızla ona yaklaştı ve ağzını açtı. Ancak, Papa'yı yutmadan hemen önce, inanılmaz bir çeviklikle ilahi gücünü serbest bıraktı. "Kahretsin! Hahahaha! Beyaz ışık üzerimize öyle bir döküldü ki gözlerimiz parıldadı. O ışık bana çarptığı anda, bir an için nefes almamı zorlaştıracak kadar vücudumu daraltan bir acı hissettim. Aynı şekilde, Eunji de acı içinde çığlık attı. AMAN TANRIM! "Eunji!" Eunji acı içinde çırpındığı için onun bedeninden ayrıldım ve yerde yuvarlandım. Ahh. Sanırım sol kolum, uyarı vermeden hatırı sayılır bir yükseklikten düştüğümde kırıldı. Ayak bileğimi burkmuş olmalıyım, bu yüzden her hareket ettiğimde acıyordu. Tüm bunların ortasında, sağ kolumu değil de sol kolumu sakatladığım için kendimi şanslı hissediyorum. Her neyse, parlama ateşlenebilir gibi görünüyordu. Elbisenin eteklerini hızla yırtıp düğümledim, sonra omzuma asıp kollarımı sabitledim. Acı o kadar içimdeydi ki dişlerimi sıktım. hareket etmek zordu. Hahahaha!O anda sanki ilahi güç bir kez daha harekete geçmiş gibi saf beyaz bir ışık yayıldı ve şaşkınlıkla başımı kaldırdım. Neyse ki bu, Juanna'nın Papa'ya saldırdığı sırada çıkan ışıktı. "Şimdi arka odaya geri dön!" Yuanna Papa'ya ilahi güç ateşledi ve ona adım adım yaklaştı. Yuanna'nın haki renkli saçları dönen rüzgârında savruluyordu. Yuanna'nın yüzü sanki delirmiş gibiydi. oldukça korkutucuydu. Papa da aynı şekilde onun saldırısını ilahi bir güçle engelledi. Ancak, Yuanna yüz yıl sonra ilk kez ortaya çıkan büyük bir azizdi ve Genç. Papa'nın bile onunla fiziksel olarak başa çıkmakta zorlanacağı açıktı. Beklendiği gibi, savaş devam ederken, gözle görülür bir şekilde sıkıntılı görünüyordu. "Bu günü bekliyordum! Seni kendi ellerimle ezeceğim günü! Çok güzel görünüyor!" Gıdak gıdak- Yuanna'nın cadıyı andıran kahkahası havada asılı kaldı. Hemen Eunji'yi aradım. Ve sonra Eunji'yi buldum, küçülmüş bedeniyle başını çalıların arasına saklayıp hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. "Eunji!" Acilen durumunu kontrol ettim. Belki de ilahi gücün kullanıldığı bir saldırı olduğu için görünürde hiçbir yarası yok gibiydi. İç kanama geçirmiş olma ihtimalin var mı? Eunji kendine gelemedi ve sadece acı içinde ağlıyordu. Eunji ne bilir ki? Bu benim hatam. Suçluluk duygusundan elleri titriyordu.
