|AÇIKLAMA| |TAMAMLANDI|
Bir R-19 romanında erkek başrollerle uzak bir adada mahsur kaldım.
Başroldeki kadına eziyet ettikten sonra baş rol olan erkek tarafından öldürülmeye mahkûm kötü kadın Margaret'in bedenine girdim. Hayatta kalmak için erkek baş...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Kaiden'a ne oldu?" "Uyuyakalmışım. "Bugün Rohade ailesine gittim ve oradan Tentathionem aldım." "Tentationem mi? Bunun Kaiden'ın uyumasıyla ne alakası var? "Kaiden onu neden sakladı?" "Çıplak ağzımla cevap vermek istemiyorum." Zenas sandalyede eğri büğrü oturdu ve kollarını kavuşturdu. Kibirli bakışlarını bana yöneltti. Çenesini kaldırarak sordu ve bana bakıyordu.
"Ayrıca, size cevabı söylesem bana inanır mıydınız?" "Bu doğru. "İnanmıyorum." Sonra Zenas mutlu bir şekilde cevap verdi, "Tamam, inanma. "Ben her gün endişelenen bir insanım. Seni nasıl sırtından bıçaklayıp öldüreceğim hakkında." Bunu söylerken Zenas'ın bana bakan gözlerindeki bakış o kadar dehşet vericiydi ki nefesimi kesti. Her an beni yiyecekmiş gibi bakan yırtıcı bir hayvanın bakışlarıydı bu. Aklıma doğal olarak Alea Adası'ndaki korkunç günler geldi. Bunun travma sonrası stres bozukluğu olduğunu söyleyebilir misiniz? Yüzümü tarayan Zenas ekledi.
"Korkmanıza gerek yok. "Bu artık olmayacak." "Sanırım şimdi yapamam. "Yapamayacağın şeyi söyleyebilir misin? daha sonra yapılabilir mi?" "Bunu zaman gösterecek." Zenas tembelce gülümsüyor. Kaiden'in keskin ve sert bir havası varken, Zenas'ın uyarıcı ve çökmekte olan bir havası vardı. Çocuk gibi görünen Zenas öyle görünmüyordu. Genç Zenas daha iyiydi. Çok konuşmadığı için sevimliydi. "Kaiden'in haberi olmadan beni bulmak için onca yolu bunu söylemek için mi geldin?" Yüzümde absürt bir ifadeyle sorduğumda Zenas gülmeyi kesti. Hoşnutsuzluğunu belli etmeden yüzünü buruşturdu.
"Hayır, seni uyarmaya geldim. "Uyarmak mı?" Soruma yanıt olarak ayağa kalktı ve vücudunun üst kısmını yavaşça bana doğru eğdi. Yüzü burnuna yaklaştı. "Bu kadar savunmasız olma Margaret." Yavaş bir hareketle yanağımı okşadı. "Tabii düşman tarafından yenmek istemiyorsan. "Sakın gevşeme bile." Zenas'ın bahsettiği düşman kendisi miydi? Birden Zenas'ın gözleri başucumda dünyadan habersiz uyuyan Eunji'ye döndü. Eunji nedense hiç uyanmadan uyuyordu, belki de otu aldığı için.
"Bunu söylüyorum çünkü sadece benim kölelerimle uğraşmayı düşündüğünü görmek komik." *.... Peki başka ne düşünmeliyim?" Zenas pişmanlık dolu bir bakışla ağzını kapattı. Yüzündeki tüm ifade kayboldu. Tüylerim diken diken oldu. Ön kollar. Tanıdığım güzel Kaiden'in yüzünde sadece biraz değişmiş bir ifade var ve o Zenas oluyor. Zenas onaylamayan bir ifadeyle tek kaşını kaldırdı. Evet, onun gibi bir şey. Bu Kaiden'ın yüzündeki bir ifade. kullanmazdım. Tanıdık bir yüzün üzerinde başka birinin yüzünün belirmesi dehşet verici derecede korkutucuydu. Çenesini sıvazladı ve düşünceli bir yüz ifadesiyle sessizce bana baktı.
"iyi. "Bana itaat edersen sana haber verecek yüreğim var." "İtaatten bahsetme ve hemen oradan defol git." Cevabımı dinlemeyen Zenas kendi kendine mırıldandı. "Bilmiyorum. "Neden buraya gelip böyle gürültü yapıyorsun?" Zenas bir an kaşlarını çattı ve bana ters ters baktı. O an ona bağırmaya çalıştım, ne yaptığını merak ediyordum. pencereyi açtı ve tek kelime etmeden ortadan kayboldu. Umutsuzlukla kaybolduğu yere baktım.
