|AÇIKLAMA| |TAMAMLANDI|
Bir R-19 romanında erkek başrollerle uzak bir adada mahsur kaldım.
Başroldeki kadına eziyet ettikten sonra baş rol olan erkek tarafından öldürülmeye mahkûm kötü kadın Margaret'in bedenine girdim. Hayatta kalmak için erkek baş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sonra insanlar sırayla bana ve Enoch'a anlayışlı yüzlerle baktılar.
" Mesajı iletmekte iyiyimdir. "
Sağ tarafımda oturan Kaiden, vücudunun üst kısmını belirgin bir şekilde eğerek bana ve Enoch'a baktı. Bunun yine bir başlangıç olduğunu düşünerek görmezden gelmeye çalıştım ama Kaiden sonradan bir şey ekledi.
" Son anlarım seninle olacak, ama onları başkasına veremem. Bu onun son anı olsa bile. " Enoch, Kaiden'ın eklediklerine yanıt vermedi. Onun sözlerini biraz karmaşık duygularla düşündüm.
Sonuncusunu tartışmaktan nefret etmiştim. Gerçekten son kez olacağını düşünüyorum. Bu yüzden cevap vermedim.
Sonra Yuanna bana sordu.
" Peki ya Margaret? "
Enoch'a bakan Kaiden bile dönüp bana baktı. Dikkatler bana odaklanmıştı ve ben de aptal gibi sırıttım.
Bu doğru ....... Söyleyecek hiçbir şeyim yoktu.
" Margaret mı? "
Yuanna yüzünde şaşkın bir ifadeyle başını eğerek bana seslendi.
Yuanna ne demek istediğimi geç de olsa anladı. Bana karşı duyduğu pişmanlık hissi yavaş yavaş yüzüne yayıldı.
Ve daha fazla açıklama yapmadan bile kimse bana başka gereksiz sorular sormadı. Bu anlayış ve sessizlik bir şekilde rahatsız ediciydi.
Ben Margaret'im ama Margaret değilim.
Varlığım o kadar belirsiz ki kendimi kime tanıtmam gerektiğini bile bilmiyorum, peki son sözlerimi nasıl söyleyebilirim?
Sonunda, sonuna kadar sessiz kaldım.
Ondan sonra, yaklaşık iki gün yürüdük. Ve ancak gecenin bir yarısı Zenas'ın kulübesinin önüne vardık.
Kulübenin yakınlarında sis olacağını düşünmüştüm. Daha önce sisi kafamızı karıştırmak ve kulübeye yaklaşmamızı engellemek için kullanmışlardı.
Ancak, beklenmedik bir şekilde, kulübenin önündeki manzara berraktı, sisin zerresi bile yoktu. Sanki bizim gelmemizi bekliyorlardı.
Arthdal'a göre, yakınlarda Zenas'ın gözlerini ödünç verebileceği hiçbir canavar yoktu. Görünüşe göre kesinlikle canavarın ana bedenini mühürleme etkisi var.
Sisin yarıçapı düşünüldüğünde, Anata'nın büyüsünün kulübenin sadece 30 metre yarıçapında etkili olduğu tahmin ediliyor.
Bu yüzden büyülü güçten uzak bir yere yerleştik ve tüm hazırlıkları yaptık. Yanımda getirdiğim eşyaları tekrar kontrol ettikten sonra kulübenin yakınında saklanmaya ve gün ağarana kadar beklemeye karar verdim.
