|AÇIKLAMA| |TAMAMLANDI|
Bir R-19 romanında erkek başrollerle uzak bir adada mahsur kaldım.
Başroldeki kadına eziyet ettikten sonra baş rol olan erkek tarafından öldürülmeye mahkûm kötü kadın Margaret'in bedenine girdim. Hayatta kalmak için erkek baş...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Cevap vermedim.
Henüz nasıl biri olduğunu bilmiyorum ve onu herhangi bir şekilde kışkırtmak istemiyorum.
"Düşündüğümden daha zekiymişsin. O zamanlar Margaret olduğunu söyleseydin ne yapardım gerçekten bilmiyorum."
Gülümseyerek konuştuğu için mi? Bu sözler bana şaka gibi geldi. Bu yüzden niyetini anlayamadım.
"Bu adada tanıştığım ilk kişi sensin Margaret...... Biraz şüpheli değil mi?"
Yine cevap vermeden sustum.
Enoch gibi benden açıkça şüphe etmek ve küçümsemek daha iyi olurdu ama aklından ne geçiyordu bilmiyorum.
"Ama bu garip. Yüzün eskisiyle aynı, ama neden tamamen farklı hissediyorsun?"
Sakince ne yaptığını izlemeye karar verdim. Her neyse, bilekleri bağlıydı. Ve beni bundan daha fazla tehdit etmek istemiyor gibi görünüyordu.
"Bu tür bir yüz benim zevkim- Ugh!"
Aniden Kayden'e bir şey çarptı ve kenara itildi.İrkilerek başımı kaldırdım ve Enoch'un orada durduğunu gördüm. Kayden'e ayağıyla tekme atmış gibi görünüyordu.
"Margaret, buraya gel."
Enoch elini bana doğru uzattı. Tereddüt etmeden elini tuttum ve arkasından gizlice yaklaşarak ayağa kalktım.
Evet, Kayden gibi dizginlenemeyen bir adamla başa çıkma işini Enoch'a bırakmak daha iyi olurdu.
Görünüşe göre Enoch'un bir süre önce tekmelediği kısım Kayden'in yaralandığı göğsüne yakındı. Bandajdan sızan kanı görebiliyordum.
Ancak, bu sefer onu tekrar tedavi etmeyeceğim. Acı hisseden Kayden sıkıntılı bir yüz ifadesiyle inledi ve Enoch'a baktı.
"Görüşmeyeli uzun zaman oldu, Lordum."
Enoch Kayden'e soğuk bir selam verdi.
'Lord' büyük büyücünün unvanıydı. Şövalyeler için 'Efendim' gibi bir şeydi.
Enoch, arkasında dururken beni koruyormuş gibi görünen kolunu uzattı ve yolumu kesti. Durumumu kontrol etmek için bir an arkasına döndü ve sonra bakışlarını tekrar Kayden'e çevirdi.
Yüzü acıdan buruşmuş bir halde oturan Kayden, sırayla bana ve Enoch'a baktı. Ve sonra bir kahkaha patlattı.
"Ha ha, nasılsınız Majesteleri?"
Kayden yavaşça ayağa kalktı, mağaranın duvarına yaslandı ve Enoch'a bir aşağı bir yukarı baktı.
Sonra sıkıntıyla dilini şaklattı.
"Prens Enoch Genç Leydi Floné'yi koruyor...... hayatımda o kadar çok şey gördüm ki artık şaşıramıyorum."
Bilekleri bağlı olmasına rağmen Enoch'tan hiç de korkmuş gibi görünmüyordu.
