[29. BÖLÜM]: KAN KADEHİ

En başından başla
                                    

Dakikalar sonra Reşat'ın evinin yakınlarına geldiğimizde arabayı ormanlık bir alana bıraktım. Efsun, Ayaz, Lacivert ve onlarca keskin nişancı konuşuyordu. Beni gördüklerinde hepsi sessizliğe büründü ve bana bakmaya başladı. Kaplan dedim içimden. Avına aç bir Kaplan.

''Dinliyorum.'' dedim sakince.

''Toplam 172 koruma var. Evin 4 tarafını da çevreliyorlar, Ayrıca bahçede sinyal bozucu var. Bu da uzaktan bir bombanın aktif olmasını engelliyor.'' duyduklarımla dudağımın kenarı kıvrıldı.

''Güzel.'' Gözümle dağılmaları için işaret yaptığımda cep telefonumu çıkardım ve Reşat'ı aradım. Telefon bir süre çağrı da beklese de sonunda cevap verdi.

''Kimsin?'' Duyduklarım sırıtmama neden olurken gözlerim önümde açık duran bilgisayar ekranından Reşat'ı izliyordu.

''Ecelin.'' Reşat kaşlarını çattığında açıklama yaparak devam ettim. ''Beni hatırladın mı balıkçı?'' Reşat oturduğu sandalyeden hızlıca kalktığında kahkaha attım.

''Sen...nasıl? Nerden?'' Telaşla sıraladığı soruları cevaplamak yerine daha çok güldüğümde kaşlarını çatarak etrafa bakmaya başladı. Dışarıdaki korumaları tek tek yere devrilmeye başladığında Reşat korkuyla bir köşeye sindi.

''Kaplan'la oynarsan, ateşinde yanarsın.'' Telefonu kapatırken art arda gelen silah sesleri kulakları çınlattığında arkama yaslanarak Reşat'ı izlemeye başladım. Bakışlarım yan koltuğa kaydığında yüzümde bir tebessüm oluştu.

''Güzelim,'' dedim elimi karımın karnına koyarken. ''Rahatsınız değil mi?''

''Çok rahatız babası.'' Gülümsemem yüzüme daha çok yayılırken uzanıp dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım. Birkaç dakika sonunda silah sesleri kesildiğinde Gece'yi elinden tutarak arabadan dışarı çıkmasına yardım ettim ve birlikte Reşat'ın evine doğru yürümeye başladık.

''Kucağıma almamı istemediğine emin misin?''

''Evet Asrın,'' dedi utançla. ''Eminim. En emin benim hatta.''

''Belki kızım annesinin yürümesini istemiyor.'' Gözlerini devirdiğinde yanağına sulu bir öpücük bıraktım. Sonunda evin önüne geldiğimizde bu kez Gece'ye şans vermeden onu kucağıma aldım ve açık olan kapıdan içeri girip merdivenleri çıkmaya başladım.

Gece'nin itiraz etmemesi sırıtmama neden olurken yüzüne baktım, o ise utançla bakışlarını kaçırdı.

''Yerin rahat sanırım.'' Yüzü daha da kızardığında güldüm ve dikkatlice kucağımdan indirdim. Odanın kapısını açıp içeri girdiğimde gördüğüm görüntü sırıtmama neden oldu.

Reşat, elleri ve ayakları bağlı bir şekilde yerde debeleniyordu. Lacivert ve Efsun bir köşede sohbet ederken Buray ve Ayaz da hararetli bir tartışmanın içindeydi. Kapıyı açtığım anda bütün bakışlar bana döndü.

Reşat'ın gözleri bir süre bende oyalandıktan sonra Gece'ye kaydı. Gece'yi gördüğü anda gözleri açılırken kaşları da eş zamanlı olarak çatıldı.

''Siktir.'' diye fısıldadığında kahkaha attım.

''Nasıl?'' gülüşlerimi bastırmaya çalışırken konuştum. ''Güzel rol yapabildim mi?''

(Gece Akgün)

Asrın yüzümü ellerinin arasına aldığında tebessüm etti. ''Kırmızı balık yemi yemeli.''

Ne demek istediğini anladığımda başımı hafifçe aşağı yukarı salladım. Elleri yüzümü bıraktığında hızlıca Range Rover'a doğru koştum. İçerideki dumanlar Reşat'ın beni görmesini engellerken hızlıca arka kapıyı açtım ve içerideki kurşun geçirmez yeleği içime giydim. Buray'ın hazırladığı sahte kan dolu olan balonları da yeleğin içine yerleştirdiğimde üzerime tekrardan kalın kazağımı giydim. Kazak Asrın'ın olduğu için içimdeki yelek gözükmüyordu. Arka kapıyı kapattığımda hızlıca şoför kapısını açtım ve kenardaki su şişesiyle hapı aldım.

GECE KELEBEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin