[12. BÖLÜM]: AŞK MATEMİ

4.4K 263 150
                                    

2 Hafta Sonra ~Asrın Karaca

Tam iki haftadır Buray'la birlikte Gece ve Güneş'le uğraşıyorduk. Kızlar regl olduklarında içindeki canavar ortaya çıkıyormuş.

Bir hafta önce Gece'nin regl haftası bitti diye sevinirken arkasına Güneş'in regl olmasıyla iki hafta boyunca işkence çektik. Ani ruh değişimleri bizi ölesiye korkuturken bir de üstüne tatlı krizleri eklenince ikimiz de nasibimizi aldık.

Şu anda karşılıklı koltuklara oturmuş Gece ve Güneş'le tartışıyorduk.

''Hayır! O siktiğimin barına gitmiyorsunuz. İkinizi de gözün görmesin defolun odanıza!'' Buray'ın sert sesiyle ikisi de korkarak geriye çıkarken derin bir nefes verdim. Resmen çocuk gibi inat ediyorlardı bizde onların ebeveynleriymiş gibi kızıyorduk.

İkisi de korkuyla sessizce kapıdan çıkarken Gece'yle göz göze geldik. Dolu gözlerini saklamak istercesine bakışlarını kaçırdığında içimde bir şeylerin acıdığını hissettim.

İkisi de kapıdan çıktığında derin bir nefes alıp Buray'a döndüm.

"Fazla üstlerine gittin Buray." Buray da yaptığından pişman olmuş gibi sıkıntıyla bir nefes verdiğinde bakışları beni buldu.

"Farkındayım, ne yapacağız abi?" Çaresiz cümlesinden sonra yavaşça ayağa kalkıp önümdeki viski kadehini tek dikişte bitirdim.

"Git ne yap et Güneşin gönlünü al. Sonra da hazırlanın bara gidelim." Buray'ın kaşları çatıldı.

"Ama-" demişti ki sözünü kestim.

"Biliyorum Buray, korumaları da üst düzeye çıkar. Bara giren çıkan herkesi kontrol etsinler, en ufak bir hareketlilikten haberim olsun." Buray başını salladığımda odadan çıkıp Gece'yle kaldığımız odaya doğru yöneldim.

Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Gece dalmış olacak ki beni fark etmedi. Sessizce dışarıyı izliyor, bir yandan da ağlıyordu. Odaya girip kapıyı arkamdan kapattığımda çıkan sesle Gece'nin bakışları beni bulduğunda hızlıca gözyaşlarını sildi ve hızlı adımlarla kapıya yöneldi.

Yanımdan geçip kapıyı açıyordu ki kolundan tutmamla bir an düşecek gibi oldu. Şu anda benden korkuyordu ve bunu gözlerinden çok net bir şekilde okuyabiliyordum. Onu daha fazla korkutmamak için bir şey yapmasına izin vermeden ona sarıldığımda göğsünün hızlıca inip kalkışını fark ettim.

Kafamı boynuna gömüp bağımlısı olduğum pamuk şeker kokusunu içime çektiğimde benden uzaklaşmak istedi fakat elimi beline koyarak kaçmasını engelledim.

"Özür dilerim." Ağzımdan çıkan iki kelime onu şoka sokarken ben sırıttım.

"Hiçbir şey duymadın. Ben senden özür felan dinlemedim." Alnını alnıma yasladım ve daha çok güldüm.

"Sen, az önce benden-" demişti ki dudaklarımızı birleştirerek sözünü kestiğimde kan yanaklarına sıçradı. Onun bu utangaç hallerine deli olurken o bana ne yaptığının bile farkında değildi.

"Az önce," dedim dudaklarımızı ayırıp boynu ve kulağı arasına nefesimi verirken. "Hiçbir şey söylemedim ve sende hiçbir şey duymadın ateş güzeli."

Kafasını sakince aşağı yukarı salladığında sırıtarak çenesini tuttum. Kulağına eğildim ve sessizce güldüm.

"Hazırlan, ateşli kelebek. Bara gidiyoruz." Gözleri heyecanla patladığında burnunu sıktım.

"Bana şöyle bakma. Yoksa benim isteyeceğim, senin istemeyeceğin şeyler yaparız." Ne demek istediğimi anladığında utançla benden uzaklaştı ve kıyafet dolabının önünde durdu.

GECE KELEBEĞİWhere stories live. Discover now