GECE KELEBEĞİ

[28. BÖLÜM]: SADAKAT Mİ İHANET Mİ?

18 ARALIK 2020  -Gece Akgün-

''Nasıl? Sen ciddi misin?'' 

''Hm hm,'' dedi Asrın gülerek. ''Hatta kız onu beğenmedi diye kızın abisini dövdü.'' Dedikleriyle birlikte kahkaha atmaya başladığında bende gülmeye başladım. 

''Daha doğrusu dayak yiyip geldi. Kızın abisi 14 yaşındaymış. Bunu bir güzel dövmüş, eve geldiğinde de 'sen bir de karşı tarafı gör abi' diye kendini savunuyordu.'' 

İkimiz de tekrardan kahkaha atmaya başladığımızda içeriye Buray'ın girmesiyle daha çok gülmeye başladık. 

''Çok komik,'' dedi suratı beş karış bir halde. ''İstersen Tuğçe'yi de anlatalım abi.'' Gözlerim Asrın'a kaydığında az önceki halinden eser yoktu. Kaşlarını çatık bir halde Buray'a öldürücü bakışlar atmaya başlamıştı. Bakışlarımı Asrın'dan çekip tekrar Buray'a baktığımda meraklı bir sesle konuştum. 

''Tuğçe kim?'' Sorduğum soruyla birlikte Buray sırıttı. 

''Asrın'ın sevdiceği.'' Asrın kaşlarını olabilirmiş gibi daha da çok çattığında Buray onu umursamadan konuşmaya devam etti. 

''Bu geri zekalı ortaokulda Tuğçe diye bir kızdan hoşlanıyordu. Dümdüz abayı yakmıştı Tuğçe'ye. Ama kız nasıl güzel. Okulun en popüler kızlarından biriydi anlayacağın. Sonra bir gün geldi yanıma dedi ki 'Ben Tuğçe'ye açılacağım.' Tamam dedim bende ne diyeyim. Ben tamam dedikten sonra bu gitmiş Tuğçe'ye beyaz papatyalardan bir demet almış üstüne de 'seni çok seviyorum aşkım.' yazdırmış. Çiçeği de Tuğçe'nin sırasının üstüne bırakmış.'' Buray gülmeye başladığında kaşlarımı çattım ama bende gülüyordum. 

''Ertesi gün, ondan sonraki gün hatta bütün hafta boyunca kız okula gelmedi.'' Anlamaz gözlerle Buray'a baktığımda Buray, neden ona öyle baktığımı anlamış gibi devam etti. 

''Meğer kızın papatyalara alerjisi varmış. Kızın her yeri şişmiş yüzünde sivilce gibi kırmızı kırmızı şişlikler çıkmış.'' 

''Sonra?'' dedim merakla. 

''Sonra ne olacak öğrendi tabi papatyaları Asrın'ın gönderdiğini. Bu salağı bir güzel dövmüş, eli yüzü hep tırnak izleriyle doluydu. Yani mahalle kavgasına girse bu kadar yara almazdı. Bide gelmiş 'bizim kitabımızda kıza el kalkmaz, ondan bir şey yapmadım.' diyor. Kıza yapmışsın yapacağını zaten.'' 

''Ne!'' Buray'la beraber gülmeye başladığımızda Asrın sinirle soludu. 

''Çok komik.'' 

''Hm hm.'' dedim gülüşlerimi bastırmaya çalışarak. ''Çok komik.'' Asrın gözlerini devirdiğinde daha çok güldüm. Birkaç saniye sonra kapı tekrardan açıldığında içeriye bu kez 2 tane iri yarı adamın girmesiyle hepimiz sustuk. 

''Efendim,'' dedi adamlardan biri Asrın ve Buray'a bakarak. ''Reşat Bey sizi çağırıyor.'' Bakışlarım ikisine döndüğünde ikisi de kaşlarını çatmış bir şekilde birbirlerine bakmaya başladı. 

''Çık geliyoruz.'' dedi Asrın Buray'la olan göz temasını bir an bile kesmeden. Koruma Asrın'ın lafını ikiletmeden odadan çıktığında istemsizce gözlerim doldu. Asrın bu halimi fark ettiği anda yüzümü ellerinin arasına aldı. 

''Tamam güzelim, sakin ol. Gidip geleceğiz sadece, söz veriyorum hiçbir şey olmayacak.'' Söyledikleriyle yüzünü buruşturdu. ''Asrın Karaca tavsiyesi.''

''Olacak.'' dedim sesimin titremesine hakim olmaya çalışarak. ''Asrın içimde kötü bir his var. Yalvarırım gitmeyin.'' Gözyaşlarım akmaya başladığında ellerimle Asrın'ın ellerini tuttum.