36 🍂

601 45 136
                                    

Gözlerim hâlâ şok içinde karşımdaki kapıya bakarken, düşündüğüm şeyi yapmakla yapmamak arasında kalmıştım.Belki Taehyung'un kendisine söyleseydim o da bana söyleyebilirdi.Bana güveniyorsa muhtemelen söylerdi.

Umarım hayal kırıklığına uğramam..

Her şeyi bir kenara bırakıp hızla dolaptan çıkıp odanın kapısına doğru yöneldim.Odadan çıkar çıkmaz koridorda gördüğüm hizmetçiyi telaşla durdurdum.Birinin odayı koruması gerekiyordu, sonuçta şeyi açık bırakıp çıkmıştım.

"Ben dönene kadar kimsenin odaya girmesine izin vermeyin, kapının yanında dur."

Sözlerimi bitirdiğim anda adam önümde eğilerek emrimi kabul etti: "Elbette Bay Kim." dedi saygıyla.

Taehyung'un olduğu odaya gergin bir şekilde yöneldim, nasıl tepki vereceğini bilmiyordum ve bu beni çok korkutuyordu.Tanrım, ona olan güvenim çok yüksekti, lütfen bana güvenimi sarsmadan doğruyu söylemiş olsun.

Odanın önüne ulaşmadan hemen önce uzun koridorun sonunda Amon'la karşılaştım.Eliyle kızının saçlarını tararken onu yemek yemeye ikna etmeye çalışıyordu.Seojun'un inkarına karşı tuttuğu yemek tepsisini kokladı, "Çok güzel kokuyor! Sen de ye, tadına bayılacaksın." dedi sahte bir heyecanla ve kızını yemek yemeye ikna etmeye çalıştı.

O anda hasta olduğu düşüncesi boğazımı sıktı.Bu güzel aile tablosu bozulacak, Seojun annesini çok özleyecekti.Ben annemden birkaç gün uzak kaldığımda, onu deli gibi özlemişken, üstelik bu küçük kız sevgili annesini sonsuza kadar kaybedecekti.Çok yürek parçalayıcıydı.

"Jungkook? Bir sorun mu var?" Beni az daha yeni gören kadın konuştuğunda sahte bir gülümsemeyle başımı salladım."Yemek istemiyor mu?"

Amon elinde bir tepsiyle odasının önünde dururken, "Benim için en zor şey Seojun'u beslemek. Bu yüzden bir yol arıyordum ki bu şimdi de hikaye okuyup onu beslenmesi için odaya götürmeyi düşündüm, belki o zaman yemeği kabul eder." Dedi.

Bir keresinde Amon meşgulken Seojun benim sayemde yemeğini sonuna kadar bitirmişti.Tabii o zamanlar kaçmam için çocuğa iyi bir hyung gibi davranıyordum ama şimdi durum tamamen farklıydı.Taehyung'a aşık olmuş, akrabalarına saygı duyup seviyordum..Ama artık Seojun'a kendi özgür irademle bakmak istiyordum.

Ağzımı açıp yardım edebilirim demek istiyordum ki aklıma gelen düşünceyle hemen vazgeçtim.Tanrım, Seojun annesiyle daha fazla zaman geçirmeliydi. Sonuçta annesinin gözetiminden ayrılmasına çok az zaman kalmıştı.Ağlamamalıydım, hayır..

"Jungkook, iyi olduğuna emin misin?"

Amon'un sözleri karşısında gözlerim dolarken ve boğazım kasılırken sakin kalmaya çalıştım."Ya sen Amon?" dedim titreyen bir sesle."İyi misin?"

Kaşlarını çatarak tepsiyi diğer eline almış, boş elini tekrar küçük kızının saçlarının arasına yerleştirmişti."Görünüşe göre sen de her şeyi öğrenmişsin." diye mırıldandı.Boğazımdan ses çıkamayınca susmak zorunda kaldım.Konuşursam ağlardım ama onu daha fazla incitemezdim ki..

"Seojun, kızım, Taehyung Amca'ya git. Onunla yemek yemeyi seviyorsun."
Amon, koridorda sanki şehrin sokaklarında yürüyen çok sayıda insan gibi görünen hizmetçilerden birinin eline bir tepsi tutuştururken Seojun'u da yanında gönderdi.

Kızı gittikten sonra Amon odasının kapısını açtı ve geçmeme izin verirken beni takip etti.Uzun zamandır sahte gülümsemesinin arkasında sakladığı üzüntü artık görünür durumdaydı.Gerçekten bu hayat iyi insanları çaresiz bırakmaktan çekinmez..

FOR DEBT || ~TAEKOOK~ Where stories live. Discover now