29🍂

831 71 71
                                    

Tüm korku yok olmuş, yerini sadece üzüntü anları almıştı.Benim hatamdı, ona aşık olmamalıydım.Artık onun tek bir sözüyle bile ağlamaya hazırdım, bu duyguların adı aşktan başka bir şey olamazdı.Sonunda korktuğum şey başıma gelmiş, her kalp atışımda nefretle aşk arasındaki o ince çizgiyi aşmıştım.

Dakikalar geçmiş, yatakta ağlamaya devam etmiştim. Görmediklerim, sadece varsaydıklarım beni bu hale getirmişti.Taehyung'un açıkça Jennie ile birlikte olduğunu itiraf ettiğini duysaydım kim bilir ne olurdum..Çok yanar canım..

Ben burada ağlarken, Jennie eğleniyor olmalı, Taehyung da öyle.Telefonu kapatmama rağmen hiçbir güvenlik gelip durumumu sormadı, endişelenmediği belliydi.Eve döndüğümde yüzüne bile bakmamalıydım, bu kesin bir karardı.Artık Jennie'yi kıskandırmama gerek yoktu, Taehyung zaten her saniye kendisi ona koşuyordu.Eğer onları ayırmaya çalışsaydım Jennie'den farksız olurdum.Bu ise kendimden tiksinmeme neden olurdu.

Odanın kapısının çalınması beni ürküttüğünde, ağrıyan başımı elimle tutarak yataktan kalktım.Uyumadan önce korktuğum için kapıyı kilitlemiştim.Kapının kilidini iki kere çevirip, derin bir nefes alarak açtım.Gözlerimin yaşlı olduğunu hatırlayıp elimle hızla gözlerimi sildiğim an kapıda uykulu annemi gördüm.

"Oğlum, iyi misin?! Hıçkırıkların odama kadar geliyor." dedi endişeli sesi gecenin sessizliğini bozarken.Gözlerimi kapatarak başımı salladım."İyiyim." dedim, sesim titreyerek, gözyaşlarımı bastırıp."Ağlıyorsun. Seni tanımadığımı mı sanıyorsun? Bana ne olduğunu söyle hemen?"

Sonunda beni ortada bırakan hain gözyaşları dayanamayıp akmaya başlayınca bir anda anneme sarıldım.Elleri belime sarılı, boğazımdan hıçkırırken sesinin rahatlatıcı tonunu duydum.Şu an bu sevgiye gerçekten ihtiyacım vardı.

"Şşşt, her şey düzelecek." dedi benden uzaklaşıp gözlerimin derinliklerine bakarken."Taehyung'la kendi isteğinle evlenmediğini biliyorum ama endişelenme, bir gün bu adamdan da kurtulacaksın." Sözleri üzerine başımı eğdiğimde devam etti."Eğer kaçabilirsek artık hayatımıza yönelik bir tehdit kalmaz, mutlu yaşayabiliriz."

Sözler kalbimi kırarken bedenim titriyordu.Onsuz mutluluk nedir, hiç yaşayamazdım.Artık kaçmaya cesaretim değil kalbim izin vermiyordu.Büyük bir sınavda başarısız olduğumu hissediyordum. Annem, oğlunun kendisine zarar veren birine aşık olduğunu bilseydi utanırdı.

"Belki de bu gece kaçmalıyız, yoksa bir daha bu şekilde tek başımıza kaçma şansımız olmayabilir!"

Annem ellerimi tutup heyecanla konuşurken ağlamaktan omuzlarım sarsıldı.Kaçamazdım, annemin mutluluğu için bile olsa onu bırakamazdım.Korktuğum için değil, kalbimi ona mahkum ettiğim için.Artık o malikanede yaşamak için hiçbir nedeni olmayan Jungkook yoktu, artık orayı evi olarak bilen bir Jungkook vardı.Bu Jungkook oynadığı oyunun kölesi haline gelmişti.

"Burayı sevdiğini söylemiştin, neden şimdi kaçmak istiyorsun ki?" Hıçkırıklarım sözlerimi bölme işini yaparken dedim.Annem söylediklerime kaşlarını çattığında ellerimi bıraktı.Öfkeli görünüyordu, haklıydı.

"Jungkook, gitmek istemiyor musun yoksa?" dedi, sesi şaşkınlık ve gerilim doluydu.Yutkunurken başımı salladım ve tıkalı burnumu çektim, dudaklarımı birbirine bastırıp çenemin titremesine neden olurken hıçkırmaya hazırdım.Benim gibi bir oğlu olduğu için helak olurdu.

"Bak eğer korkuyorsan endişelenme, Jimin bana bizi Taehyung'tan kurtaracağına söz verdi!"

Gözlerim irileşirken kendimi toparlamaya çalıştım.Doğru mu duydum? Gerçekten Jimin'le iletişime geçmiş miydi? Eğer durum böyleyse benim burada olmam kendisi en büyük tehlikeydi.Annemin Jimin'e olan güveni bana normal görünmüştü, sahte tatlı diliyle onu kandırmıştı tabii ki.

FOR DEBT || ~TAEKOOK~ Where stories live. Discover now