-45-

155 11 9
                                    


Jeon Jungkook

Hayatta vazgeçebileceğimiz çok şey olurdu.
Borcun olurdu değerli eşyalarını satardın. Almak istediğin bir şey olurdu, en kötü kredi çekerdin. Seni kötü etkilediğini düşündüğün bir insanla arana mesafe koyardın. Tek bir şey vardı.

Ne kadar istersen iste ailenden vazgeçemezdin. Hiçbir şeyi silip atamazdın. Hayatında her zaman yerleri olurdu. İyisiyle kötüsüyle her daim hayatımızdaki tek gerçek olan aileden başkası değildi. Kendinden bile vazgeçebilirdin oysa...

Kim olduğun veya olacağından çok olmak istediğin yer, olmak istediğin kişi önemliydi.
Sahi...

Ben ne istiyordum?

Yaşamak ve ölmek arasında ince bir çizgi vardı. O çizgide ne kadar daha kararsızlıkla bekleyebilirdim? Nereye kadar devam edebilirdim? Tek başıma mücadele etmeye alışırken aniden öğrendiğim tüm her şeyin çöküş yaşamama neden olduğu bu ağırlığı kaldıramamak büyük bir sorun muydu?

Öyleydi.

Güçlü olmak zorunda değildim. Çünkü bu zamana kadar güçlü olarak gelmiştim. Şimdiden sonrasını güçlü olarak mı geçirecektim yoksa intikam için çalışarak mı?

Bitmesi lazımdı. Bütün pisliklerin silinip gitmesi lazımdı. Her suçun üstü kapatılmak yerine daha da açılmalıydı. Herkes hak ettiği yeri bulmalıydı.

Herkes adaletle hak ettiği yere gitmeliydi.

Karşımdaki adamın gittiği gibi.

Seul'e baskın yapan çetenin yandaşlarından birini bulmuştum. Evet bir haftadır ne eve uğruyordum ne de kendimi düşünüyordum. Tek düşündüğüm önce vatanımın huzura ermesini sağlamak, ardından aileme düzenlenen komployu en ince ayrıntısına kadar öğrenmekti.

Hazır olmasam dahi.

Elimdeki eldivenleri çıkartıp ilerlediğim yoldaki konteynere atarak ilerlemeye devam ettim. Kenarıda park ettiğim arabama binip hızla aldığım adrese doğru sürmeye başladım.

Bütün bu dalaverenin bitmesi lazımdı. Öyleki emniyet zorunlu yasak başlatmış herkesi eve tıkmıştı. Oysa adamların tek amacı göz korkutmaktan ibaretti.

Hızla ilerlediğim yolda ilerideki polisleri görmemle küfür mırıldanmıştım.

Emniyetten uzak bir şekilde bitirmek istiyordum bu işi. Sağa sapan yola girip oradan uzaklaştığımda derin bir nefes vermiştim.

Müdür ve başkomiser ifadelerinde susma haklarını kullanmışlardı. Avukatları gelene kadarda konuşmazlardı.

Gelsede konuşmayacaktılar.

Geldiğim villanın önünde ani frenle durmuş arabadan inerek hızla kapıya ilerlemiştim.

Bir insanın neyinden korkmalıydık?
Kaybedecek hiçbir şeyi olmamasından mı?
Hayır.

Yaşayacak bir sebep arayandan...

Kapıyı açan hizmetliyi iterek içeri girdiğimde arkamdan bağıran cırtlak sesine karşı yüzümü buruşturmuş kapıdan gördüğüm salona girerek oturmuştum.

Jeon Jungkook | KS1Where stories live. Discover now