-44-

167 11 11
                                    


Jungkook stresle dizini titretirken Vera onu izlemiş ardından iç çekerek arkasına yaslanmıştı.

"Tamam, anlatmak istemiyorsun. Bari ipucu ver de yardım edeyim."

Karşısındaki adam ona asla bakmazken cebinden çıkardığı sigara paketiyle Vera'nın kaşları çatılmıştı.

"Ciddi misin sen?"

Sorusu tekrar sükunetle taçlandığında Jungkook aldığı dalın ucunu yakmış dudakları arasına yerleştirmişti.

"Jungkook konuşmaya çalışıyorum!"

Vera ciddiyetle sesini yükselttiğinde Jungkook'un gözleri ilk kez onu bulmuştu.

"Hiçbir şey anlatmıyorsun anlıyorum ama yaptıkların çözüm değil."

Hâlâ hakim olan sessizliği dudakları arasından çıkan dumanla arkadaş olmuştu.

"Sana gerçekten inanamıyorum."

Vera sinirle oturduğu yerden kalkarken Jungkook, sigarasını küllüğe bırakmış yanından geçen kızın kolunu hızla yakalayıp ayaklanmıştı.

İki gün önce hastaneden çıkmıştı ve toparlamış gibiydi. Ancak asla Vera'yla diyalog kurmuyor, sessizliğinde boğuluyordu.

Vera iae bu durumdan fazlasıyla sıkılmış ve endişelenmişti. Çünkü Jungkook çok bilinçsiz hareket etmeye başlamıştı.

"Otur şuraya."

Emirden çok rica eder gibi çıkan sesine karşı Vera'nın gözleri dolmuştu. O böyle değildi.

"Lütfen Vera. Yorma beni."

"Sorunda bu ya zaten."

Jungkook ona öylece baktığında Vera'nın gözünden ince bir yaş süzüldü.

"Benim tanıdığım Jungkook bu değil."

Jungkook yavaşça gözlerini ondan çektiğinde Vera kolunu tutan eli itmişti.

"Benim tanıdığım Jungkook, pes etmez. Her şeyin inadına doğrunun peşinden gider. Eğer haz etmediği bir durum varsa sonuna kadar araştırır. Gerekirse tüm dünyayı herkese zindan eder ama üstü örtülen her şeyi açığa çıkarmak için varını yoğunu ortaya koyar. Çözüm arar. "

Jungkook bakışlarını salonun duvarlarında gezdirdiği sırada Vera yüzünü buruşturdu.

" Karşımdaki adamsa çözümü bir ateşte bulmaya, sessizliğinde boğulmaya yüz tutmuş ve pes etmiş bir adam. Doğrusundan şaşmış bir adam. Herkesin amacı olan pasif konuma düşürmek için can attığı o güçlü adamı sonunda istedikleri hâle getirdikleri bir adam."

Jungkook yavaşça bakışlarını ona çevirdiğinde Vera elini onun yanağına koymuştu. Jungkook ise ifadesizliğiyle bakıyordu ona.

"Benim sevdiğim ve hayran olduğum insan değil karşımdaki. Ne oldu? Niye bu kadar düştün Jeon?"

Jungkook geri çekilerek kalktığı yere oturduğunda Vera'nın eli boşluğa düşmüştü. Bir vaka onu gerçekten bu hâle mi getirmişti?

"Peki, madem istemiyorsun. Olur da gerçek Ian'a ulaşır ve emniyete gelirsen görüşürüz Jungkook."

Vera hızla evden çıktığı ve kapıyı kapattığı o an Jungkook'un içinde biriktirdiği tüm göz yaşları akmaya başlamıştı.

Yaşadığı tüm her şey ona ağır geliyor ve artık bitmesini istiyordu. Her 'tamam' dediği anda arka planda döndüğünü öğrendiği oyunlardan yorulmuştu. Her 'bitti' dediği anda daha da kötü şeylerle karşılaşmaktan yorulmuştu.

Jungkook bunu bitirmek istiyordu.

Vera haklılığını bırakarak çıkmıştı evden ve Jungkook bu haklılıkla daha da dağılmıştı. O 'Ian' kalıbına hiçbir zaman girememişti kendince. Kendini o vasıfta görmemişti çünkü içinde yaşadıklarını sadece kendi biliyordu.

Jungkook artık o kalıbın sahibi olmak ve her şeye son vermek istiyordu.

İçindeki hırs, intikamıyla her geçen dakika harlanıyor; çok tehlikeli bir sonuca yol açmaya doğru ilerliyordu...

.

Bir hafta.

Aradan geçen bir hafta ve Jungkook yoktu. Emniyete; yeni ve sıkı denetimlerle iki ekip atanmış olayı sessizlik içerisinde konuşarak yol bulmaya çalışıyorlardı.

Ancak herkesin farkında olduğu tek şey Jungkook'tu.

Onun parlak ve güçlü düşüncelerine ihtiyaçları vardı. Ancak durumu bilen Başkan ve MinHyuk sessiz kalmakta ve onu kendi hâlinde bırakmakta ısrarcıydılar.

Vera ise bir haftadır onun yanına uğramıyor aksine gelmesini bekliyordu. Ancak Jungkook'tan beklediği adım gelmiyordu.

Git gide endişelensede toparlanacağı kanaatinde sessiz kalmayı tercih ediyordu.

Bu sondu.

Onun gelmeyeceği hepsinin yüzüne güçlü bir şekilde çarpmıştı ve Vera sağlığından şüphe duyduğu bu adamı daha fazla bırakmamak adına evinin önüne kadar gelmişti. Kapıyı çalmak için elini kaldırdığı sırada kilidi tam oturmamış kapı kaşlarını çatmasına neden oldu.

Yavaşça kapıyı ittiğinde açılan kapıya telaşla bakmış hızla içeri girmişti.

Girmez olaydı.

Paramparça içki şişeleri, yerle bir olan masa ve kitaplık, bitmiş sigara kutuları, ekranı çatlamış olan televizyon ve dahası...

Ev savaş çıkmışçasına birbirine girmiş şekilde göz önündeydi. Yavaş adımlarla Jungkook'un odasına vardığında aynı durum burada da geçerliydi. Her yer, her yerdeydi.

Tek sorun; Jungkook yoktu.

.


!! Geçiş bölümü !!









Jeon Jungkook | KS1Where stories live. Discover now