Final

397 31 12
                                    

"Güzelim hareket etmesene düşüreceksin bizi."

Şuan Sana ile birlikte küçük bir sandal da geziniyorduk. Tzuyu olayının bitmesinden 3 ay geçmişti ve bu zamanı Sana ile birlikte geçirmiştik. 1 aydır da uzaklaşmak için tatile çıkmıştık.

"Ya! Korkuyorum Jihyo!"

Sana'ya evlenme teklifi edicektim. Bunu nasıl yapmam gerektiğini çok uzun bir süre düşünmüştüm ve değişik bir şekilde yapmak istemiştim. Bu konuda Momo'dan da fikir almıştım ve en sonunda şuan da burda olmamızı sağlayan fikirde kararlaşmıştım.

Sandal da ona teklif edicektim, hiç tahmin edemediği bir yerde. Oldukça şaşıracağına emindim ve o yüz ifadesini görmek için can atıyordum. Denizin ortasına doğru gelmeye başladığımızda hareket etmeyi durdurdum.

"Jihyo hareket etsene ne bekliyorsun? Bak batacağız şimdi!"

Sana'nın bu kadar korkmasını beklemiyordum garip bir şekilde sandala binmemizi hiç istememişti ona denizden mi korkuyorsun diye sorduğumda hayır diye geçiştirmişti ama korktuğu çok belliydi.

"Sen yerinde durmazsan batarız Sana. Hem bırak korkmayı şu manzaraya bak ne kadar güzel."

Gerçekten o kadar güzel bir anda gelmiştik ki tam gün batımı olduğu için ufuk çok güzel gözüküyordu. Hava da morumsu bir renkteydi ve tam şuan mükemmel bir andı. Sana arkasını dönüp ufuğa bakarken cebimden yüzük kutusunu çıkarmıştım. Derin bir nefes alıp Sana bana dönsün diye öksürmüştüm ama hiç oralı olmamıştı. Sana diye seslendiğimde önüne dönüp bana bakmıştı. Elimde bir şey tuttuğumu gördüğünde oraya gözü kayınca ağzı şokla açıldı.

"Bunu uzun zamandır planlıyordum ve en güzel anın bu olduğuna karar verdim. Daha tanışalı yeni bir yıl oluyor ama ben duygularımdan çok eminim ve hayatımın sonuna kadar seninle geçirmek istediğimi biliyorum. Seni ilk gördüğümde benim için farklı birisi olduğunu anlamıştım, senin yanında daha önce hissetmediğim duyguları hissettim. Bana aşkın ne demek olduğunu öğrettin, birisini kendimden daha fazla düşündüğümü, önemsediğimi ve endişelendiğimi ve kendimden daha fazla sevdiğimi fark ettim. Birlikte olduğumuzda içimde oluşan o hisleri sana anlatamam güzelim çünkü anlatmaya kelimeler bulamıyorum, çok farklı bir şey. Seni hayatımın sonuna kadar seveceğime söz veriyorum ve seni çok seviyorum. İyiki hayatıma girmişsin birtanem. Seninde benimle aynı hisleri paylaştığını biliyorum ve bu anıda bir kez olsa bile hayal ettiğini biliyorum. Daha fazla uzatmayacağım. Benimle birlikte bu ne olacağı bilinmez dünya da sonsuzluğa var mısın? Benimle evlenir misin Minatozaki Sana?

"Evet evet evet!"

Sana yerinden uzanıp kocaman sarıldığında bende sarılışına karşılık verdim. Kollarım arasında minnacık bedenini sıkıca sardım. Burun çekişinden ağladını anladığımda vücudumuzu ayırmadan yüzüne baktım. Bir elimle gözlerinden akan yaşları silip gözlerini öptüm.

"Bu gözler sadece mutluluktan ağlasın."

Saçlarını okşayıp bir öpücükte oraya kondurdum. Kafamı boyun girintisine sokup derince o beni cennetteymiş gibi hissettiren kokusunu içime çektim.

"Seni çok fazla seviyorum."

"Bende seni çiçeğim."

Sarılmamız sonlandığında elini alıp kısaca öpüp yüzüğü parmağına geçirdim. Çok güzel durmuştu. Özel tasarım olan bu yüzük sadece Sana'ya aitti, onun için yaptırmıştım. Yüzüğe bakıp tekrardan boynuma sarıldı.

"Bu çok güzel bebeğim, çok teşekkürler."

"Güzelime en güzeli yakışırdı değil mi?"

Kıkırdamasıyla dudaklarına uzanıp öptüm. O daha fazlasını isteyip dudaklarını ayırmak istemeyip üst dudağımı hafifçe çekiştirmişti. Bu hareketini anlayıp bende onu yanıma daha fazla çekip aramızda ki boşluğu kapattım.

Nazik dokunuşlarla dudaklarımız hareket ederken bir elimle belini okşuyordum. Sana'yla birlikteyken anlamadığım olaydan bir taneside belinin nasıl bu kadar ince olmasıydı. Elim çok güzel bir şekilde sarıyordu ve bu his daha fazlasını istememe neden oluyordu.

Kendimi daha fazla kaptırmadan son kez dudaklarına sesli bir öpücük verip ayrılmıştım. Sana önüme oturup sırtına bana yaslayıp denize bakmaya başladı.

"Sana sahip olduğum için çok şanslıyım Jihyo, birlikte yaşayacağımız anları dört gözle bekliyorum."

"Bende bebeğim."

Kollarımı etrafına sarıp biraz daha öyle durduk. Güneş artık yavaş yavaş batmaya başladığında istemeyerekte olsa ayrılıp kaldığımız otelin sahiline doğru geri dönmeye başladık.

Günün sonunda yatağa yattığımızda bugünün gerçekten yaşanıp yaşanmadığını tekrar tekrar Sana'ya sormuştum. İnanılmaz geliyordu ama gerçekti. Sana çoktan uykuya daldığında yüzüne gelen saçları elimle arkaya doğru ittim. O taptığım suratı gün yüzüne çıktığında her detayını bildiğim yüzünü tekrardan hafızama kazımak istermişçesine inceledim.

Hayatın bana verdiği en büyük ve en güzel hediyesiydi bu kadın ve bende onu ömrümün sonuna kadar çok iyi bir şekilde bakacaktım.




İşte finaaalll nasıl bir final bekliyordunuz bilmiyorum ama ben böyle bir finali uygun gördüm. Bu kitaba destek veren herkese çok teşekkür ederim umarım güzelce ve keyifle okumuşsunuzdur. Diğer kitaplarda görüşmek üzereee<3333

Manken | SahyoWhere stories live. Discover now