13

322 27 14
                                    

Momo

Evin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Şuan kendimi çok kötü hissediyordum. Dahyunun vereceği tepkiyi kestiremiyorum ve bu beni fazlasıyla geriyordu. Telefonda konuşurken sesindeki hayal kırıklılığı tüm kalbimi elime vermişti.

Çalıp çalmama konusunda düşünürken ne olucaksa olsun diyerek bastım zile.

İkinci çalışımda kapının aralanmasıyla kafamı yukarıya kaldırdım. Gözleri kıpkırmızı bir elinde mendille karşımda duran Dahyunu görmek kendimi öldürme isteğimi arttırmıştı.

"Dahyun.. sana herşeyi anlatacağım."

"Neyi anlatacaksın Momo? Üç gündür eve gelmeyip, hiç arayıp sormayıp en sonunda yalan söyleyip, kör kütük sarhoş bir şekilde barlardan çıkmanı mı anlatacaksın?"

"Bak göründüğü gibi değil gerçekten. Şuan sinirlisin biliyorum ama gerçeği öğren ondan sonra hala kızmak istiyorsan kız ama dinle bir kere."

Biraz düşündükten sonra kapıyı açıp beni beklemeden salona doğru gitmişti. Bende hızlıca arkasından içeriye girdim. İkimizde karşılıklı oturduğumuzda hadi anlat dermişcesine ellerini önüme uzattı.

"Olayların başından anlatacağım. İlk gün eve gelmediğim zaman nerede olduğumu bilmiyordum. O gün Tzuyu beni bara çağırdı. Her zaman olduğu gibi sohbet ediyorduk. Bunu sana haber vererek yapmalıydım biliyorum ama anlık olarak gelişti her şey. Daha sonrasında masaya tanımadığım kişiler dahil oldu, o sırada içkime madde koymuşlar. Tabi ben bunu o an fark etmedim. Kafam güzel olduktan sonra ne olduğunı bilmiyorum."

Dahyun anlattıklarımı şokla dinlerken yanına gidip oturdum, ellerimizi kenetledikten sonra tekrar anlatmaya başladım.

"Dün gece Jihyo gelip beni onların elinden kurtardı. Gördüğün fotoğrafların arkası bu şekilde, hatta ben barda olduğumu bile bilmiyordum kafam o kadar uçmuştu. Sonra Jihyo kendi evine götürdü, seni aradığımda gerçekten Jihyo ile birlikteydim ve onun evindeydik. Sabahına da haberler yayılmış işte. Ve Dahyun şuan çok kötü bir oyunun içindeyiz bu Tzuyu kendi intikamı için beni koz olarak kullanacak. Manyağın gözü dönmüş Jihyo ve Sananın yakınlaşması yüzünden.

Birde eğer ki kafanda düşünüyorsan aldatılmakla alakalı bunların hepsini çıkar kafandan. Evet kafam güzeldi ve bazı şeyleri hatırlamıyorum ama seni aldatmadığıma eminim, böyle bir şeyin gerçekleşmesi mümkün bile değil sevgilim. Ben sen diye yatıp sen diye kalkıyorum, günümü seni düşünerek geçiriyorum, işteyken tüm işlerimi çabucak bitirip senin yanına gelmek istiyorum. Hayatımı sen diye yaşıyorum ben. Kafanda en ufak bir soru kalmasın güzelim, seni çok ama çok seviyorum."

İkimizinde gözyaşları artık akmaya başlamıştı. Belki kısa bir süreydi bu üç gün ama Dahyunla birlikteyken hiç bu kadar ayrı kalmamıştık. Kalsak bile en fazla bir gün falandır ve o gün içersinde de sürekli telefondan konuşurduk. Bu yüzden bu üç gün onun için çok zor olmuştu üstüne son gün çıkan haberlerde yormuştu.

Vücudunu kendime çekip göğsüme yatırdım. Kollarımıda beline sarıp doya doya saçlarını kokladım. Ait olduğum yer burasıydı işte.

------
Jihyo

Son toplantımdan da çıktıktan sonra bayılcakmış gibi hissettim. Momonun yokluğu gerçekten çok fazla belli oluyordu. O olmadığı için onun girmesi gereken toplantılarada ben girmiştim ve bugün toplam dört tane toplantıyı bitirmiştim.

Yorgunluk vücudumun her yerini sararken son kalan işimi bitirmek için atölyeme doğru çıktım. Geçen gün yarım kalan ölçüleri aldıktan sonra tüm işlerim bitecekti ondan sonra evime kavuşaçaktım.

Atölyenin kapısının önüne geldiğimde asistan Sananın beni beklediğini söyleyip kapıyı açtı.

İçeri girdiğimde Sana çoktan kıyafeti giymiş bir şekilde aynanın karşısında kendisine bakıyordu. Mükemmel derecede uyumlu olmuştu bu kıyafet ona. Kırmızı bu kadının rengi olmalıydı kesinlikle.

"Selam nasılsın?"

"İyiyim sen?"

"Fazla yorgun, tüm işler üstüme yığıldı bir an önce eve gitmek istiyorum."

Sananın yanına yaklaşıp kıyafeti inceledim. Kolları fazla geniş durması hoşuma gitmemişti daha fazla daraltılması gerekiyordu. Ellerine doğru genişleyecekti. Aklımdakileri birer birer yapmaya çalıştım.

"Dün baya bir önemli işin varmış."

"Olaylar haberlerde gördüğün gibi değil."

O da diğer insanlar gibi medyadan öğrenip ona göre konuşuyordu.

"Nasıl peki?"

Son iğneyide taktıktan sonra yüzüne bakıp açıkladım.

"Tzuyu Momoya oyun kurmuş."

Bu cümlem onu daha da meraklandırmışa benziyordu ve anlatmamı istiyormuşçasına gözlerime bakıyordu. Sandalyeme oturup anlattım.

"Benim yüzümden Momoya madde kullandırtmış, tabi onun haberi yok madde olduğundan. İki gündür kayıp olduğu için her yerde onu arıyordum, gelen telefonlada öğrenmiştim. Bara götürmüşler kızı ordan aldım bende."

"Tzuyu ne yapmaya çalışıyor?"

"Bende bilmiyorum ama ona pahalıya patlıcak. Benimle oynamaması gerektiğini öğreticem ona."

Sana anladığına dair mırıltılar çıkarıp üstünü değiştirmek için kabine gitti. Bende o sırada oturduğum yerin rahatlığıyla daha da yayıldım sandalyeye.

"Evinde uyu Park."

Sananın seslenmesiyle eşyalarımı toparlayıp kalkmıştım. Rahat yatağımda yatmak varken burda oyalanmamalıydım.

"Bana gelmek ister misin?"

Sorumla vereceği cevabı bekledim. Aramızda ki soğukluk rahatsız ediciydi boş bir sebep yüzünden aramıza engeller koyuyordu. Yanıma yaklaştığında nefesimi tuttum. Ellerini omuzlarıma çıkarıp teselli edermişcesine sıktı.

"Başkasının yanına gitmeliyim, sana iyi geceler."

Olduğum yerde put gibi kalmıştım. Bu saatte kime gidecekti? Ne yapacaklardı? Bu olay sinirimi yükseltmişti. Şimdi yatakta yatarken düşünecek konuda bulmuştum.

Bu kadar ayrilik yeter artik birlestirme zamani bence

Ve

Dahmo fici yayinladim onuda okursanizn cok guzel olur arkadaslae🤭

Manken | SahyoWhere stories live. Discover now