9. bölüm

171 61 16
                                    

Biraz daha büyüdük ve 798 kişi olduk. Ben bu yola çıktığımda 100 kişi okusa bile yeter diyodum. Şimdi şöyle bi bakıyorum... Gerçekten kitaba çok bağlanmışım. Bazı kişiler için bu bile az olabilir ama benim için çok güzel bir sayı. İnşallah dahada büyürüz. İyi okumalar.

"Herşey vatan için, can için canan için."

(Bora)
"Vazgeçtiğin zaman yenilirsin" demişti o zamanlar tanıdığım sandığım bir adam.
"Baban, baban demişti Bora."
"Hayır onun babası yok"
Tam olarak içimdeki savaş bu. Kalbimle, beynimin arasındaki savaş. Ben bu sefer beynime göre hareket edeceğim. Çünkü kalbim o adamı affet diyor. Sahi ben o adamı neden affetmiyorum?
"Seni, sizi bırakıp gittiği için."
"Hayır onu ölümün eşiğinde bırakıp gittiği için"

Şu duruma gelmemin tek sebebi babammı? Buna içimdeki sesten önce ben cevap veriyim. Hayır. Annem, şu an karşımda duran kardeşim. Hiç bir zaman asker olammı istemediler. Akademiyi kazandığım zaman beni evlatlıktan reddetti annem. Soyadım benimle durdu ama keşke durmasasaydı.

"Sen bilemezdin babanın kırmızı listede yer alan bir terörist olduğunu"
Evet benim babam bir terörist. Nasıl bir askerin babası terörist oluyor? Akademiyi kazandığım zaman babam ölmüştü. Yani Mert Kara ölü, ama Ejder yaşıyormuş. Benim babam beni ölümün eşiğinde bıraktı. Yani kalbimin altından vurup beni öldürmeye çalıştı.

Şimdi karşımda Eda Kara duruyor. Yani beni reddeden kardeşim.

Herkes bir cevap bekler gibi bana bakıyor. Ben ne cevap vereceğim?
"Nasılda büyümüş kalk sarıl Bora"
"Neden gelmiş daha çok canını yakmak içinmi? Sen nasıl böyle bişey söyleye bilirsin?"
"Ben affettim"
"Ben affetmem"

"Neden geldin?" Sinir dolu bir sesle. Timdekilerin anladığı için bana baktılar. Ama o onunla konuştuğum için bir mutlulukla baktı.
"Se-senin için" sesi titremişti. Şuan ona karşı içimde bir mutluluk belirdi. Sesi değişmişti, dahası büyümüştü.
"Affedeceksen bile böyle kolay affetme Bora"

"Benim için öylemi biraz geç kalmadınmı?"
"Kaldım desin"
"Demeyecek"
"Hayır"

Aldığım cevabla gözlerimi yumdum.
"Bişey konuşmak istiyorum" gözlerimi tekrardan açtım.
"Dinliyorum"
Timde tek tek gözlerini gezdirdi.
"Yalnız"
Tim kapıya doğru yöneldi.
"Yanlızın şuan"
"Değ-"
"Uzatma konuş ve pek sevgili annenin yanına git"
Önce derin bir nefes aldı. Sonra gözüme baktı. Bu bakışlarıyla "Beni anla"'mı demek istiyor.
"Biliyorum akademiyi kazandığın zaman sana karşı durdum. Ama hata ettim bunu şuan daha iyi anlıyorum."
"Anlaması neyi değiştirir?"
"Hiçbir şey"
Doğru anlaması hiçbirşeyi değiştirmez.
"Anlaman hiçbirşeyi değiştirmez"
"Biliyorum abi. Annem sana yaptığının aynısını bana yaptı."
Onundamı hayalindeki mesleğin olmasını istemedi.
"Neyi yaptı?"
"Banada "şirketten bir iş yap Ceo ol" dedi hayalime karşı çıktı hukuk okumamı istemiyor"
"Sende bana geldin?"
"Kalacak hiçbir yerim kalmadı. Bende buraya geldim."
Şuan ne demem gerekiyor?
"Sana güvendiği için senin yanına gelmiş"
"Hoşgeldin demen gerekiyor"
"Hoşgeldin"
Yüzüme inanmak ister gibi baktı. Bunu benden beklemiyormuydu?
"Sana sarılabilirmiyim abi?"
Abi. Bana abi diyor.
"Gel" kollarımı iki yana açtım. Oda bekletmeden kollarımın arasına girdi.

Mahşer MavisiWhere stories live. Discover now