2. Bölüm

297 145 42
                                    

Önceki bölüm kısa olduğu için kusura bakmayın. Bu bölüm telafi etmeye çalışacağım. İyi okumalar.🖤

  Güneş iki dağın arasından içimizi ısıtacak şekilde yeni yeni görülmeye başladı. Bu  içimizdeki ateşle bizi yakıyor.
   "Komutanım şerefsizler vurdukça artıyor"~Ateş
"Bir yandan geliyorlar Komutanım "~ Bora
"Vur o zaman Bora işin ne senin"
"Emredersiniz komutanım "~ Bora
Mermi seslerine bir ses daha eklendi, çalan telsizin sesi.
"Kilit 1 emredin komutanım"
"Kilit 1 ne durumdasınız"
"Bir yandan artıyorlar komutanım"
"Çiğdem konuşmayı bütün Kilit unsurlarının kulaklığına bağla"
Yavuz komutanın sesi bütün kulaklıklarda duyuluyordu artık.
"Çocuklar kendi canınızdan, kanınızdan olmasada kardeşiniz bildiğiniz silah arkadaşınızdan birini kaybettiniz acınız büyük buna bütün kalbimle inanıyorum. O adamı bugün buraya getireceksiniz, ne olursa olsun sizde buraya gittiğiniz gibi geleceksiniz bu bir emir değil ricamdır."

***
Yavuz komutanın bizimle konuşmasının üstünden 32 dakika geçti. Tim Yavuz komutan konuştuktan sonra ağzını açmadı.
"Komutanım"~Bora
"Ne var "
"Yüksek bir yere çikabilirmiyim? Bulunduğumuz konum belli bir açıdan sonrasını görmüyor."
"Çık"
"Emredersiniz komutanım"
Bora ayağa kalkıp arka taraftaki kayalıklara doğru ilerledi.Tam 18 dakika boyunca silahlardan çıkan mermi sesleri duyuldu.
"Komutanım güney tarafından gelenler var." ~Gül
"Bulunduğumuz konumdan ayrılmayacağız. Kuzey tarafı kayalık, batı kayalık sadece doğu ve güney tarafı var. Yön değiştirin."
"Emredersiniz komutanım"~Hep bir ağızdan.
Çatışma devam ediyor ve biz buraya sıkışıp kaldık. Kullaklıktan tekrar Yavuz komutanın sesi geldi.
"Kilit unsurları ne durumdasınız?"
"Komutanım sıkışıp kaldık. Doğu ve güney tarafından."
"Belli bir kısım ilerlemeye devam etsin, belli bir kısımda kalıp çatışmaya devam etsin."
"Komutanım başka bir yol-"
"Yok, olsa bu teklifi size sunmam eğerki hep birlikte durup çatışmaya devam ederseniz adam kaçar en mantıklı yolu bu."
Ses gelmeyince Yavuz komutan devam etti.
"Bu bir emirdir."
Kısa bir süre timle birbirimize baktık. Hepimizin gözünde aynı ifade vardı. Hep birlikte burda kalacaktık.
" Komutanım, en son sizden böyle bir emir aldığımızda gene sınır dışındaydık, gene aynı adamın bir başka köpeğini yakalamaya  gelmiştik, ve ayrıldık bir grup o adamı yakalamaya gitti, diğer bir grup burda kalıp çatışmaya devam etti. Biz o adamı yakalayıp ayrıldığımız yere geldiğimizde Ömer kanlar içinde yerde yatıyordu. Bize son sözleri birbirinizi asla bırakmayın  görev bile olsa dedi. Biz bu göreve çıkmadan önce kardeşimiz mezarına gittik her birimiz toprağına avcumuzu bastırdık ve dedikki "kardeşim birbirimizi asla bırakmayacağız görev bile olsa Söz".
Derin bir nefes aldım ama konuşacak cesareti bulamadım, sanki boğazımı bir el sıkıyordu, kaç dakika beklediğimi bilmiyodum Yavuz komutanın sesi kulaklıktan gelince o zaman toparlana bildim.
"Yani"
Ses çatallaşmış, ince güçsüz bir sese dönüşmüştü.
"Komutanım o adamı elbet yakalarız ama önce burayı temizleyelim."
"Verilen emri çiğniyorsunuz farkındasınız değilmi?"
Bu olacaklara hazırmısınız demekti.
"Evet komutanım emri çiğniyoruz"
Timin herbir üyesinin gözlerine teker teker ama kısa bir bakış attım, sonra sözüme devam ettim.
"Hepimizin kararı"
Kulaklıktan ses kesildi ve 45 dakika timden kimse konuşmadı. Bu sessizliği biz değil karşı taraf bozdu.
"Boşuna ugraşmiyasin komitan buradan çıkış yok"
"Bu kim ya? Bora bi bak" ~Ayaz
"Komutanım bakmaya ne gerek var adamlarda yüz yok"~Talha
"Bu konuşan sizin en düşüktü demi?"
"Aaa şansa bak bizim en düşük rütbe sizin aranıza sızıp 1 ay hiçbiriniz fark etmedi" ~Ali
"Senin sesini hiç duymadım yenimi geldin bu time"
"Yok o genelde kısa ve net konuşur sizin gibi boş boş atıp tutmaz"~Ayaz
"Komitan komitan sen niye böylesin herşeye atlayıp hiçbişeyi beceremiyosun?"
"Ayaz komutan isterse seni kendi kanında boğar"~Ferhat
"Neden yapmıyor komitanlarımı izin vermiyor? Kıyamam sen bu yaşına gelmiş hala birinden izinmi alıyorsun komitan"
Etrafta kahkaha sesleri yayıldı.
"Sen önce adamlarına söyle ellerindeki silahı doğru tutsun az önce biri arkadaşını kıçından vurdu. Yazık adama acıdan deliye döndü."~Bora
"Sen nerdesin?"
"Biz sizin gibi şerefsizlerin olduğu her yerdeyiz"~Erdem
"Çok güveniyorsunuz kendinize. Kimse bu yüzden yanınızda değil "
"En azından kaybetsekte, kazansakta başımız dik sizin gibi başımız yerde sürünmüyoruz"~Gül
"Bide ne var biliyormusun siz Türk'leri karşınıza alarak kaybettiniz ötesi yok"~Bora
   Bora adamlardan 7 tanesini daha öldürdü. Ama o adama dokunmadı.
"İşte siz böylesiniz adam gibi konuşmuyorsunuz"
"Biz karşımızda adam varsa konuşuruz"~Ali
"Bu adamları durduk yere neden öldürdüm biliyormusun? Silahlarının emniyeti kapalı.
Siz doğru düzgün bizim karşımızda duracak adam seçin ondan sonra konuşalım."~Bora
"Silahların emliyetini açın!"
"Bora bu adam haddinden fazla konuştu vur artık"
"Komutanım bu adam o adam"~Bora
"Ne olursa olsun o adam yaşıyacak"
"Altan telsiz"
Altan telsizi getirdi. Telsiz 19 saniyede açıldı.
"Kilit 1"
"Söyle"
"Komutanım o adam çatışmada"
"O adam yaşıyacak"
" Emredersiniz komutanım"
Telsiz kapandı.
"O adam yaşıyacak diğerlerinin öyle bir şansı yok"
"Emredersiniz komutanım"~Hep bir ağızdan
Sonra mermi sesleri gelmeye başladı.
***
  Tam 49 dakika sonra timden sesler gelmeye başladı.
"Son şarjör"
   Bir 11 dakika sonra timden tekrar ses geldi.
"Bitti"
"Bora yanımıza gel, sizde hep birlikte buraya gelin"
  Tim yanıma geldi. Kulaklığı iptal ettim, adamlar atış yapmaya devam ediyordu. Konuşmaya başladım.
"Bundan yaklaşık 2 saat önce komutanın verdiği emiri çiğnedik, bunu tek ben değil hep birlikte seçtik.Eğerki buradan sağ çıkarsak ne olacağı belli, burada hepinizle ayrı ayrı bağ kurduk. Birlikte güldük birlikte ağladık, ben çok mutluyum sizinle tanıştığıma abi kardeş olduğuma hepsinden ayrı ayrı mutluyum bu benim kendi kararıma bağlı değil sizinde kararınıza bağlı ne yapalım?"
   Timden bir süre ses çıkmadı.
"Komutanım karar sizin ne yaparsanız biz tamamız"~Gül
"Vuralım burayı komutanım"~Bora
"Nasıl yani"
"Gelsinler burayı vursunlar komutanım bu şerefsizlerin silahından çıkan kurşunla ölmeyelim komutanım."~Bora
"Evet komutanım üç yolumuz var,ya bu şerefsizlere teslim olacağız, ya bu şerefsizlerin silahından çıkan mermiyle öleceğiz yada üstünde ay yıldız olan sihalarla öleceğiz."~Ateş
Bir süre sessizlik oldu. Sonra tim ararda,
"Ben üçüncüden yanayım komutanım."
"Bora o zaman komutanla sen konuşacaksın"
"Emredersiniz komutanım"
Bora telsize uzandı ve bir süre bekledi"
"Evet"
"Kilit 6"
"Dinliyorum Bora"
"Komutanım vurun burayı"
"Ne"
"Komutanım biz o şerefsizlerin silahından çıkan mermiyle ölmek istemiyoruz"
"Bütün timin kararımı?"
"Evet komutanım. Sizinle çalışmaktan hepimiz onur duyduk, hakkınızı helal edin"
"Helal olsun asıl ben onur duydum"
Bir süre ne bizden nede Yavuz komutandan ses geldi.
"Bağlıyorum"
4 dakika bekledik.
"Bayraktar 1 dinlemede"
"Kilit 6 konuşuyor, size gönderdiğimiz koordinatları vurmanızı istiyoruz"
"Anlaşıldı siz koordinatların neresindesiniz"
"Yaklaşık 64 metre uzağında"
"Doğru anladım değilmi kendinizi vurmamı istiyorsunuz?"
"Evet"
"Alçak ve uzaktan atış yapacağız belki bir ihtimal olabilir"
"Nası yaparsanız"
"Atışa 8 dakika"

***
  "Sizden bişey istiyeceğim"
"Emredin komutanım"~Talha
"Emir değil rica son bir kez sesimiz bu dağlarda duyulsun, son bir kez hep birlikte söyleyelim."
Ayaz başladı, ardından bütün Tim devam etti.
"Bir ay doğar ilk akşamdan geceden
Neydem neydem geceden.
Şavkı vurur pencereden bacadan,
Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben.
Uykusuzmu kaldın dünkü geceden neydem neydem geceden.
Bizi bölen pilotun sesi oldu.
"10,9,8,7,6,5,4,3,2,1"
Daha sonra iki roket sesi.
***
Yıllar sonra babamın yaşadığı kaderi yaşıyorum. Bundan 1 yıl önce bana Cihan babanın yaşadığı hayatı yaşayacaksın derseler inanmazdım. Ama şimdi onu daha iyi anlıyorum yüzünde aynı timdeki gibi bir gurur vardır içi hiç olmadığı kadar rahattır. Küçükken hep babamı suçlardım. Beni , Zehra'yı, annemi bıraktı ve bizi ayırdılar diye. Ben saymayı babamla, Ömer amcayı beklerken öğrendim. Anneme aynı acıyı yaşatmaya hakkım varmı yok ama birileri yaşasın diye birileri ölür. Birileri yaşasın diye Birileri göz yaşı döker. Annem belkide bunu ikinci kez yaşayacaktı. Ben babamın cenazesinde siyaha küstüm onun saçları olan siyaha. Belkide şimdi küçük bir çocuk küsmez siyaha ama annem küser. Bilmiyorum.

Mahşer MavisiWhere stories live. Discover now