7. Bölüm

143 80 11
                                    

  Bölümleri biraz daha uzatmaya karar verdim. İyi okumalar
                                 (Taha)
    Tim ilk kurulduğu zaman, bir time bu kadar alışacağımı düşünmemiştim. Birbirinize canımızı veririz ama yakın olamayız diye düşünürdüm hep. Şimdi o halime gülüyorum. Böyle bir timin olursa yakın olunmazmı? Şuan hepimiz Cihan komutanımın, Bora komutanımın yerinde olmak isterdik bunun için canımızı bile verirdik. Adımın Taha olduğu kadar eminimki onlarda şuan iyki ben burdayım, bu haldeyim diye düşünüyorlardır. Ben timin en küçücüğüyüm, yani çömez'i.
    En çok uğraşılan kişi olabilirim. Belkide bana sevgilerini böyle gösteriyorlardır. Yada ben böyle düşünüyorum bilmiyorum. Bana hep bişeyleri ögretme çabasındalar. Belkide el bebek gül bebek büyüdüğüm için beni gerçek hayatla yüzleştiriyolardır.

  Cihan komutanınıma bişey oldu. Erdem komutanım dediğine göre kriz geçirdi. Kalp masajı yapıyor doktor. Time teker teker baktım. Biz ne ara bu hale geldik. Yüzümüzde bir korku, endişe oldu. Korkusuz diye anılan Kilit neden şimdi korkuyor?

  Biz neden burdayız bu koridorda acaba ölecekmi, yaşıyacakmı? Diye merak içerisinde bekliyoruz? Gerçek hayat varken neden aynı döngüyü tekrar tekrar yaşıyoruz?
  "Çünkü bizimde sınavımız bu"~Bora
"Komutanım"
"Efendim kardeşim"
"Ben şey yapıyordum şey"
  Sahi ben ne yapıyordum? Bora komutanıma böyle dedim ama ne yaptığımı biliyormuyum ben?
"Sorguluyorsun, biz neden burdayız diye düşünüyorsun"
"Evet galiba öyle komutanım"
  Ben öyle yapıyorumda Bora komutanım bunu nerden biliyor? Acaba dışımdanmı söyledim?
"Komutanım"
"Hıh"
   Bana değil karşıdaki duvara bakıyor. Ama ben onun beni dinlediğini bilmiyorum. Onunda kafasında cevabını bilmediği sorular var. Peki ben onun bana yaptığını yapabilecekmiyim? Galiba hayır.
"Taha ne diyeceksin?"
"Ha şey komutanım"
"Ney"
"Siz bunu nerden biliyorsunuz?"
"Neyi"
"Biliyorsunuz işte komutanım"
"Biliyorum. Burdan biliyorum"
  Elini kalbine götürdü.
"Ben senin ne düşündüğünü diğerlerinin ne düşündüğünü burdan biliyorum. Anlıyorum gözlerinden, ağız yalan söylesede göz yalan söylemez kardeşim. En en önemlisi burası yalan söylemez"
  Elini kalbinin üstüne iki kez vurdu.
"Peki sorunun cevabı ne? Gerçekten bu bizim sınavımızı?"
  Artık bişeyleri gerçekten öğrenmek istiyorum.
"Değil, hiç kendi elinle imzaladığın bir sınav olurmu?"
"Sende bilmiyorsun demi komutanım?"
"Bilmiyorum" Yüzüme pişmanlıkla baktı.
   İkimizde sustuk. İçimden geçirdiğim soruların cevabını almasamda, kendim yalnız hissetmedim. Bazen susmak en büyük ilaçtır derler. Bizde öyle yaptık, sustuk. Bora komutanımın eli omzunda öylece bekledik. Ve anladımki biz konuşmasakta birbirimizin yaralarını sarabiliyoruz.

   Ne kadar süre öyle durduğumuzu bilmiyoruz ama içerden doktor çıktı.
  Bora komutanımı sürüp doktorun olduğu yere doğru gittik.
"Durumu nedir?"~Ayaz
"İyi olacak değilmi doktor bey oğlum?"~Nuray teyze
  En çokta Nuray teyzeyi böyle görmek canımızı sıkıyor. Buraya her geldiğinde yüzü gülen kadın artık gülmez oldu. Sanki yaşlandı, çöktü. O kadar zorluğa baş gelen kadın oğlunu bu halde görünce çöktü. Ve bizim elimizden hiçbişey gelmiyor.
"Çok güçlü ve direniyor. Durumu kötü değil, normal odaya hemen şimdi alınmaz, biraz daha kalması gerek. Ben emin oldum oğluna bu durumda hiçbirşey olmaz. Bilinçi yerinde teyzem git gör oğlunu"
"Allah senden razı olsun oğlum. Allah seni sevdiğine bağışlasın"
"Amin teyzem amin. Allah senin oğlundan razı olsun, Allah arkanda duran aslanlardan razı olsun. Onlar var olduğu için biz varız"
  Nuray teyzenin elini öptü ve gitti.
"Hadi gir içeriye bekletme oğlunu"~Ayaz
  Nuray teyze sanki bu anı bekliyormuş gibi heyecanla içeriye girdi.
"Hadi Bora Cihan iyimiş normal odaya alınınca ben sana gelip haber vereceğim. Git ve dinlen."~Ayaz
"Emredersiniz"
İkiletmeden gitti.
"Komutanım müsaadeniz olursa bende yanına gidiyim."~Ateş
"Ne soruyon koş yetiş adama"~Ayaz
  Ateş komutanım koşarak gitti.
"Bütün deliler bizimle ya"~Ayaz komutanım sessizce söyledi. Galiba bütün tim duydu ve kahkaha attık. Uzun bi aradan sonra ilk kez böyle gülüyoruz. Artık derin bir nefes verdim.
                                (Ateş)
   Cihan komutanımın haberini aldıktan sonra Bora odaya dinlenmeye gitti, bende peşinden geldim.
"Ömrümden ömür gitti ya"~Bora
"Sen birde bize sor bir yandan sen bir yandan Cihan komutanım öldük öldük dirildik valla"
"Ben iyiyim"
"Şimdi iyisin"
"Her neyse"
  Odanın kapısına geldik. İçeriye girip Bora yatağa uzandı. Bende bi elimi yüzümü yıkadım.
"Bi çay içekmi?"
"İçek"
"O zaman ben iki tane çay kapıp geliyom"
"Hadi bekliyom"

Mahşer MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin