11🍼Uyuyalım

1K 85 25
                                    

adı ataullah olan ilk ve tek queer

adı ataullah olan ilk ve tek queer

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

11| Uyuyalım

"Susar mısın artık, lütfen bak." dedi Yekta kucağındaki bebeğine. Yalvarıyordu artık çünkü neredeyse üç saattir bebeğini uyutmaya çalışıyordu. Ama küçük Yunus sanki inatlaşıyormuşçasına direniyordu uyumamak için.

Oflayarak saate baktığında neredeyse iki olduğunu gördü. Gece yarısı çoktan geçmiş, Ege hala eve gelmemişti.

Pes ederek bebeği yatağa yatırıp yanına uzandı. Sessizce tavanı izleyen çocuğa gülümseyip işaret parmağını bebeğin yanağında usulca gezdirmeye başladı. "Hala inanamıyorum biliyor musun, senin benim bir parçam olduğuna. Benim için o kadar imkansız o kadar uzaktı ki baba olmak. Bir kere bile oturup hayalini kurmamı-" cümlesini tamamlamak üzereydi ki aklına çocukluğundan kalan kısa bir anı geldi.

Ege'lerin evinde kaldığı, sabaha kadar uyumak yerine oyunlar oynayarak birbirlerini yordukları o geceye daldı. Henüz 12 yaşındaydılar ve ilk defa beraber hayal kuruyorlardı. Yastık savaşı sonrası nefes nefese kalan bedenlerini yatağa bırakıp tavanı izlerken kıkırdamaya devam etmişlerdi. Derken Ege ciddileşip Yekta'ya bir gün baba olmak istediğini söylemişti. Yekta şaşırsa da tuhaf bir tepki vermemişti. Onun yerine "O gün yanında olmak isterdim." demişti. Ege ona her ne kadar gelecek hayallerini sorsa da Yekta şu an hiçbir şey düşünmediğinden bahsediyordu. Belki de futbolcu olabilirdi, kim bilir.

"Tamam bak bir seferlik hayal et. Evlendiğini, baba olduğunu... Şey, ikimizde babaymışız tamam mı? Ne canlanıyor aklında?"

Tavana bakmayı kesip Ege'ye döndü küçük Yekta. "Eğer ben baba olacaksam ve aynı zamanda sende baba olacaksan, biz beraber mi çocuk yapmış oluyoruz?"

"Ne?" diye bağırdı Ege beklemediği cevapla. "Hayır, ne, dur bilmiyorum..."

Yanakları kızaran arkadaşına gülümseyip "Kızın olsa adını ne koymak isterdin Ege?" dedi.

Değişen konuyla birlikte rahatlayan Ege kısa bir süre düşünüp "Betül, galiba. Sen?"

Yekta sorusunu duymazdan gelip "Peki oğlun olsaydı?" dedi. Ege cevap vermişti, vermişti ama şu an yatakta Yunus'u izleyen 21 yaşındaki Yekta nedense sorusunun cevabını hatırlayamamıştı. İçi sıkıldı.

Geçmişinden sıyırılıp oğluna döndü tekrar. "Demeye çalıştığım, bunun için hazır değilim Yunus. Ben daha kendi göt- kendime sahip çıkamıyorken..." nedense küçük oğluyla konuşurken küfür etmek istememişti "...senin gibi küçük, minik ve sorumluluk gerektiren bir cana hiç sahip çıkamam. Bunu ister kaçmak, ister korkaklık olarak düşün. Ki sanırım bir on beş yıl sonra düşünmeye başlarsın bunları. Baksana... sana oğlum bile diyemiyorum, ne olacak böyle? Alışamadım ki hala."

Bir anda kıkırdamaya başlayan bebekle tebessüm etti dudakları. O kadar tatlı, o kadar sevimli, güzel bir çocuktu ki yanında yatan... alamıyordu gözlerini. Gülüşüyle istemeden gülüyordu o da.

Derken dış kapıdan gelen anahtar sesini duyunca hızla yerinden kalktı. Yunus sessiz sakin yatmaya devam ederken yatak odasından çıkıp içeri yeni giren Ege'yi karşıladı. "Yavrum nerede kaldın? Merak ettim, çok geç oldu." O sırada her seferinde sabaha karşı geldiğini ve çoğu zaman Ege'nin kendisini beklerken koltukta uyuyakaldığını hatırladı. Gerçekten hesap sormaya hakkı yoktu. "Yorgun musun? Açsan bir şeyler ısıtayım?"

Gökalp'in kendisi adına yazdığı mesajlardan sonra iki gündür Yekta'nın yüzüne bakamıyordu Ege. Utanıyordu sebepsiz yere. Her ne kadar 'Keşke bende böyle yazabilecek kadar cesur olsaydım' diye düşünüyor olsa da bir yanı Yekta'ya kıyamıyor çok sert davrandığını düşünerek geri adım atıyordu. Boğazını temizleyip "Aç değilim, uyurum sanırım." diye mırıldandı.

Yekta'nın yüzü daha çok düşmüştü. Dayanamayıp bir hamle yaptı ve Ege'yi kucağına aldı. Çocuğun şaşırmasına fırsat bile vermeden "Bağırma sakın Yunus ağlar." dedi.

"Ne yapıyorsun Yekta şu an?"

"Bebeğimi odasına götürüyorum, bir sorun mu var?"

Ofladı Ege. Bir yandan da hoşuna giden yüz ifadesini çaktırmamaya çalışıyordu. "Ne gerek vardı şimdi?" Cümlesinin bitmesiyle Yekta yatağa bırakmıştı onu.

Yanına oturup yastığa yaslandı. "Özledim seni, kaçmaman için yaptım."

Ege'de aynı şekilde başını yastığa yasladı. "Ama benim uykum var, o ne olacak?"

"Uyu..." dedi Yekta düşünmeden "...beraber uyuyalım. Kollarımda uyu."

.

ben bunlara nasıl smut yazıcam
ege cok soft kıyamam ki

Wanna Be Yours | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin