17 : bir söz daha

824 140 91
                                    

···

Jisung kendine gelip üzerini değiştirdikten sonra doktorunun yanına gitmişti. Masasına oturmuş, bir şeyler karaladığını gördüğü doktorunun arkasına geçip biraz eğilmişti.

"Resim mi çiziyorsun, doktor?"

Aldığı olumlu jestle geri çekilip elleriyle oynamaya başlamıştı.

"Ben biraz acıktım da, yemek yiyebilir miyiz? Dün akşam da yememiştik." Bu dediğiyle gelen başını duvarlara sürtme isteğini bastırmaya çalışıp bir gülümsemeyle cevap verdi.

"Marketten-"

"Ben de gelebilir miyim? Lütfen!" Ellerini çırparak zıplamaya başlamıştı, bunca zamandır pencere haricinde dışarıyı görebilmeyi çok istiyordu.

Minho açıkçası emin değildi. Suçlu görülen biriyle kendisi uğraşabilirdi ancak diğer insanlar ne düşünür ya da nasıl hareket ederdi, bilemiyordu.

Yine de önündeki bu tatlılığa dayanamayıp başını salladı. "Güvenlik görevlisini çağıracağım."

Jisung bunu kabul edemezdi işte. Yine mi aralarına biri girecekti? Asla istemiyordu tekrarlayan bir vakayı.

"Uslu duracağım, yanından ayrılmayacağım. Hatta istemezsen konuşmam bile!" dedi. Eliyle ağzına fermuar çektiğinde Minho dilini yanağının içinde gezdirirken başını olumlu anlamda salladı. Bu sefer içinden güvenmek gelmişti.

Jisung'un da kendisini kanıtlamasına izin vermeliydi sonuçta. Özür dilerken yaşadığı pişmanlığı görmüştü. Tekrar yapmayacağına inanmayı tercih ederek "Tamam," dedi.

"Yalnızca başkalarıyla konuşma."

Ellerini çırpıp şişirdiği yanaklarıyla hoplaya zıplaya odadan çıkmış, Minho da cüzdanını alıp arkasından gitmişti.

Ayakkabılarını giyip anahtarı da aldıktan sonra sonunda evden çıkabilmişlerdi. Minho, parmaklarını Jisung'un parmaklarına dolayıp iyice kavramış, onay bekleyen bakışlarıyla Jisung'a dönmüştü.

Bu ani hamleyi beklemeyen Jisung yutkunsa da kendine gelip önden ilerleyen doktorunu takip etmeye başlamıştı.

Geldikleri market oldukça büyük ve saate rağmen kalabalıktı. Minho tekrar uyarısını yapmak için Jisung'a yaklaşıp kulağına fısıldadı.

"Elimi bırakmak yok, söz mü?"

"Söz!"

Sözlerini hiç tutamayan Jisung, doktoruna verdiği sözü tutacağına dair bir söz daha vermişti.

Evdeki ihtiyaçları yazmayı unutmuş olsa da ne alacağını hatırlıyordu Minho. İlk iş olarak içeceklerin satıldığı yere geldi.

Jisung'u peşinden sürüklüyor gibi göründüğü için elini biraz gevşetmişti. Buna karşılık Jisung biraz daha yaklaşarak eskisine göre daha sıkı kenetlemişti parmaklarını.

Gerçekten de söz verdiği gibi uslu durmuş, Minho'nun elini bir saniye dahi olsun bırakmamıştı. Zaten temastan hoşlanmıştı, bozmasına gerek de yoktu.

Kendisini, annesi tarafından korunan yavru kanguru gibi hissediyordu. Doktoru ona her şeyden korumak istercesine narin yaklaşıyordu. Hayatı boyunca tatmamıştı böyle duyguları.

Kardeşi annesi için daha önemliydi, Jisung o evde yalnızca var olan biriydi. Değersiz olduğunu hatırlıyordu her nefes aldığında.

Ancak Minho ile tanıştığından beri sevilebileceğini keşfetmişti. İlk kez değerli olduğunu düşünmüştü. İlk kez insanlara davrandığının karşılığını görmüştü.

Sürekli teşekkür etmek istiyordu doktoruna. Kendisini sevdiği, diğerleriyle aynı kefeye koyduğu için. İnsan olduğunu hissettiren bu adama hayatını adamak istiyordu.

Hayran bakışlarla izlediği Minho elini gözünün önünde sallayıp çıkmaları gerektiğini söylediğinde gelebilmişti kendine. Başını olumlu anlamda sallayıp pıtı pıtı peşinden gitti.

"Ben de yardım edeyim mi, doktor?"

Ağır poşetlerden birkaçını cevap dahi beklemeden eline alıp gülümsemişti. Minho her ne kadar onu yormak istemese de hiçbir şey demeden önüne döndü.

Alışmıştı bu inatçı tavırlara.

···

Jisung'un aklındakileri daha fazla yansıtmak gibi bir hedefim var hehe

Minho zaten her şeyi işine bağlıyor, biliyoruz bunu. Ama Jisung'un hisleri onunkilerden daha önemli sonuçta hasta olan o ve kitap daha çok Jisung'un hayatını içeriyor.

Olay denizine dalış yapıyoruz azıcık, minnacık 🤏🏻 kaldı tutun nefesleri hwğuuu

Bu arada olay çıkaracak gibi davranıp da olaysız bölüm yazmak çok keyifli nereden bildiğimi sormayın ÜQĞWKDÖAİWLS

Okuduğunuz için teşekkür ederiiiimm🤍🌟

maniac ✓Where stories live. Discover now