[ 6 ] Platonik aşk

13 4 0
                                    

Bölüm şarkısı;

İkilem - Kördüğüm

Bilmezdim bilmezdim bu acıyı senden önce
Ne gündüzüm ne gecem, geçmiyor bilmesen de
Ben bana ayrı düştüm sevdam, oldu kördüğüm
Kim dayansın bu derde, senden geçtim sayende
Şu canım kör kafeslerde
Yok anahtarları bende
Kuş olup konsam gönlüne
Senin olsam, senin olsam

Çözemedim düğümlenir boğazımdaki sözler
Sevemedin benim kadar, göremedi bu gözler
Ben bana ayrı düştüm sevdam, oldu kördüğüm
Kim dayansın bu derde, senden geçtim sayende
Şu canım kör kafeslerde
Yok anahtarları bende
Kuş olup konsam gönlüne
Senin olsam, senin olsam

Kirpik uçlarına kadar aşık olduğunuz birisi varsa, unutmak kelimesini unutun.

İlk tanıştığımız gün gelmişti aklıma. Konuşmak için onca prova yapmıştım ayna karşısında. Kağıtlara yazarak ezber yapmaya çalışmıştım. Karşısına çıkınca unutmuştum ne diyeceğimi.

Sadece, "Sev beni." diyebilmiştim.

"Olur." demişti o da.

Hele ellerimi ilk tuttuğu an... Sanki göğüs kafesimden elini içeri sokmuş da yüreğimden tutmuştu. Kelebek sürüsü yaşıyormuş midemde, nereden bileyim. Yüreğimden tutmuştu, nasıl tuttu ise elinde kaldı işte.

Yanımda uyurken, hiç mi hiç olmazlardan bir hikaye yaratmış, elimden tutup benimle birlikte bilmediğim rengarenk gezegenlerde yanımda yürümüştü. O yokken renkleri bilmiyormuşum gibi onunla keşfetmiştim.

Ne büyük bir aptal olduğumu o an çok net idrak ettim, tek taraflı olan hiçbir hissin oluru yoktu. Bir insanı olduğundan büyük görüp kendimi küçülterek ne çok zarar vermiştim kendime.

"İçeri girelim mi?" diye sorduğunda hala orada olduğunu anlamıştım. Uzatmayıp onu onaylamam sadece bir baş hareketiyle gerçekleşirken amfiye doğru ilerledi, hemen arkasındaydım. Aramızda sadece bir adım vardı ve parfüm kokusu burnuma doluyordu. Aynıydı Kim Taehyung, tam anlamıyla hatırladığım gibiydi.

Gittiği gün, son zannetmiştim. Son kez sarılmış, son kez öpmüş, hatta son kez görüyordum. Hoş, öyle olmadığını bilmem bir şeyleri değiştirir miydi, bir fikrim yok.

Amfinin ön sıralarına gidene kadar ter içinde kaldım.

Merdivenlerden inerken onu izliyordum. Üzerindeki siyah takım ve beyaz gömleğiyle hemen önümdeydi. Bir şeyler dediğini duyabiliyordum ama dinleyemediğim için kelimeler havaya karışmaktan başka bir şey yapamıyordu.

Oturmak için bir yer bulduğumda kimseyi tanımadığım bir ortamda, sebepsizce birbirini tanıyan insanlara nefretle bakıyordum.

Suskun ve derbeder geçiyordu ilk günüm.

Anlattığı şeylere ara verirken siyah takım elbisesinin ceketine düzen vererek bize döndü ve hafif bir selamın ardından bana baktı. İçimde filler tepiniyordu o bana bakarken. O gözlere öyle hasret kalmıştım ki... Tanıştığımız ilk gece ömrümün sonuna kadar unutmayacağımı bildiğim o gözlere çok uzun bir süre hasret kalmıştım... Bana baktıkça kendimi seviyordum.

Vengeance •• taekookWhere stories live. Discover now