[ 5 ] Basit bir ihtiyaç

13 3 0
                                    

Bölüm şarkısı;

Hepsi - Kalpsizsin

Senin iyi bir kalbin olduğuna
İnandım, bekledim sabırla
Ama kabul, yanıldım
Sen yalandın
Ne kadar uğraştıysam olmadı
Aşk sana bir türlü yakışmadı
Kimsin, kimsin?
Kalpsizsin, kalpsizsin
Sözüne hiç (Hah ha) güvenilmez (Hah ha)
Sana aşktan (Hah ha) bahsedilmez
Kalpsizsin
Kimseyi görmezsin
Yüzüne gülmezsin
Kendine hayransın
Bencilsin, sevemezsin
Aynalara bir bak
Senden güzel mi var?

Kalbin taş mı oldu yoksa?
Senin için sevmek de zorsa
Yalnız kal, akıllan artık
Bak dünya dönüyor
Kimseyi görmezsin
Yüzüne gülmezsin
Kendine hayransın
Bencilsin, sevemezsin
Aynalara bir bak
Senden güzel mi var?

Günlerim birbirine ayna tutmuş gibiydi, iç içe geçmiş binlerce ayna. O kadar aynıydı ki her şey, baktıkça gözlerim kamaşıyordu. Hep aynı monotonlukta, aynalarla dolu bir odanın içinde aynalar tarafından dışlanmış şekilde hayatımı izleyip duruyordum sanki. O kadar uzun süredir bu şekilde yaşıyordum ki, sanki normali buydu.

Buraya, bu eve geldiğim günden bu yana sadece kahvaltı ve yemek saatlerinde benim için ayrılan odadan çıkıyor, o ikiliyle elimden geldiğince muhattap olmamaya çalışıyordum. Birlikte tek bir öğün bile yememiştik çünkü kaçıyordum onlardan. Gereksiz insan kalabalığındansa bomboş bir odada kendi kendime vakit geçirmeyi tercih ediyordum. Ne birine laf anlatacak gücüm vardı, ne de birini dinleyecek. Onun dışında sadece kitap okuyor, annemle telefonda görüntülü konuşuyor ve bazen de kütüphaneye, Seokjin hyung'un yanına gidiyordum.

Öylece bakıyordum hayatıma, sanki hükmüm yokmuş, uzakmışım gibi kendi hayatıma. Hiçbir şey olmuyordu, o kadar büyük bir olmamazlık vardı ki, durup izlemekten başka çarem kalmıyordu.

Çocukluğum boyunca yaşamla ilgili tüm sorunlarım hep sevgi çerçevesinde oldu. Annemin sevgisine gereğinden fazla sığınmış, yaslanmıştım. Bu yüzden sarsıcı düş kırıklıkları yaşadığım için yorulduğumu düşünüyordum. Hastalıklı bir duyarlılığa kilitlenip kalmıştım.

İçimdeki çocuk büyümeyi reddediyordu. Sesini çıkarmadan susmuş, oturuyordu içimde. Orada öylece yıllardır oturuyordu. Okuduğum romanları, seyrettiğim filmleri bekliyordu. Sanıyordu ki, onları ben de yaşayacağım.

O çocuğun aksine ben, yaşadıklarımın koskocaman bir hiç olduğunun farkına varmıştım. Kafamdaki her şey yerine oturmuş, bir somutluk kazanmıştı. Nasıl olmuştu bilmiyorum, umutlarım bitmiş, elimden alınmıştı. Bütün zorlukların, beklentilerin, küçük hesapların içinde yapayalnız, bir başımaydım. O çocuk ise sesini çıkarmadan oturmaya devam ediyordu.

Yaklaşık iki haftadır meşgul olmadığım her an kendime sormaya başlamıştım, kendime soluk aldırmaz olmuştum. Ne? Neden? Niye? Niçin? Sorularımın ardı arkası kesilmiyordu. Hiçbir şey yapmadan, çaba göstermeden her şey rayına girsin istiyordum.

Vengeance •• taekookWhere stories live. Discover now