[21. BÖLÜM]: GERÇEK LİDER

2.8K 188 120
                                    

Asrın Karaca

Teslimatın bir tuzak olduğunu anladığımda iş işten geçmişti. Buray ve Ayaz kendi başlarının çaresine bakarken önümde duran arabayla bakışlarım arabayı buldu. Adamların kim olduğunu giydikleri maskeden göremesem de kimin adamı olduklarını az çok tahmin ediyordum.

Kaşlarımı çatmış bir şekilde arabaya baktığım sırada kalbimde hissettiğim keskin acıyla birlikte ben daha ne olduğunu anlamadan kendimi yerde buldum. Araba saniyeler içinde gözden kaybolurken bilincimi kaybetmeye başladım. Buray'ın boğuk sesi kulaklarımda çınladığında ne olduğunu idrak etmeye çalışıyordum. Başımın ağrısıyla birlikte elimi kaldırmaya çalıştığımda hareket edemediğimi anlamamla içimden bir küfür savurdum.

Merminin içindeki zehir yavaş yavaş bedenimi kısa süreli felç geçirttiğinde gözlerimi dahi açamaz hale geldim. Olaylar o kadar hızlı gerçekleşiyordu ki ne olduğunu anlayamıyordum. Kendimi sakin tutmaya çalışıp seslere odaklandığımda bedenimin hareket ettiğini hissettim. Beni sedye olduğunu varsaydığım bir yere koyduklarında doktorların endişeli sesini duydum.

''Ameliyathaneyi hazırlayın! Çabuk!'' Fiziken yapamasam da kaşlarımı çattığımda kapının sesini duydum ve ameliyathaneye girdiğimizi anladım. Bedenimdeki zehir yavaş yavaş etkisini kaybettiğinde nihayet gözlerimi açtım ve etrafa baktım. Yüzüme düşen gölgeyle birlikte bakışlarımı o yöne çevirdiğimde Battal'ın en sağdık adamlarından birini sırıtırken gördüm.

''Efendim, Kaplan elimizde.'' Telefonu kulağından çekip odadaki yeni fark ettiğim diğer adamlara emir verdi. Kapıdan giren doktoru görmemle hepimizin bakışları orayı bulurken bir adamın belinden çıkardığı silahla birlikte odadaki tek ses kurşunun mermere düşüş sesi oldu.

Doktor saniyeler içinde yere düşerken birkaç adam hızlıca beni sedyeden kaldırdı, diğerleri de doktoru siyah bir ceset poşetinin içine koyup sedyeye yatırdılar. Sedyenin ameliyathaneden çıkışını gördüğümde aklıma gelen şeyle birlikte dehşetle gözlerimi açtım.

''Evet kedicik.'' diyen sese döndüğümde Battal'ın iğrenç yüzüyle karşılaştım. ''Sevgili Gececiğin seni öldü bilecek.'' Hırsla kendimi hareket etmeye zorladığımda ne yapmaya çalıştığımı gören Battal gülerek çenemi sıktı.

''Ödeşme zamanı Karaca.'' Yüzüme geçirilen siyah bezle nefes alamadığımda gözlerim karardı ve saniyeler içinde bayıldım.

___________________

Yüzüme çarpan buz gibi suyla birlikte sıçrayarak uyandığımda derin derin nefes almaya başladım. Bir yandan öksürüyor bir yandan da nefes almaya çalışıyordum. Ben daha ne olduğunu anlayamadan biri kafamı suya daldırdığında kendimi sakin kalmaya zorlayarak nefesimi tuttum.

Kafam sertçe sudan çıkarıldığında karşımda Battal'ı gördüm. Onu görmemle birlikte dudağımın kenarı arsızca yukarı kırılırken kahkaha attım.

"Vay" dedim a harfini gereğinden fazla uzatarak. "Battal bey, bu ne sürpriz. Görüşmeyeli nasılsınız?" Battal korkuyla benden birkaç adım geri çekildiğinde daha çok sırıttım.

"Yapma Battal, benden korkuyor olmazsın. Ne de olsa ben masum bir kediyim." Gülüşüm tehlikeli bir hal aldığında sesimin tınısı da aynı anda ciddileşti. "Kedinin kuyruğuna basmak istemezsin değil mi?"

Battal adamlarına emir verip ellerimi tavandan sarkan zincirlerle zincirlediklerinde dudağımı büzdüm.

"Hapishanede miyim ben? Bu ne? Hiç yakıştıramadım senin gibi bir adama." Sonra yanlış bir şey söylemiş gibi yüzümü buruşturdum. "Pardon yanlış oldu adam dedim."

GECE KELEBEĞİWhere stories live. Discover now