YAZARDAN

Hira'yı bir odaya yerleştirmişlerdi. Yaman bu esnada Emir Asaf'ın yanına gitmişti. Hira'nın yanında da Mustafa'yı bırakmıştı.

"Abi.." Sesi duyan Emir Asaf'ın bakışları Yaman'ı bulmuştu. "Bir şey mi var?"

"Sanırım bebek iyi durumda değil... Yengemi odaya aldılar, daha ayrıntılı bakılacakmış..." Duydukları ile yüzünü sıvazladı çaresizlikle. Aldığı nefes batıyordu sanki. İlk defa hiçbir şey yapamıyor, eli kolu bağlı haldeydi.

Sancar ailesi ise daha kızlarının hamile oluşunu atlatamamışken bir de onun tehlikede olduğunu öğrenmişlerdi. "Emir Asaf sen Hira'nın yanına git. Biz buradayız." Miraç destek olurcasına omzunu sıkmıştı.

Bu arada Yusuf'tan da haber gelmişti. Gerekli müdahale yapılmış ve en azından durumu stabile alınmıştı. "Anıl, Yusuf'la Hira'yı aynı odaya alsınlar."

Anıl, Emir Asaf'ın dediği gibi ikisini bir odaya aldırmıştı. Hira gördüğü oğluyla tekrar ağlarken yanına gelen kocası yalancı bir kızgınlıkla konuşmuştu. "Eğer daha fazla ağlarsan farklı odaya alacağım." Hira hemen yaşlarını silerken Emir Asaf'a döndü. "Tamam bak ağlamıyorum." Emir Asaf buruk bir tebessümle karısının saçını öpmüştü.

Gelen doktor yapılan testler sonucunda açıklama yapıyordu. "Hira hanım hamileliğiniz oldukça riskli. Ciddi bir düşük tehlikeniz var, tansiyon da cabası. Bundan sonrasında çok dikkat etmeniz gerekiyor. Stresten kesinlikle uzak kalacaksınız. Şimdilik toparlamanıza yardımcı olacak bir ilaç da verdim. Kendi doktorunuza en kısa zamanda görünmenizi tavsiye ederim. Geçmiş olsun." Hira ağlamak istese de yan tarafta yatan oğluna bakarak kendini durdurmaya çalıştı. Ne zordu çığlık atarak ağlamak isteyip de tek damla dökememek...

~~~~~~~~

Verilen ilaçtan dolayı uyuyan oğlunu ve bitkinlikten uyuya kalan karısını odada bırakıp koridora çıktı. Bütün aile buradaydı, Sancarlar da dahil. Gözleri Tarık Sancar'ı buldu. "Tarık Bey artık gitseniz iyi olur. Hira şu an sizi öğrenmemeli ve burada kalışınız şüphelendirir."

Haberi vardı Emir Asaf'ın. Bugün öğrenmişti. Hiçbir şey saklamak istemediği karısıyla konuşacaktı fakat şu durumda olmazdı. Asla olmazdı. Karısı tehlikedeyken bunu göze alamazdı.

Poyraz'ın Emir Asaf'ın haklılığı karşısında sinirleri bozulmuştu. Fakat doğru olan şimdi gitmeleriydi. Daha yeni bulduğu kardeşine de yeğenine de bir şey olmasını istemezdi.

HİRA

Yorgunlukla açtığım gözlerim ilk olarak yan tarafımda yatan oğlumu buldu. Verilen ilaçlar yüzünden hâlâ uyuyordu. Kaldıramıyordu minik bedeni...

"Uyanmışsın." Kapıdan giren Emir Asaf'a döndü bakışlarım. "Oğlum iyi mi?" Yanıma otururken konuştu. "İyi güzelim. Sadece dinleniyor şu an. Bu akşam buradayız. Sen de güzelce dinlen."

"Sen?"

"İyi böyle." Verdiği cevaptan hoşnut olmayarak kenara kaydım. "Sığar mısın bilmem ama..." Açtığım yere bakıp küçük bir tebessüm sundu. Ardından yanıma yatarak beni de kolları arasına aldı. Bir eli karnımı bulmuştu. "Feride anneler gitti mi? Onlar da harap oldular saatlerdir."

"Gönderdim herkesi."

"İyi yapmışsın." Oynadığı saçlarımla gittikçe mayışıyordum. "İyisiniz değil mi?" Kafamı salladığımda saçlarım arasında dudaklarının baskısını hissettim. "İyi olun..."

Alaylı bir gülüşle kafamı kaldırıp gözlerine baktım. "Çok mu korktun yoksa?" Benim aksime oldukça ciddi bakıyordu. "Çok korktum... Deli gibi korktum." Kalbinin olduğu tarafı öpüp tekrar göğsüne yattım. "Ben de korktum... Çocuklarıma bir şey olacak diye çok korkuyorum Emir Asaf..."

Cevap vermeyip kollarını daha sıkı sarmıştı. "Gücel annem..." Duyduğum sesle yerimden doğruldum. Yusuf uyanmış ve bize bakıyordu. "Annemm." Yanına gidip sıkıca sarıldım oğluma. "Ben uyumuşum anne."

"Evet birtanem uyumuşsun." Benim yattığım tarafa bakıp tekrar bana döndü. "Sen de mi uyudun anne?"

"Hıhımm. Ben de uyumuşum. Baban da biz güzelce dinlenelim diye yanımızda bekliyor."

"Buyda mı kalcaz baba?" Emir Asaf da yanımıza gelerek diğer tarafına oturdu. "Bu akşam buradayız oğlum. Annen de sen de dinlenince dönücez evimize."

"Ben dinlendim ki baba. Bak tocaman oldum."

"Sen dinlendin ama annenle kardeşin dinlenmedi." Bakışları karnıma dönerken ellerini de koymuştu. "Kaydeşim evde dinlemej misin?" Masumca konuşması ikimizi de gülümsetmişti. Emir Asaf, Yusuf'u kucağına oturttu. "Eve gitmeyi çok mu istiyor benim aslanım?"

"Hıhıı. Eve gidelim baba." Saçını öpüp konuştu. "Bu gece burada kalmamız gerekiyor oğlum. Söz yarın evimize dönücez. Dönünce de atlara bakarız, anlaştık mı?" Atları duyunca gözleri parlamıştı bile oğlumun. "Oluy, anlaştık."

Aklına bir şey gelmiş olacak ki hevesle Emir Asaf'a döndü. "Annemle kaydeşimi uyutalım mı baba?"

"Olur oğlum, uyutalım." Bana sormadan verdikleri karar üzerine Emir Asaf Yusuf'u bırakıp beni kucağına almış ve yatağa yatırmıştı. Yusuf'la birlikte yanımda oturduklarında Yusuf elini karnıma koyup okşamaya başladı. Gözlerim dolu dolu minik oğlumu izliyordum. "Anneee uyu hadi." Sözünü dinleyip gözlerimi yumdum.

Karnımın üzerinde oğlumun, elimin üzerinde de kocamın elini hissederken binlerce kez şükrettim.

Bölüm sonuu.

Bu sefer erken attım bölümü. Dediğim gibi müsait oldukça yazıyorum. Bu defa da böyle oldu.

Nasıl buldunuz bölümü?

Hira, Sancar ailesinin kızı çıktı. Önceki bölümde tahmin edenler olmuş zaten.

Sizce bunu öğrendiğinde neler olacak?

Yeni bölümde görüşürüz canlarım 🤗

Bî- misâl HayatWhere stories live. Discover now