0.5

412 60 26
                                    

Lütfen yorum yapmayı ihmal etmeyin. :) XOXO <3 <3

!!!!

-----------------------------

Yazar Notu : Okumadan önce Zayn'nin kitapta kalacağını bildireyim. O gruptan biri yani onu da hikayede hayal edin ve umarım bana kızmazsınız.

Bir hafta olmuştu ve ben hala geçmişe saplanmış kalmıştım tabii buna böyle derseniz.

Bunu sevdim ama çocukları özledim. O dört çılgın adamı. Onların gülüşlerini özledim, eşek şakalarını ve her şeylerini. Hatta saçma sapan şeyler hakkında konuştuğumuz anları ve onlarla şarkı söylediğim zamanları özledim.

Bu hayatı sevebilirdim çünkü ben böyleydim ama bu şeyin içinde sonsuza dek yaşayamam. Yani bir rüyada yaşayabilir miyim? Bir dilekte? Bu neyin nesi ki ? Buna ne diyebilir ?

Yardıma ihtiyacım var ama bana kim yardım edebilir? Benim deli olduğumu düşünürler , demek istediğim nasıl siz kendinize inanmıyorken başkaları size inanabilir?

''Harry?'' baktığımda Mandy bana doğru gülümsüyordu. Evimizin arkasındaki salıncakta yanıma oturmuştu.

''Hey, Mandy'' onu endişelendirmemek için sahtece gülümsedim.

''Vay, Mandy? Mo'ya ne oldu? ''

''Huh.''

''İyi misin?'' Başımı salladım. ''Yalancı, tamam seni endişelendiren nedir ?''

''Hiçbir şey, gerçekten.'' dedim ve o başını sallayarak beni onayladı.

''Lütfen, haydi anlat.'' Ona ne anlatmalıyım? Dilediğim şey çılgınca ve bu gerçekleşti ve ben içinde sıkışıp kaldım ? Ne demeliydim ki? Benim kafayı yemiş olduğumu düşünecekti. ''Haydi''

Konuşmadan önce bir süre sessiz kaldım. ''Şeye inanır mısın...'' durdum ve o bir iç çekti.

''Bana güvenebilirsin, Harry .'' Sallanmayı kesti ve elini benimkinin üstüne koydu. Gülümsedim ve başımı salladım.

''Sana güveniyorum. ''

''İyi, hadi... Konuş, Haz.''

''Daha önce bir şey dilediğinde hiç gerçekleşti mi ?'' Kaşlarını çattı , büyük ihtimalle deli olduğumu düşünüyordu zaten kulağa onlardan biri gibi geliyorum.

''Um... Tabii. Beni hiç kimse tanımazken seninle arkadaş olmayı dilemiştim ve ertesi gün sen benimle konuşmuştun.'' Yere gülümseyerek bakıyordu.

Gözlerim genişledi, şaşırmıştım. Beni daha önce farkettiğini düşünmemiştim. Okulda iyi tanınırım ama beni hiç beni düşüneceğini düşünmedim.


Çok ünlü bir kötü çocuk veya İskoçyalı değildim. Herkesin konuştuğu ve tanıdığı eğlenceli bir çocuktum.

''Gerçekten mi?'' Bana baktı ve beni onaylayıcı bir şekilde kafasını hareket ettirdi. ''Bunu daha önce bana hiç söylememiştin.''

''Utanıyordum, beni bir ezik veya yapışkan biri olarak düşünmeni istemedim.''

''Sen bunun zıttısın, Mo.''

''Teşekkür ederim ama bunu niye bana sormuştun?'' diye sordu. Ona anlatmalı mıydım? Benimle dalga geçebilirdi veya benim gibi deli biri ile olmak istemediğinden arkadaşlığımızı yokederdim.

Onu gerçekten kaybetmek istemiyorum.

''Sana bir şey anlatmak istiyorum.''

''Tamam.''

''Bu delice gelebilir ve garip.'' dediğimde kaşlarını çattı. ''Ama beni terk etme ve -''

''Ve, beni korkutuyorsun.'' gergince kıkırdadı. ''Harry, seni asla terk etmeyeceğim. '' İç çektim.

''Sadece konuş, Harry.''

''Ben-'' Telefonu sözümü kesti.

''Oh, bir dakika bekle.'' ayağı kalktı ve telefonuna cevap verdi. Bir süre telefonuyla konuştuktan sonra kapadı ve bana baktı.

''Üzgünüm, gitmem gerek. Annemin bana ihtiyacı varmış.'' Belki de bu ona anlatmamam için bir işaretti. ''Bekle, bana ne anlatmak istiyordun?''

Başımı salladım ve gülümsedim. ''Arkadaşım olduğun için çok mutluyum. Sen en iyi arkadaşımsın. '' Genişçe gülümsedi ve bana sarıldı. Ona hafifçe geri sarıldım.

''Bende çok mutluyum. Senin gibi bir kardeşe sahip olduğum için.''

Kardeş.

Bunun içimden neden beni azda olsa incittiğini bilmiyorum hatta bu yüzden mutlu ve gururlu olmam gerekirken. Ama bir şey yanlıştı.

Hayır, birçok şey yanlıştı ve bunları düzeltmem gerekiyordu.





The Wish [Harry Styles] -londonstars'tan çeviri-Where stories live. Discover now