0.4

488 70 22
                                    

BÖLÜM SONUNDA YORUM YAPMAYI İHMAL ETMEYİN LÜTFEN :) !

-------------------------

Bizim yerimizin basamaklarını çıktım.

Çatı katı.


Mandy ile hep orda kalırdık, zamanımızın çoğunu yukarda geçirirdik.

Mandy ile altı yaşından beri en iyi arkaşlarız. İkimizde birbirimiz hakkında çok şey biliyoruz, ne sevdiğimizi, sevmediğimizi, favori filmlerimizi, renkleri ve yemekleri.

Onu çatıda otururken gördüm. Dizleri göğsüne çekmiş , çenesini avuç içine dayamıştı. Dikkatini kaybetmiş , manzaranın keyfini çıkarıyordu.

Gülümseyerek şu an o kahverengi uzun saçları havada uçuşurken ne düşündüğünü merak ettim. ''İşte burdasın.'' dedim ve bana dönüp gülümsedi ve oturmam için yanında yer açtı.

''Neden bu kadar uzun sürdü?''

''Gelmeyeceğini düşündüm Hazz.''

''Seninle bir dakikayı kaçırmam Mo.''

''Awww, ne kadar tatlı. Diyen kişi de ihtiyaç hissettiğimde aramayan veya mesaj atmayan biri. '' Ne dediğini anlamayarak kaşlarımı çattım.

''Canım, anlamıyorum.'' İç çekti , '' Cupcakelerin?'' Onun kırmızı kadife kekini tutarken sırıttım, ve oda şeker dükkanındaki küçük bir çocuk gibi gülümsedi.

Onun gülümsemesini seviyorum , bu gülümseyişe neden olmayıda seviyorum.

''Aslında seni affediyorum ama yine de sana biraz kızgınım.'' Keki elimden aldı ve bir ısırık aldı. Gülerek başımı salladım.

''Niye? Ne yaptım ?

''Bunu zaten sana söylemiştim.''

''Ama eğer yardıma ihtiyacın olursa her zaman burdayım.'' gülümsedim ve gülümseyerek bana baktı. ''Bunu biliyorsun değil mi? '' Ona sordum ve başka bir ısırık alırken kafasını salladı. Tekrar iç çekti ve bende her zamanki gibi çikolatalı cupcakemi kutudan çıkardım.

Ona baktı ve yüzünde bir sırıtış oluştu. ''Çikolatalı cupcake , hah ?

''Evet , yeni olan ne ? '' karışmış bir şekilde sordum. ''Biliyorsun bunu seviyorum ve her zaman bunu yiyeceğim.''

''Ah, Tanrım.'' Kıkırdarken başını salladı. Onda ne olduğunu anlayamıyordum, yani bugün farklı olanda neydi ? Buraya her zaman gelirdim ve o kendi kekini ve bende kendi çikolatalı cupcakekimi yerdim. Ama bugün değişik gözüküyordu.

Hala aynı şekilde mi bakıyor diye merak ettim. Yani gelecekte-Siktir!

Aklımda tuttuğum şey bir rüya ve bu çılgınca çünkü buna inanamıyorum. Bunu nasıl tanımlayabilirim bilmiyorum.

Aynı mı gözüküyor? Şu an yanında oturduğum aynı Mandy'i mi ? Aynı gülümseme , aynı gülüş , aynı harika kişilik , aynı görünüşü olan ?

Hayır. Tabii ki şimdi farklı gözüküyor, o da benim gibi değişti. Şu an uzun saçlarım var , kısa kıvırcık halde değiller , sesim daha kalın ve boyum daha uzun.

''Ne hakkında düşünüyorsun ?''

''Efendim?'' dikkatimi topladım , kaşlarını kaldırmıştı. ''Hi-hiçbir şey''

''Öyle diyorsan.'' diyerek omuz silkti.

''Yani, cupcaklerimde ne var?'' gülümseyerek bir ısırık aldım. O da tekrardan sırıttı.

''Hatırla senle bu konu hakkında dalga geçmiştim ve sende şunu demiştin ; 'Eğer beni bun çikolatalı kekle görürsen, ne istersen yaparım.''

''Mandy, bu çok anlamsız.''

''İyi, ama bu iddiayı başlatan ben değilim... ve beni tanıyorsun her zaman kazanırım.'' buna karşı sızlandım.

''Tamam, ne istiyorsun?''

''Hayır, bu kadar kolay değil, düşünmem için zaman ver... intikamım için.'' derin bir nefes aldım ama şapşal arkadaşıma gülümsedim

''Benim hakkımda konuşmamız yeter, sıra sende''

''Benim hakkımda ne ?'' diye sordu ve tekrar ağzına bir cupcake götürüp bir ısırık aldı.

''Yanlış olan ne ? Neden aynı sen değilsin?'' Kıkırdadı.

''Aynı ben ?''

''Evet! şen şakrak, şirin ve eğlenceli olan Mo.'' gülümseyerek sordum ve o da kızardı.

''Öyle değilim!''

''Bir randevum olduğunu biliyordun.'' Başımla onu onayladım, aslında hatırlayamıyorum ama öğrenmek için meraklanmıştım. ''Şey, pek iyi gitmedi.''

Kaşlarımı çattım, şimdi hatırlamadığım için memnunum.

''Nasıl?''

''O... o gelmedi. '' Onun üzgünlüğünü hissettim, gözyaşlarını tutuyordu.

''Oh,'' dedim ve kollarımla onu sarmaladım ve o da bana hafifçe geri sarıldı. ''Çok üzgünüm.'' geri çekildi.

''Sorun değil, yani niye benle dışarı çıkmak istediğini bile merak ediyoru-''

''Hayır, öyle deme!'' sinirleniyordum. O Mandy'i hakketmiyordu. O harika ve o çocuk bunu bilmiyor. ''Bu saçmalık. Sen harikasın... ve mükemmel. En iyisini hakkediyorsun. O bir göt ve seni hakketmiyor , Mandy.''

''Gerçekten mi ?'' tekrardan kızardı ve bunu yapabildiğime çok sevindim.


''Gerçekten.''




The Wish [Harry Styles] -londonstars'tan çeviri-Where stories live. Discover now