30. Bölüm: "Düğün"

6.1K 286 65
                                    



Yıldızı doldurarak başlayalım.

Çoklarından düşüyor da bunca, görmüyor gelip geçenler. Eğilip alıyorum, solgun bir gül oluyor dokununca. Ya büyük şehirlerin birinde geziniyor kalabalık duraklarda, ya yurdun uzak bir yerinde kahve, otel köşesinde... Nereye gitse bu akşam vakti, ellerini ceplerine sokuyor, sigaralar, kâğıtlar arasından kayıyor usulca. Eğilip alıyorum, kimse olmuyor. Solgun bir gül oluyor dokununca. Ya da yalnız bir kızın sildiği dudak boyasında, eşiğinde yine yorgun gecenin, başını yastıklara koyunca.

Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor. En çok güz ayları ve yağmur yağınca alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda. Uzanıp alıyorum, kimse olmuyor. Solgun bir gül oluyor dokununca. Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda akşamlara gerili ağlara takılıyor, yaralı hayvanlar gibi soluyor, bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor, yollar, ya da anılar boyunca. Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece, kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam. Solgun bir gül oluyor dokununca.

O solgun gül bendim. Solmuştum, bitmiştim...

Birkaç gün geçmişti.

Babamı yeni kazanmışken sonsuza kadar
kaybetmemden sonra birkaç gün... Düğünüm olacaktı.

Kendimi ne kadar ruhsuz gibi hissetsem de yarın düğünüm vardı, evleniyordum.

Şuanda ise bana verilen odada oturuyordum. Burası o koca sarayda bana ayrılan geçici bir oda olmasına rağmen oldukça büyük ve gösterişliydi. Yarından sonra burada yaşamayacağımı söylemişlerdi. Drake'e ait eve gideceğimi anlamıştım.

Ona karşı birşey hissetmiyordum, o yakışıklı ve oldukça hoş birine benzese de içini bilmeden bir daha kimseyi beğenmemem gerektiğini öğretmişlerdi bana. Bana bunu o şeytan bozuntusu öğretmişti.

Ondan nefret ediyorum.

Kapının çalınması ile yerimde dikleştim. Saniyeler sonra içeriye giren Drake ile yutkundum. Beni süzdü ve arkasından kapıyı araladı. Gardiyana benzeyen birkaç kişi içeriye girerken ellerinde tuttukları şey ile kaşlarımı çattım. Bir sürü makyaj malzemesi ve gelinlikler?

"Düğün bugüne alındı, hazırlansan iyi olur pek zamanımız yok." dedi Drake ve geldiği gibi odadan çıkarken beni içeriye giren iki kadınla başbaşa bıraktı.

Kadınlardan biri Dave idi.

Aron'un kardeşi olan Dave.

Kaşlarımı çatarak ayaklandım, ne yani?

"Lütfen buraya oturun hanımefendi." dedi bir tanesi. Diğer kadın öylece benim gelmemi beklerken Dave kenarda durmuş öylece izliyordu. Başımla onaylayarak kadının söylediği makyaj masasına oturdum. O hızla saçlarımı yapmaya başlarken öylece ölü gibi duruyordum. Hiçbirşeyi sorgulamadan yapmaya devam ediyordum.

Bir süre sonra kadın saçlarımı düzleştirmiş uçlarına da maşa yapmıştı. Saçlarımın önüne inciler yapıştırırken Dave hala öylece dikiliyor beni izliyordu. Neden buradaydı?

ŞEYTAN KADEHİ +18Where stories live. Discover now